Vay be hemde haremden ha ne kadar yeteneklisin oyle sen. Kraçe tutanlarda saygıyı hakedıyorlar serdar. onu bulamayanda var. Orkinos gelirse banada haber ver beraber çekelım. olurmu? ne kadar komık ya
He ya, seni de çağırayımda, zorla koparana kadar el oltasıyla, elimizde kalsın di mi makinesi kamışı filan? Genelde ben ne tuttuğumu, tutacağımı söyleyince hep böyle denir, daha sonra ya sudan çıkar, ya gören biri gelir, ya -son dönemde- fotoğrafını filan görür, Gulp olur, gülüşü boğazında kalır, gık guk eder kalır. O yüzden bu laflara alışığım, merak etme. Ama yarın bir gün aynı duruma düşersin emin ol, o yüzden yanında biraz su olsun hazır, lafın boğazında kalırsa filan.
Ben lafımı yemem. asla geri vites yoktur bizde serdar. Şu haremden benım içinde bir tane orkınos tutarmısın. bak ben anlasam senın kadar usta olsam deneyeceğimde anlamıyorum işte kıytırık lüferler kofanalarla ıdare ediyorz ne yapalım....
Yerin adını bilmiyorum, ama sen öyle diyorsan öyledir, bir gün o civarda olursak gösteririm, neresiymiş öğreniriz. Harem ile üsküdar arası bir yer işte. Oradan 40 yılda bir orkinos geçer, o gün orada olan ve elind eonu tutacak olta olan balıkçının anlatacak bir şeyi olur. Eğer sende böyle bir şeyin olsun, herkes hayret etsin, aklı hafzalası almasın ve güslün, bende ona bıyık altı edeyim diyorsan, 36 yıl bekle, eline bir orkinos takımı al ve orada nöbete dikil. Bu kırk yılınkini ben tuttum, senin 40 yıl daha şansın yok. Sanmam ömrüm 36 yıl daha vefa etsin. Ama ederse gene gider onu orada tutarım, sen ise hala uzun olta ile aynı sularda lüfer kovalıyor olursun. Ben sağ oldukça oradan orkinos çıkaracak benden başka adam çıkmaz sizden. Ölünce en olur onuda bilmem, ha, benden sonrası tufan zaten.
Serdar nereye kadar yazacaksın ? merak edıyorum doğrusu: Köpekbalığı tamam Orkınos tamam Kofanlar tamam ama tamam olan birşeyı bız goremedık nedense....
Alico, pek sen hiç beni gördün mü? Ben aslında internetin fiberoptik kablolarında dolaşan, router'alarda yaşayıp, uydularda balık tutan sana biriyim, öyle di mi? Sanki 7/24 yanımdasın, görmedik diyorsun. Elbette görmeyeceksin, benimle geldiğin mi var? Gel benimle, gör ne nasıl olurmuş, tutulurmuş, ondan sonra bakalım ne diyeceksin?
Evet serdar tamamen sanal. Haydi artık görelim icraatlarını bekliyoruz dört gözle. ama istersen bak şimdi gidip alıyım istersen senın için 3-4 lüfer akşamüstü. ne dersin ben deddiğimi yaparım bilirsin
Bu sene mola verdim. Ama sabredersen seneye görürsün icraat neymiş. Elbette görmen için gelip dizimin dibinde oturman lazım, o ayrı bir konu tabi. Sana göstereceğiz diye pil vs. hamallığı mı yapalım birde?
Pil vs hamallığımı o neki elektreonik devreyle balık avlamayacağız sanıyorum. Lüferler tekneleri yiyip bitirdi. sen moladasın. bu meşhur takımlarını şimdi kullanmazsan ne zaman kullanacaksın. ama olsun yaz var kış ne yazlar biter ne kışlar. bekleriz.
Fotoğraf filan makineleri bir türlü pilsiz çalışmıyor ne hikmetse. Birde su gibi içip bitiriyor, 2 günde zor şarj oluyor. Sen göreceksin diye, yok şarja uğraş, yok hamallığını et uğraşacak mıyız? Hasbel kader yanımda olur denk gelirse, koyarım resmini. Yok illa görücem diyorsan, söylüyorum işte, gel, otur dizimin dibine, gözünle gör ne neymiş, ne değilmiş? Ha, balık zor olunca kullanılacak bir sürü elektronik vs. zımbırtı var. Ama onlar mühim değil. Valla mola biraz mecburi mola Alico. Geçen sene bebeğimiz oldu, Eylülden bu yana mola verdik. Pek balığa gidemiyoruz. Bebeğe bakacak biri lazım, bakan biri olursa pazara gidecek vs. de biri lazım. Tek başına hanım başedemiyor haliyle. Kaynana filan eve gelirse bir kaç günlüğüne, bayramdaki, geçen cumartesideki filan gibi, ancak o zaman kaçabiliyoruz. Yoksa, Pazar günü öğlen çıkıp ikindiye dönmekten başka pek şansımız olmuyor bu sene. Anlayacağın geçen sene ve bu sene zorunlu mola. Bebek biraz yürüsün filan, gene kaldığımız yerden devam ederiz. Onlar geçen sene Eylül ve daha öncesinde zaten kullanılmış, denenmiş, netice vermiş olan şeyler. Bu senenin yenilerini belki elimde gören olmuştur, ama henüz buralara koymadık.
Serdar gel içimden geldi şimdi bak senı Cumartesi günü lüfer tutmaya götüreyim. Pazara misafırım var. Bak her zaman demem.
Cumartesi evdeyim, pazara gidilecek, bir sürü patates soğan vs. taşınacak, pazarcıyla dalaşılacak, marketteki tezgahtar kız fırçalanacak filan. Balığa gidilemediği için sinirler tepede olacak, puflanacak durulacak, evde terör estirilecek. Çok iş var o gün anlayacağın. Allahın günü bitmedi ya, bakarsın öbür hafta Pazar'a gideriz, yada bir fırsat olur bir cumartesi denk gelir vs. Ben gibi bir balık hasatsı için davetin karşı konulamaz bir cazibeye sahip olsada, yokluğun gözü kör olsun Alico. Genede gelmiş kadar oldum, çok sağolasın..
Ben davetımı yaptım. sana 22 metrelerde seri halde lüfer tutturacağım . canlı zargana ile. bak yoksa ferıdun davet edecekmiş zodıaca ben dedım aman durun ya ben çağırıcam adamı yapmayın dedım. o zaman Serdar tarıhını sen belirlersin müsait olursak uygularız.
Şimdi benim aklıma takılan nokta; mesela 10 kg misinada kalamayı 9 kg'ye ayarlarsak ayarı bozmadan oltayı nasıl atacağız bu biraz komik bi soru ama bu işte yeniyim malesef Elimdeki oltayı biraz inceledim oltayı savururken kalama ayarını en boşa almamız gerekiyor sanırım.Aldığım yerdeki adam da böyle dedi. Önceki sayfalarda anlatılmışsa özür dilerim 8 sayfa okumayı pek gözüm yemedi açıkcası.
Kalama ayarı adı altında konu tartışılırken çok yararlı bilgiler verilmiş. Her iki arkadaşında işi bildiği açık. Ancak kalama ayarı dememek doğru olur. Mesele makinada yapılan sıkılık ayarıdır. Aynı işi elde de yaptığımızda, sen ne yapıyosun şu sırada deyene " sus kardeşim kalama ayarındayım mı " deyeceğiz olmaz, "sus balığı sağıyom " doğru ifadedir. Yani balığı yormak için makinada yaptığımız ayara bi isim verilecekse sıkılık veya debriyaj ayarı demek gerekir. Elde aynı şeye ise balığı sağma işlemi demekteyiz, bunun tarifi nedir elle bu iş nasıl olur diyen arkadaşa olayı el ve parmak durumu ile anlatmak mümkündür ama o tarifi bence yapması gereken kişi elle sağma neki deye yazan arkadaş olmalıdır. Ancak yapılan işin balığa etkisi her yönü ile mükemmel tarif edilmiş bulunmaktadır. Kalama vereceğim misina ile deyecek isek , yemi attıktan sonra suya ( eğer varsa ihtiyaç tabii) boşaltılacak misina miktarını anlatmaya çalıştığımızı anlamak esastır. Bu mesafe ( ayar ) balığa ve yeme göre değişir. Eğer levreğe kalamar kafası taktı isem ( varsayalım) 7 kulaç boşaltırım suya, tirsiden lokum taktı isem 4 kulaç gibi. Tabir hatalıdır aynen balık olan yere mera, balığa iğneyi taktırmak için yapılan çırptırma hareketine tasmalama demek gibi. Bu ifadeler sanal ortamda çok itibar görmekte ancak balık tutmak sıradan işi olan bir amötöre bunlar ile konuşursanız sadece suratınıza bakar ne diyon sen der içinden de. Levrek gibi ince yaklaşıma ihtiyaç duyan avlarda tasmalama kelimesi garipten öte anlam taşımaktadır. Size buna dair bir hikaye yazacağım ki tasmalama diye yazarken bir durup düşünesiniz.
Yanlış düşünüyorsunuz bence bir kaç yerde... Tasmalama; köpeği tasmalarsınız, yani size bağlı hale getirir, yönlendirme gücünü elinize alırsınız. Balığı da tasmalarsınız, iğne boyundaki tasma gibi artık damaktadır ve sizin kontrolünüzdedir, nasıl ki köpek bazen tasmayı kopartır, balık da kopartabilir... Amatörler konuşuyor zaten bu tabirleri, kimse suratınıza öylece bakmaz. Bakan da olabilir belki ama cumhuriyetin kuruluş tarihini bilmeyen dahi çıkıyor ummadığınız yerlerden. Sağma işi de bana kalırsa anlamsız, sizin gibi düşünürsek, inek mi sağıyoruz? Süt mü sağıyoruz diye düşünebilirim, ama mesela el oltasıyla yapılan zorlu sırtı (balık sırtı değil ) veya uzun olta avlarında balık yol isterse elde mantar apışıp kalmamak için önceden su dolu kovaya misina sağardık eskiden. Dedelerimiz dahil buna sağma derlerdi, sağma işlemi bir şeyi bir yerden dökmek, çıkartmaktır, balığa yol vermek sağmak değildir. Dedelerimizin, eski boğaz ustalarımızın, 60 senelik avcıların, bugün çoktan rahmetli olup belki o aşık olduğu denize karışmış üstatlarımızın da internet ve forum aleminde bu tabirleri öğrendiğini sanmıyorum. Kalama olayında ise "demir atmış teknenin çapa zincirinin su içinde kalan uzunluğu" anlamında kaloma kelimesine atıf vardır. Kaloma asla boşta olamaz, daima gergindir, aksi takdirde açılı veya dikey derinliği hesaplayamazsınız. Balığı boşlamadan misinayı gergince "salmak" da kalama vermek olarak adlandırılır, en az 50 belki 80 senelik tabirler bunlar... Yeniden keşfe gerek yok, dayanakları olsa tartışalım ama malesef dediğiniz şeylerin dayanağı yok. Siz ısrarcı iseniz bildiğiniz şekilde kullanınız. Sevgiler saygılar...
Sayın draco hangi denizci sözlüğüne bakarsanız bakın kalama ( kaloma) için yazılan karşılık (boşluk) olacaktır. Kaptan tekneyi kıçtan kara yaparken ipi atar kıyıya, bağla der bir dubaya veya ağaca kıyıdakine, teknede de gemici ipi bağlamaktadır, ilk hamleden sonra kaptan yol verir tekrar kıyıya doğru aynı andada bağırır adamına ( al boşunu, kalamayı al kalamayı ). Kelime tamamen denizcilik terimidir balıkçı da sevmiştir, ama yerinde kullanmamaktadır. Bir uçta oltaya takılmış balık, diğer uçta elinde makina ile bendeniz alık, balık çekmekte koparacak, bende kopmasın misina diye misinanın salınmasını sağlayacak kısmı gevşetmekteyim ( veya ayarı baştan yapmışda olabilirim tabii...). Mesele budur, boşlukmu varki boşluk ayarı yapalım. Yapılan sıkılık ayarıdır, veyahutta elle yapılan avcılığa eşit gelecek kelime bulalım istiyorsak sağma ayarı demek yetecektir. Öyle bir ayardırki hem hayvanı salar hemde salarken hayvana enerji harcatır. Boşlukla alakası yoktur, boşluk vereceksem açarım teli salarım misinayı komple, hayvan gene gider ama yorulmadan gider, saatlerce gel gitmi yapacağız. Sağma hayvana sadece yol verme değildir, makinanın yaptığı işi elle yapmaktır, uygulamasını yapmayan veya yapanı seyretmemiş olan bilemez o sebepten fikir yürütmemesi gerekir, yapanı bulup seyretmesi lazımdır. Daha yazacağım çok şey var ama korkarım ısrarcıya çıkacak adım, ancak ama nette ama kitaplarda yapılan yanlış bilgi borbardımanına da kızmamak mümkün değil. Hele tasmalamak kelimesi varya hepten çıldırtır işi bileni. Bir uçta 4 kg.lık çakmaktaş levrek ( tokur olanına deriz, pekde lezzetli olur eti) bir uçta elinde 0,18 ile bendeniz ... ve tasmalama...neden tasmalama, iğne takıldıya hayvana daha ne istiyoruz... ben dokunmaya korkarken misinaya bi de tasmalayacağım hayvanı... tek kelime ile korkunç bir fikir avcılık için... Vakit kısıtlı yazacağım daha sonra uzunca. Yeni arkadaşları korumak lazım yanlış bilgi borbardımanından... Sevgi benden hepinize...
sayın Gözütok (isminizi vermediniz böyle hitab edeceğim), http://www.tdk.org.tr/TR/Genel/SozB...AF6AA849816B2EF4376734BED947CDE&KELIME=kaloma Ayrıca; sanırsam siz yerel tabirler ile yetişmişsiniz, normaldir, güzeldir de ancak hala genel tabirler konusunda yanıldığınızı düşünüyorum. "Sağma hayvana sadece yol verme değildir, makinanın yaptığı işi elle yapmaktır, uygulamasını yapmayan veya yapanı seyretmemiş olan bilemez o sebepten fikir yürütmemesi gerekir, yapanı bulup seyretmesi lazımdır. " kısmında da bana haksızlık ettiğinizi düşünüyorum. Biraz ağır kaçmış. Yok sana demedim demeyin, samimiyetle konuşuyorsak bırakın öyle kalsın Tasmalama işini de farklı bir örnekle açıklamışsınız, ben tasmalamanın hangi balıkta yapılacağından falan bahsetmedim, tasmalama kelimesinin mantığının doğruluğundan bahsettim, siz tasmalarsınız veya tasmalamazsınız, konumuz teknik değil, terimler... Ben fikirlerimi ikinci kez paylaşıyorum, kafi miktarda da belirttim ki bunlar benim fikrim değil, bir asırdır amatör ve/veya profesyonel balıkçılık, bir nevi denizcilik camiasına mal olmuş kavramlar. Bunların üzerine ne derseniz sizin görüşünüzdür, zevkle okurum ancak daha yorumlayacak bir durum benim için kalmamıştır. Avlarınız hep keyifli olsun, sevgiler... (Bu arada ismim Kaan)...
Sayın draco, Yazdıklarımdan alıntıladığınız ve siyah ile işaretlediğiniz kısımları size yazdım. Yazım bütünü ile sizin yazınıza cevap idi ama genelede mesajlar taşımakta tabii. Bizim elle yapmakta olduğumuz balık avının en mühim şartı olan sağmayı, kovaya misina boşaltma ile bir tuttuğunuz için yazdım onları. Size haksızlık yapmam söz konusu olamaz, büyük balık yakalayan avcının onu kıyıya salimen alabilmesindeki en büyük kozunu yukarıda yazılı olduğu şekilde tarif ettiğiniz sürece bu konuda fikrim değişmeyecektir. Kullanmakta olduğunuz makinalarda sizin kalama ayarı dediğiniz benim debriyaj ( sıkılık ayarı) ayarı dediğim fonksiyonun olmadığını düşünün bir an. O makinaların işlevselliği ( bilhassa büyük balıklarda) ne hale gelir ise benim için sağmayı bilmeyen, uygulayamayan bir el avcısı da aynı durumdadır. Sağma olayına bu isim tamamı ile inekten süt sağmadan esinlenerek verilmiştir, temelde yapılan şey odur. Tasmalamaya gelir isek, ben onu kanırtma olarak algılamaktayım okuduğum bir çok mesajda. Yeme yüklenmiş gitmekte olan hayvana en kısa zaman diliminde ve en az kuvvet ile iğneyi taktırmak bizde esas olandır, elimde halat yok, olsa bende tasmalarım belki. Hayvanın misinayı kopartmasına imkan vermemek bir avcı için esas olandır, bir çok büyük balık için sizin misinayı taktırma anınız onun beklediği andır. Çok kopartmışlığım olmuştur o saliselik zamanda. Taktırma hareketi ( bizde çırptırma deniyor) seri ve kibar hareketlerle yapılmalıdır, ancak avcıda makina varsa ve ayarıda uygunsa dediğiniz tasmalamanın zararı söz konusu olmayabilir tabii. Hoşçakalın.
:s Abiler, ustalar... Kalama ayarını nasıl yaparım bi bakayım dedim. kafam allak bullak oldu.. az biraz bildiğim vardı onuda unuttum. Sanırım olayın özü el oltacılıgıyla yapılan farklı, kamış ve makine kombinasyonu kullanarak yapılan farklı. Vedat Abayoğlu üstadın bi videosunda makinede bu ayarın kamışın ucundan yapılması gerektiği yazıyordu. ama ne derece yapılacak kafamdaki birinci büyük soru o..? ben sanmıyorum birilerinin misinaya agırlık falan baglayıpta ayar yaptıgını. kuvvetle muhtemel olta atılmadan önce elle ve balık yemi aldıktan sonrada duruma göre oynanarak yapılacak olan bi nevi misinayı esnetme.. misinamız esnemiyor tabiiki ama esniyormus, lastik gibi uzuyormuscasına zorla akıyo makineden dogru mu..? ama olay burda bitse yine iyi.. işe birde misinanın kalınlıgı, tutulan balıgın (cinsine göre) verdiği mücadele,balıgın agırlıgı, hangi derinlikten çekildiği, çekilirken kamışın alacağı pozisyon falan dedimya içinden çıkamadım.. Ben levreğin bol oldugu bi yerde olası avım levrek olacak şekilde düşünecek olursak, bu ayarı ilk başta nasıl yapmalıyım..? balığa yol vermek, zora zorla karşılık vermemek onlara tamam ama ilk durumda nasıl bi ayarda olmalı makinam....????????
