Okyanusta Siftah! Yedi Tekmili birden! Yaziyor!

hüseyin abi mükemmel bir av ellerinize sağlık ,diyecek bir şey yok ....... paylaşım için teşekkürler

 

İşte sonunda geldi sabırsızlıkla beklediğim rapor. Şu kış bitse de, Hüseyin abinin raporları gelse artık diyordum.

Hem renk zenginliği, hem çeşit zenginliği, hem anlatım zenginliği, ne ararsan var. Okudukça okuyası geliyor insanın. Harika bir rapor sundun bize Hüseyin abi, ellerin dert görmesin. Öyle güzel anlatıyorsun ki, av raporu değil de sanki roman okuyorum gibi geliyor ve bu denli uzun olmasına rapmen beni hiç mi hiç sıkmıyor, hatta bittiğine üzülüyorum. Ama her bitişin bir başlangıcı var diyerek kendimi avutuyorum hemen. Bu bitti ama bir yenisi gelecek nasılsa biliyorum.

Eline, emeğine yüreğine sağlık Hüseyin abi, çok güzel bir av hikayesi okudum... Bir dahakine daha da güzel tatlar alacağımızı biliyorum üstelik. Teşekkürler...

 

emeğine sağlık hüseyin abi bize değişik tadlar dilimize sürdün ama böyle kurtulamassın daha çok çok raporlar bekliyorum senden teşekkürler

 

Hüseyin abi yine farkın belli olmuş, roman tadında bir anlatım, süper resimler süper av, eline, emeğine, yüreğine sağlık oltan boş kalmasın..

 

Hüseyin bey gerçektende güzel zaman geçirdiğiniz belli hele okyanus olunca başka oluyordur inanıyorumki balıklarda süper sizde güzel çıkmışsınız herşey 10 numara tebrikler.

 

Hüseyin Alp Bey,

Yine eşsiz bir av ve eşsiz bir anlatım…
Yine bizi bizden alıp oralara götürdünüz.
Yine sanki hemen yanınızda, ya da arkanızda küpeşteye yaslanarak, olanı biteni izledim…

Yaslandığım yerden gördüğüm kadarıyla tam bir ekip çalışması olmuş bu av. Ekipten kastım Hasan Kaptan ile Serkan arkadaş değil. Elbette onların katkıları da yadsınamaz ama bu ekip farklı bir ekip.

Ayşe ile Sultan: iki nazlı gelin…
Avare ile Kamil: iki yiğit delikanlı…
Cengaver: ufak tefek ama bakmayın böyle durduğuna, hikayenin esas oğlanlarından biri o. O tutmasaydı yemlik balığı, kim nasıl yakalayacaktı bizim kral dülgeri?

Ama bu ekip içinde öyle biri var ki, onu tanıyınca içimde bir yerler buruldu birden: Süzgün…

Ve bir soru düştü aklıma: Süzgün’ün adı neden Süzgün? Diğerleri büyük balık alırken o yemlik balıkları tuttuğu için mi? Yoksa hafif kamış olup, denize karşı boynunu diğerlerinden daha fazla eğdiği için mi?

O zaman söyleyin Süzgün’e, denize boyun eğmek ne zayıflıktır, ne de güçsüzlük. Seninle deniz diplerinin en kıymetli ziynetlerini paylaşan Amphitrite’ye ve üç dişli yabası ile ne zaman ne yapacağı belli olmayan eşi Poseidon’a saygıdır. Eğilsin eğilebildiği kadar, bereket onda kalır…

 

epeydir foruma uğrayamıyordum.uğrasamda duramıyordum.
bu gece vakit bulabildim ve hüseyin abimin raporu benim için süpriz oldu
tebrikler güzel abicim..bu eşsiz av ve sunum için teşekkürler.
beklenen zaman geldi desene