2012 Lüfer-palamut durumları....

Çağrı işler kesat sorma 3 gündür sabahların 5 lerınde kalkıyorum gidiyorum suya bakıyorum ilk gün bol bol yağmuru izledim dün baktım sular çok kırık o kadar berrakki otur dedim. bugünde aynı şekilde çay içmeye devam
Güzel oluyormuş böyle Yarın başlayacağız inşalllah

 

Aret jeton daha yeni düştü dünden beri Drank diye evet haklısın tamamen süper.

 

Üstadım sekiz kulaca gerek yok, ama bunu misina ve aparatlar için söylüyorum. Balığın görüş mesafesi 2 kulaç zaten. Yani iki kulaç ötedeki öyle fırdöndü vs. yi göremez pek.

Ama ortada bir kurşun var. Bizim takımların doğru adı "bottom bouncer". Yani dipte hoplayan demek. Kurşun, köpük çıkarabiliyor, dibe vurup hopladıkça kum kaldırıp suyu bulandırıyor vs. ve asıl mesele bu oluyor. Kurşundan sonraki 5-6 kulaç bu açıdan anlamlı.

burada görünmezlik açısından bir kaç püf noktası verebilirim. Anahtar kelime kahverengi. fırdöndülr, halkalar vs. kahverengi olursa, sorun çıkarmıyor. Nasıl? Şöyle düşün, ufacık bir bıçağı 500m'den göremezsin ama, bıçağı güneşe tutup ışığı yansıtırsan 10km öteden görünüverir. İşte fırdöndü vs. de bu sorunla yüzleşir, Bu ışık pırıldaması lüferin dikkatini dağıtır. Kahverengi malzeme bundan dolayı daha etkildir.

FC misina, klasik uzun olta, berrak suda süper iş yapar, sorun olmaz. Hele fırdöndüler filan kahverengi ise daha iyi olur.

Kurşunu farkettiysen, bantla kaplayıp kırmızı yapmıştım. Dikkat edttyisen dip balıkları kırmızıdır yada biraz kahve rengi olur. Kırmızı lüferin göremediği, seçemediği bir renk ve suda fona kolayca karışıp seçilemez olur.

Püf noktaları bunlar. Hiç çekinme, FC yapmışsan bedeni, lüferin görüp ürkmesi mevzu bahis olamaz. FC düğümü sevmez, buna dikkat etmek lazımdır. Hem zayıflar, hemde düğüm tutmaz. Düğüm işini daha ciddiye alıp, ıslatarak, zorlamadan düğümleyerek bu sorunlar aşılır.

 

Sen konunun aslına gel Koylu bana 8 kulaç lazım takım bu 8 kulacın tamamını absorbe ediyormu deniz altında bana onu söyle. Kurşun 8Kulaç önunde zaten ayrıca benım dibe değmiş değmemiş gibi sıkıntım yok zaten uçurucam boşunamı 8 kulaç dedık. zaten fırdondusu vs 8 kulaç geride kalacak o zaman bu mantıkla yürürsek zaten 2 kulaç tan sonrasını görmez dıyorsun. o zaman 6 kulaç hayalat mantıpıylamı hareket edecek

 

+ kaliteli bir spin kamış markasıda alayım komple.....

 

+Barbun tekir ve Mezgit de kırmızımsı kahverengi renktir. Ama Lüferinde vazgeçilmez yemidir Naıl olacak bu işler

 

Kısa cevpa: kesnilikle. 8 kulaç yapmak gayet iyi bir şey ve takımın yem harici kalan şeyleri hayalet gibi olur.

Teknik cevap: Balık yemini gördüğü anda, yem ona 2 kulaç yakın olacak. Daha ötedeki yemi görmez. Saldırı için iki boyu kadar, yani 60 cm'e kadar yaklaşması lazım. Bu anda bakınca yeminden başka hiç bir şey görmeyecek. Normal misina olursa onu görebilir, yemi yeme benzetemez; denizde uzanıp giden süpürge sapı gibi bir şey zanneder.

Basitçe, aynen dediğin gibi olacak. Yemi görüş alanına alan her lüfer orada yem ve denizdeki doğal ortam dışında hiç bir şeyi göremez, hissedemez. 8 kulaç, bence gayet makul. Dediğim gibi, 2 kulaç kafi ama, fazlası elbette ki çok daha iyi.

Sorun berrak suysa, çözüm bahsettiğin şey üstadım. Uçan kurşun köpük çıkarır, 8 kulaç öteye o köpükler kalmaz, süper olur.

 

Ağa canlı tekir geldi mi hemen uzunoltaya yem yapardık. Zarganaya bile hiç balık vurmazken canlı tekire mutlaka vururdu.

 

Hemde o kadar nazik ayıklarsınki ölmesin diye hele hele yaşatabilirsen değme keyfine her tekir bir balık canlı tekir resim çektirir aretim...

 

Suyun dibinde gezinen balık onlar, buna dikkat etmek gerekiyor.

Asıl şuna dikkat etmek gerekiyor. Lüfer balığı buldu mu kırar geçirir resmen. Bu da bir barbun taşında lüfer geçerse ortada bir şey kalmayacak demek olurdu. Ama tersi oluyor.

Barbun veya tekiri uzun oltaya takıp gezdirmek başka bir şey, onların doğal ortamlarındaki durumu daha başka bir şey. Doğal ortamında lüferin dipteki barbunu görebilmesi çok daha zor. Ama uzun olta ile dipten yukarda ve gezinen bir şey, elbette çok daha farklı olacaktır.

Aslında bu bilgiler, yani senni söylediklerin akla bazı hinlikler getirmiyor değil. Yaprak yemleri alsak, alaca bulaca olacak şekilde veya sanki mezgitmiş gibi boyasak, acaba netice ne olur? Bir denemek lazım aslında.

 

Devam edelim o zaman Gancur,izmarit ve Kaya balığı bunların renkleri değişikmi mübarek. Boyamaya gerek yok aslını buluruz mezgıt veya gancurun
Ayrıca bu tür uzun olta takımlarında bu balıklar barbun tekir yüzdürülmez kurşun dibe oturtulup beklenir. yani bu balıklar aynen yaşamlarına devam eder gibi yem olurlar o zaman bizim kırmızı veya kahverengi tezimiz bizi sıkıntıya düşürmezmi görünmezlik konusunda

 

Üstadım bir tez var. Birde fenomen.

Açık şekilde kahverengi ve kırmızı fırdöndü, kurşun vs. daha iyi iş yapıyor. Hatta, lüfer mantarının yanlarını kırmızı ile boyayınca o bile çok farkediyor. Yani kahverengi fırdöndü (vs.) lüferde gayet açık bir şekilde daha iyi netice veriyor. Bu bir fenomen. Yani gözlenmiş, doğruluğu malum bir şey.

Bizim az görme vs. dediğimiz olay, buna getirdiğimiz açıklama. Belki açıklama yanlış, fakat kahverengi malzemenin daha iyi netice verdiği kesin.

Tekir ve barbunla lüfer yakalamak pek nasip olmuyor. bir bakmak lazım. Eğer neden onlar daha çok çekiyor lüferi. Belki lüferi görünce kaçmaya çalışıp, misinadan kurtulamıyor, kendini ele veriyor. Vardır elbet bir sebebi, bulunursa, bu sıradan bir istavritten tekir randımanı almanın anahtarı olur açıkca.

Aklımdan geçen, şu aksiyon mantarlarını, lüfer mantarlarını filan kırmızı yapmak bu sene. Bakalım bir şey değişecek mi? Doğrusu çok daha iyi olacağını tahmin ediyorum, deneyip göreceğiz.

 

fenomen olmak kavramı da araştırılabilir kimdir ölçütü nedir? kıyası kimle yapılır vs vs. yıllarca beyaz fırdöndü kullandım ne oldu takım balı almadımı aldı deliler gibi. ha derenki bunu deneseydın üzerine koyabilirdin bilemiyorum.

Ben sana söyliyim neden tekir lüfer izmarit barbun mezgit yada kayabalığı tek nedeni var tadları bu balıkların tadları bir sürü balığı bozmazmı bozar kayabalığı bile Löp et bir sürü balıktam daha lezzetli değilmirdir?
O yüzden takım kısmı bence biraz askıda kalmalı önce yem kısmı düşünülmeli.
Bugünler de suya bakarsan dip cam gibi parıl parıl balık senın oltana neden gelsinki zaten onunde koşan yemı var sanamı bakacak.
Ben bu hafta kısmet nasip olursa tutacağım lüferi öyle hissediyorum.
Birde zannederim ki saldırgan balık 2 şekilde hareket ediyor
1- Bu balık çok canlı hareketli ben buna dalayım
2- Zaten bu yem bitik ben bunu bir hamlede ambarlar yutarım diye düşünüyor.

Aksi başka da brşey gelmıyor aklıma. Dönelim tekrar Lüferin renk olayına
Neden Lüfer Çaparisinde Yeşil Beyaz kullanıyorum ben sürekli . başka rengi düşünmüyorum dahi. o zaman Kırmızı palamut çaparileri dahi iş yapması gerekmezmiydi.

Düşünmek lazım Renk olayını bence işin özü kırmızı veya kahverengide değil

 

Çaparide, hedef, lüfere yemi, yani o iğneyi, simi, tüyü neyse göstermek.

Ama fırdöndü vs. için hedef, lüferin onu farketmesini engellemek.

Hedefler taban tabana zıt olunca, haliyle renklerde zıt oluyor üstadım.

 

1- Bu balık çok canlı hareketli ben buna dalayım

Aslen tam olarak öyle değil, bu alttaki mesele ile ilintili. Canlı balık, hareket ediyor ya, bu da farkedilmesini sağlıyor. Yani avcı balık onu daha kolay görebiliyor. Bilhassa o kuyruk sallama hareketi, vücudunun s şekilne gelip dalgalanması, kolayca farkedilmesine yol açıyor. Yem ölü olsa bile, bu wobbling denen hareketi yaparsa, daha çekici oluyor.

2- Zaten bu yem bitik ben bunu bir hamlede ambarlar yutarım diye düşünüyor.

Bu kesin. Yemin kaçamadığını, dengesiz yüzdüğünü farkediyor avcı balık. O yüzden sağlam balığa (külli sağlam) göre yeme daha iştahlı oluyor, çünkü kolay lokma olarak görüyor. Bu eğer iyi değerlendirilebilirse, bir sürü istavridin arasından lüferi çekip almanın anahtarı oluyor.

İyi değerlendirme? Bu da, yemin hareketli olmasını, kendini farkettirmesini gerektiriyor. Yani bu iki husus, aslında birlikte işe yarıyor. Balık önce yemi farkedecek. Farkettiği yemden işkillenmeyecek. Sonra gelip yiyecek.

Bu işkillenme olayını pek çokları kolayca kavrayamıyor. Balıkların görüş açısı geniştir. Ama sadece önlerindeki çok dar bir sahayı 3 boyutlu görebilirler. Yani balıklar için tam önleri dışındaki dünya 2 boyutludur. Bu, balık eğer yeminizi biraz arkadan görürse, taa ötedeki (elbette 8 kulaç değil, kısa bir mesafedeki) fırdöndüyü de aynı düzlemde görmesi demektir. Yani ikisini birlikte, bir bütünmüş gibi görecektir. Bu da hayvanın onu yeme benzetmesini güçleştirir. Aynısı misina vs. içinde geçerli.

Biz insanların görüşü 3D. Tek gözle baksak dahi, dünyayı 3 boyutlu algılıyoruz, ha, tek gözle uzaklıkları karıştırırız o ayrı mesele. Ama balığın dünyası 2D. Orada derinlik gibi bir mefhum yok. Bu da o misinayı perspektif görmeyecek, sanki yemin rapçası gibi görecek demek.

Yem hareketli olacak ki lüfer onu farketsin. Lüferi işkillendirecek, köpük, misina, fırdöndü vs. gibi şeyler gibi olmayacak. Yem çok canlı durmayacak ki, zaten oltanın ucundaki yem asla öyle %100 sağlam olmaz, olamaz.

Ya kaşıklar? Sahteler? Onlarda da aynı şeyler geçerli. Lüfer yem olarak balık değilde, hareket eden vs. bir şey bekliyor. Kaşık hareket ediyor, kaçıyor filan. Demekki yenecek bir şeydir, atlıyor hayvan.

Birde bu meselelerin siyah beyaz olmadığını bilmek önemlidir. Yani %100 olur veya %100 olmaz diye bir şey yok. Yani hareketsiz, kazık gibi duran yeme lüfer saldırmaz gibi bir şey yok. Daha az / daha çok olayı sözkonusudur. Kazık gibi duran yeme lüfer çok az saldırır. Güzel hareketli duran yeme daha çok saldırır. Ama her durumda her ikisine de saldırır.

Birde şu hususu atlamayalım. Lüfer, yan çizgiye sahiptir. Bu, titreşimleri algılayabilir demektir. Yani, hareket eden, dalgalanan balık, suda titreşimler, dalgalar oluşturur ve lüfer bunu kolayca farekedip, neymiş bu diye gidip/dönüp bakabilir.

Lüferler ile köpekbalıkları akrabadır. Bu da bir ihtimali ortaya koyuyor. Lüfer belki yeminin kaslarının oluşturduğu cılız elektrik akımını da hissediyor olabilir. Bu husus hakkında bir bilgi yok ortada.

 

Serdar köylü neler yapıyorsun bakalım nedir ahvalin.

Balıkmı tutuyorsun yoksa bilelim.

 

Alico Abi merhaba, ufuk ben istanbul eyüp'den bu akşam yalandan bi çıkıcam balık tutmaya, bir tane oltam var 2 tanede sahte yemim böyle mavi renkli üstünde strike falan yazıyor. Rica etsem bana tavsiye edebileceğin bir yer varmı. Arabam falan var heryere gidebilirim istanbulda. Ayrıca siz nerde avlanıyosunuz müsade varsa yanınıza gelip bişeyler kapmak isterim. Teşekkür ederim iyi günler.

 

evdeyim üstad, yatıyorum bildiğin. Balık olursa yarın giderim herhalde.

 

Skoylu üstad ve aliço üstad bugün yine 8 kayıp 2 lüfer . İzninizle bana vakit ayırırsanız bir şey sormak istiyorum ? zarganaya taktığımız iğnelerin takış yönümüz lüferin kacmasaında etkili olurmu ben sırtından ucu sola bakacak şekilde takıyorum , doğrumudur yoksa cok önemli bir detaymıdır ?

 

Takımı düzelttiysen iğneleri değiştirdiysen bu sefer artık kabahat sende kalıyor o yüzden iyi hissetmek gerek artık top sende takımla ilgili ve yem takmayla ilgili sıkıntı yok gibi.