ANADOLU KARTALLARI Amatör Balıkçılık Grubu Buluşma,Organizasyon ve Paylaşım Platformu

Şimdi anladım işte abicimAma bizim burası baylaşım grubu bir şeylerinde uçundan tutmadan olmaz diyeceğim sizde olmaz öyle şey diyeceksiniz

 

Çok şükür iyi abicim kıraçalıktan çıkıp istavrit olmanın derdindeellerinden öpermrsparkle

 

Lüfer, çinekop veya sarıkanat gibi değil. Onlara göre çok fazla yem seçen bir balık. Yemi de seçer, takımıda. Lüferde yemle oynamaya gelmez, bir tek puluna bile zaiyat verilmemeye çalışılır.

Lüfer dipte karidesle, yengeçle filan pek uğraşmaz. Karnını dibe yapıştırıp pek gezmez öyle.

Eğer düzgün takımlar ve yemler kullanılırsa, lüfer yakalamak hiç zor değildir. Ama defalarca kez söyledim, piyasada mevcut takımlar malzemeden kasa kasa, işibilmeyenlerce yapıla yapıla körelmiş, bozulmuş gitmiş.

Meşhru hikayedir, osmanlı zamanında paşalar, padişahlar, güzel zoka dökene bahşiş tonla para verirmiş. Dikkat edin, zokadan bahsediyoruz, gümüşten kap yapılır, içine kurşun dökülürmüş. Binibir emekle parlatılır, çapağı filan yok edilirmiş.

Sonra biri civalamayı çıkarmış. Kurşunu camla perdahlayıp civayla parlatınca iyi netice verir olmuş. O ilk sanatkarlık, ayna gibi gümüş zoka olayı ölmüş.

Sonra birileri işi ticarete dökmüş. Kalıp ile zoka basmaya başlamış. Bakmışlar para var, önüne gelen zoka basmış, çapaklı, kalıp hatalı, gözleri kapalı, kurşun akıtılan delik yeri kabaca yontuk acayip zokalar çıkmış. bu kalitesiz malzeme de rekabeti bozmuş, düzgün iş yapan ustaları yok etmiş.

Mantarlı takım. Aynı şekilde. Bunun tarifi öyle EVA ile filan değildir. Üzerine hologram sarın denmez. Mantar, mantar olacak, kiremit gibi sert. Zamanının adam gibi şaraplarının ağzından çıkan, basınç altında yıllarca sertleşmiş, kenarları şişenin cam gibi pürüzsüz halini almış mantar. Şimdinin kabuk talaşından yapılan, senesi dolmadan rafa çıkan mantarı değil.

Sonra işin iyice suyu çıkmış, EVA denen köpükle mantarlık yapılmış. Üzerine alüminyum sigara kağıdı sarılır denmiş. O devrin kağıt çıkan sigarası Bafra'dır. gördünüz mü bilmem. İçinden çıkan alümniyum kağıt ayna gibidir. Hakiki mantara sarınca, bildiğin ayna gibi olur.

Bu detaylar atlanmış, hologramdı, eva'ydı filan derken, lüferde azalınca, kendimizi kandırdığımız takımlar çıkmış.

Piyasada kullanılan takımlara bakarsan, Aliço'nun kullandıkları ile arasında dağlar gibi fark vardır. Ben bu takımları hazırlarken, eski orjinal tariflerdeki detayları bulmaya çalıştım. Mesela Aliço'nun böyle olacak dediği takımdan bir fikir kaptım, uyguladım.

Doğru takım yapar, doğru kullanırsan, lüferden emin olabilirsin. Sorun şu, her meranın, durumuna göre doğru takımı farklı. Merayı biraz tanımak gerekiyor.

Piyasadaki takımlarla lüfer tutmaya çalışırsanız, işiniz gerçekten şansa kalmış. Ama iyi takımlarla lüfer tutmak istavrit tutmak kadar sıradan bir olay oluverir.

Ha, elbette balığın seyrek olması yüzünden eskinin bilgisine bir şeyler ilave etmek elzem oldu, oluyor. Bunlarda bizim katkımız balıkçılık camiasına.

Ben şunu beklerim aslen. İnsanlar bunu yapsa, denese, sonuçları raporlasa, eksikler, yanlışlar vs. çok daha kolay bulunur, giderilir. Bu lüfersizlik kederi de çabucak biter. Fakat genellikle insanlar muhafazakar oluyor, bildiklerinde vazgeçmek istemiyorlar. Dahası bildiklerinin doğruluğundan eminler, o kadar ki, en iyisinin bu olacağını düşünmüyorlar.

Sorun şuradan geliyor. Neden zargana lüferin en iyi yemidir? Neden mesela umuryeirnde zargana hep iş yapar, ama istavrit ancak canlı iş yapar? Neden şurda zoka çalışır da, uzun olta çalışmaz?

Eğer bu gibi hususların altında yatan gerçekler öğrenilirse, olayın aslını bulup çıkarmak çok kolay olacaktır.

Neden uzun olta tutarda, başkası tutmaz? Bir fikriniz var mı? Bakın bir anlatayım size. Kurşunu suda çekin, ne oluyor, kavitasyon yapıyor, arkasında bir sürü köpük, baloncuk yapıyor, doğru mu? Siz kurşunu gezdiriyorsanız, kurşunun yapısı yeterince hidrodinamik değilse, öyle bir sürü köpük çıkarır. Bu da lüferi ürkütür. Uzun oltada kurşun ile yem arasındaki mesafe çoktur, bu yüzden de o köpükler yemin etrafında olmaz.

Bunu bilen kaç kişi varız?

Ve akıntılı suya lüfer takımı atıyorsanız, o da aynı şekilde köpük yapacak şekle, çapaklara filan sahipse, neden lüfer gelmiyor diye bakarsınız. Misinanın ucunun ters yöne bakması bile köpük yapabilir, hiç düşündünüz mü?

Benzer püf noktaları çok. Bunların altında yatan gerçekleri bulunca, inanın ki lüfer tutmanın hiç bir matah tarafı yok. Ha, zevkli tarafı çok, o ayrı.

 

Hele aramızda bazı arkadaşlar var isimleri lazım değil Adı Serdar. Gel beni arabayla al bile dedi adam. iyiki jiple gitmişim takım taklavat taşımaktan heder etti beni. mübarek balıkçı dükkanımısın ya. birde balık tutsa bari gam yemeyeceğim. Anlarmısın Serdar balık tutmaktan?

 

Olur öyle vakalar.

Tutamadıysak, birlikte tutamadık üstadım. Biliyoruz, nazımız geçerdi sana, iyi niyetlisin, bizde güzelce suistimal ediverdik azıcık ucundan hihi