06/07/2007 akşamı eşimi de alarak Seferihisar’ın Sığacak Limanı’na gittim. Hava oldukça rüzğarlı ve liman içi dalgalıydı. Eşimle beraber araçtan inerken bile zorlandık. Çünkü rüzğar araç kapılarının açılmasını bile zorlaştırıyordu. Manisa’dan kalkıp oraya kadar gitmişken geriye dönmek de olmazdı. Aracımızı park edip masa sandalyemizi kurup ışığımızı ayarladık. Sonrada eşimle beraber oltalarımızı açtık. O rüzgara ragmen oltalarımızı bir umut denize attık. Rüzgarın salladığı zillerden balığın vurup vurmadığını anlamak oldukça zordu elbette. Arada oltalarımıza baktık, yemledik yine attık. Gece boyunca birkaç isparoz, 3 tane iskorpit ve 2 karagözden başka da oltamıza gelen olmadı. Hadi siz gidin de, amcalarınız, babalarınız gelsin laflarıda kar etmedi. Anlayacağınız dişe dokunur bir av olmadı. Bende bu zaman dilimini başka türlü değerlendirmeye karar verdim. Yanıma aldığım 4 çeşit yemi eşiminde yardımıyla fotograflayıp, belki işine yaracak arkadaşları olur, düşüncesiyle konu başlığı altında hazırladım. Fotolarda göreceğiniz eller bana aittir. Çalışma bittiğinde ben bile tanıyamadım ellerimi pislikten. Daha önce bu yemlerle çalışmamış arkdaşlar çekinmesin yıkanınca kolayca çıkıyor. 1.BORU KURDU Aşağıda ki fotografda da göreceğiniz gibi boru kurdu, çamurdan bir borunun içinde yaşayan bol bacaklı bir kurtcuktur. Denizin kıyıya yakın ve çamurluklu bölgelerinde yaşayan bu hayvan kendi yaptığı zarın dışını çamurla kaplayarak bu zarın içinde yaşar. Genelde tüm deniz balıklarının ragbet ettiği bir yem türüdür. Gündüz bu yemle avlanmak tüm deniz canlılarıyla birebir tanışmak demektir. Hanosu olsun kaya balığı, gelin balığı, ot balığı her türden balık bu yeme vurur. Zayıf bir yemdir. Ama çipura dahil tüm balık avlarında rahatlıkla kullanılır. Elimize aldığımız boru kurdunu arkadan öne doğru diş macunu sıkar gibi sıkarak çıkartırız. Çıkan boru kurtları Çıkardığımız boru kurtlarını bıçağımızla iğneye takacağımız büyüklüğe uygun halde keseriz. Ve iğneyi kurdun içinden geçirerek takarız. Oltamız atılmaya hazır.
Konunun devamı... 2.SÜLÜNEZ Resimde de göreceğiniz gibi 2 kabuğunun arasında yaşayan bir deniz canlısıdır. Ve deniz kumuna kendini gömerek kıyıya yakın yerlerde yaşar. Her türlü balık avında kullanabileceğiniz zayıf bir yem türüdür. İki kabuğun birleştiği yerlerin bir tarafı hafif açıktır ve bu birleşmeyi ince bir zar tamamlamaktadır. Bıçağımızla bu zarı keserek kabuğu açarız. Kabuğu açılmış olan sülünes Sülünesi bıçağımız vasıtasıyla 3 bölerek kullanıyoruz. Ne yalan söyleyeyim ben sadece baş kısımlarını kullanıyorum. Ortası zaten pek işe yaramıyor. Kıyıdan atışlarda fırlayıp gidiyor. Pek dayanıklı bir yem olmadığı için iğneye özenle geçiriyoruz. Oltamız atılmaya hazır.
Konunun devamı... 3.YENGEÇ Hepimizin bildiği deniz kenarında, kayalıklarda yaşayan yengeçler işte….Genelde küçük balıkların ellemediği ve bozamadığı bir yem olması sebebiyle Çipura avında özellikle tercih edilir. Oldukça iri karagöz ve sargozda bizzat kendim tarafımdan bu yemle yakalanmıştır. Yengeçleri satın alırken büyüklük seçiminde kullanacağımız iğne büyüklüğü önemlidir. Attığımız yerde o yengeci yiyebilecek ağız yapısına sahip balıkların olmasıda yengeç boyutlarını belirlemede önemli etkendir. Ben yengeçi iğneye gözlerinden takıyorum. Örneğin iğnenin ucunu yengecin sağ gözünden takıp sol gözünden çıkarıyorum. Bazı arkadaşlarda yengecin arka altında bulunan üçgen kısımdan iğneyi sokup, sırtından dışarı çıkartırlar. Tercih sizin. Yengeçler takıldı.Oltamız atılmaya hazır. 4.MADYA Madyada bir tür deniz kabuklusu olup kabuğunu kırarak içindeki etini kullanacağımız oldukça sert ve kullanışlı bir yemdir. Genelde çipura avında bırakma olarak kullanılır. Küçük balıkların ellemediği ve bozamadığı bir yem olduğundan avantajlıdır. Kırığımız madyanın içinden çıkan etli kısım iğneye tek batımda geçirilir. Mutlaka iğnenin ucu dışarıda kalmalıdır. Sert bir yem olduğu için balığın yemi ısırması sonucu batma olasılığı oldukça düşüktür. Etin uç kısımlarına yakın yerlerden, iğnenin ucu dışarıda kalacak şekilde oltaya takılır. Ve madyalı iğnelerimiz atılmaya hazır. Birde oltalarımızı çektik. Kamış ayağımız, kamışlarımız, kamışların ucunda ışıklı zillerimiz. Belki ihtiyacı olan olabilir diye. Bu fotolarda Sıgacık limanında gün doğumu. Buda belki ileride bizimde olur deyip hayal kurduğumuz yatımız. Umarım yazımda işinize yarayacak bilgiler bulursunuz. Hepinize rast gele….
Paylaşım için teşekkürler. Yengeci bende arkadan ikinci ayağın gövdeyle birleştiği yerden geçirip yumurtalık yani arka tarafından çıkarırım.Atarken daha sağlam oluyor ve canlı kalıyor.
Teşekkürler Sevgili form arkadaşlarım. Dün sağ olsun sennur hanım olmasaydı bu sayfalar size biraz zor ulaşacaktı. Sennur hanımın emeklerine sağlık. Ardından bu sayfada sorunlar yaşanırken beni yanlız bırakmayan sevgili NAmık arkadaşıma ve Eczacı mehmet beye de teşekkürler. Cemalsel, Crezy Fisher, Mallaca, İzzetbey, Canazor, Avcı perdeci serdar kardeşim sizlerede teşekkürederim. Elimizden geleni yapmaya çalıştık.
bir kaç yazı önce bahsetmiştim namık kardeş ama sen atladın heralde. Yoğutla balık mevzuuna kafa yoruyordun o sırada herhalde. Yoksa kaçırmazdın. Bu hafta sonu başta mamun olmak üzere bakacağız artık, sübye ve kalamarıda bulabilirsem onlarıda işleyip ekleyeceğim.
Bu yemler genelde ege bölgesine has yemler arkadaşlar. Eksik olanlarıda tamamlayıp en kısa sürede ilave edeceğim. Warrior kardeşim teşekkürler.
Hakan her konuda yardımcı olurum o kadar harika bir başlık açtınki sorma ama ben hala yengeç konusunda kararsızım ve yengeçle bir türlü verimli av yapamadım ama bazı arkadaşlar 1-2 kiloluk çupraları yengeçle alıyorlar.
Aydın beycim yengeç gerçekten enterasan bir yem. Sadece çipura, sargoz ve çok iri (23-25 cm) karagözler ancak alabiliyor. Ben şöyle yapıyorum. Akşan suyuna yetişip. Tek oltaya yengeç takıp atıyorum. Geriye kalan kamışlarla, sülünes boru kurdu çalışıyorum. Saat 02,00 den sonra uyku hali gelince tüm oltaları madya ve yengeçle dolduruyorum. Vurup kafayı yatıyorum. Sabah suyuna kalktığımda oltaları çekip yarısını yengeç geri kalanları boru kurduyla tekrar atıyorum. 3 kamış yengeç, 3 kamış boru kurdu. Tebii boru kurtları atar atmaz vuruş alıyor. Yengeçlerde tık yok. Ama o civarlarda çipura varsa kesin üstünde emin ol. Her ne kadar deniz patlıcanı gibi çekim gücü olmasada çipuralar için, vaz geçemediklerimdendir.
Kıskandım . . . . Bende mamunun nasıl iğneye takılacağını kendi ellerim ile çekilmiş fotoğraflarını eklemiştim ama kimse benimle ilgilenmedi bile. http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=8407&page=2
Aydınım ama Mehmet im Verdiğin bilgiler için teşekkürler Hakan cığım ben de seninle hemfikirim yengecin dayanıklı bir yem olması konusuna ama iğneye takış şekilleri kafa karıştırıyor yengece ben alttaki ücgen kısmı kaldırıp oradan takıyorum doğru olan bumudur sence?
çeşitli şekillerde takılıyor. Aslında nasıl taktığının pek bi önemi yok. Önemli olan ağzına aldığında hayvana girecek şekilde olsun yeter. Kimisi bacaklarını koparıp atıyor, kimisi kıskaçlarını koparıyor. Kimisi benim gibi gözünden kimisi sizin gibi arka üçgeninden takıyor. Gerçekten çeşit çeşit teknikler var ama sonuçta herkes bi şekilde yakalıyor. Hangisinin doğru olduğu konusunda net bir fikrim yok gerçekten.
Güzel bilgiler ve paylaşım için teşekkürler Geçtiğimiz avda küçük yengeç buldum ama daha önce hiç kullanmadığımdan iğneye taktım sonuç '0' 3 gün iğnede kaldı garibim bi balık dokunmadı
çok güzel olmuş bana bu yem tekniklerini öğrendiğim güzel oldu ama sülünez çok pahalı 20 ytl kg si yarın kilo aldım 3saatte bitti 2 kiş indik dibine
Şansına küs dostum ne diyeyim. Ben burada bu yemle kesin kes bunu şunu tutarsınız demiyorum zaten. Yemi kısaca tanıtıp, iğneye nasıl takılacağını dilim döndüğünce tarif etmeye çalışıyorum. Oralarda iri bir balık olsaydı kesin o balık o oltaya atlardı. Sen canını sıkma. O yengeçten değil yanlış avlaktandır. Yada o yemin avlağı değilmiş orası diyeyim sana kısaca..
Genellikle yukarıda fotografta görünen hıyardan(keserek kullanıyorum). Bunun dışında sülünez (kabugunu acıp parcaladıktan sonra zaten ölmüş oluyor.) Bu yemlerle mırmır, cupra, levrek, minekop, sargoz, ıspari ... yakaladım.
bilgi için sag ol ismail arkadaşım... avcılıkta bu şekilde işkence ,öldürme,katliam,canilik,acı çektirme gb deyimlerle karşılaşırız bu terimleri bütün avcılar için kullanırlar bizler bunu kabul etmeyiz fakat avcılık adı üzerinde avlanan bizler avlananız kullandıgmız her şey ava zarar verir bunu bu şekilde düşünürsek yakın çevremde de var benim avlanamazlar ama avlananı afiyetle yerler.. teşekür ederim
Bu yengeçlere İğne Takarken Kıskaçlarıyla saldırmazlarmı Birden Aklıma Geldide Canlı Olarak takıyoruz da
Birde o resimdeki HIYAR olarak geçen yem nereden temin ede biliyoruz ? Daha öncede sormuştum fakat cvp alamadım