çok güzel balık almışsın tebrik ederim. madem ki sarma olta atıyorsun, sana tavsiyem oltalardan birini bütün sardalyanın üzerine sarıp ağır bir kurşunla dibe yolla ve kasnağı sağlam bir yere sıkıştır. at çek avına gittiğimde bazen öyle yaparım. ben avlanırken o da suyun içinde beklesin. bu şekilde zaman zaman iri çipuralar aldığım oldu. ama kemanelere de dikkat et.
bi ara izmariti sarma yapıp dibe attık 70 cm lik kemani geldi bi ara levrek geldi bakalım tek tek geliyorlar tavsiye için *** ler dediğin gibi kasnak çantada duracağına dipte dursun gelir elbet birşeyler
teknede yine hayal ettiğim balığı alamadım. toplamda kovada 2 kg civarı balık var ama beni tatmin edecek boy balık yoktu (kg olarak değil cm olarak). benim saldığım 15-20 cm arası çupra sayısı 6-7 adet kovaya attığım balık sayısı 2 toplamda salınan balık sayısı 15 falandır. 2 balık kovaya attım biri 20 cmden hallice bir çupra biride 25 cm civarı meşhuuuur kılkuyruk olmasada olurdu. muhabbet şahane idi tabi bunda kerteriz bilmemenin etkiside fazladır diyorum
Gültekin kardeşim, güzel vakit geçirdin ise problem yok demektir. Önemli olan dostlarla beraber olabilmek için zemin hazırlamak değilmidir? Gerisini boşver birazda balık aldınmı değme keyfine. Hangi saatler arası çıktınız ve arsuza doğrumu gittiniz? Selamlar
yani ortam iyiydi şerif abi. çıktığım kişiler yaşça benden büyükler ama tam kafa dengiler. ortam müthişti espiriler falan. inşallah birgün senlede görüşmek kısmet olur
mehmet kardeşim tebrik ederim. çupra güzelmiş. bazen oluyor bilge kağan sarma ile 3,5 kilo levrek almış, daha öncede lagos alanı duydum türkiyem ekmekçi millet olunca balıklarda etkileniyor demekki. inşallah arkadaşlarınıda yakalarsın
bildiğin bir kıyıdan avlanmak, bilmediğin açıklardan avlanmaktan her zaman iyidir. taban yapısını bilmek önemli. ama benim de açıkta yakaladığım balıklar içinde trofe olmadı, daha ziyade sofralık avlar oldu. büyük balıkları hep kıyıdan aldım.
işte bu noktada kafayı o güzel havada 30-35 cm arası çupraların çıktığı avlakta harcamadım diye hangi kayaya vuracağımı bilemiyorum. bu akşam gece vakti giderim belkide. sabahınada bir at çek olursa süper olacak bakalım
Tutulmamış Muhtemel Kofana Raporu Umutemin kardeşim, Cuma gecesi Allah nasip etti, sürdüm dörtyola Cumartesi sabahı uyanıp özser av yanlışlıkla otomatik ve ödemeli olarak kayınbabaya göndermiş GES imi. utana sıkıla onu aldım. ikindiye kadar takıldım. akşamı barınağa gittim. Yani 14.45==17.00 arası saat 16 olana kadar turna yeri var benim, orada eğleştim bi nane bi takip bile alamadım. şaşırdım. Özser GES'imi de attım, G15R yi de attım, daiwa saltiga yı da attım, hiçbişey olmadı. En wtd yaptıramadığım sahte de GES idi. Yahu dedim çin malı gesi ne güzel bir sağa bir sola yaptırıp peşine levrekleri takabiliyordum. Hakiki GES i niye tivis yaptıramıyorum diye düşündüm. Dedim ki yau burası iskenderun körfezi GES mes iş yapmaz burda dedim. Saat dört buçuk muydu emrah kardeşimizi gördüm geçen sene bi tanışmıştık sonra görüşmemiştik. O beni şeyde gördü, babakaya mevki var ya, onun 5-6 kaya solunda atçek yaparken yakaladı. Babakayada değildim çünkü geldiğimde doluydu. ben de buraya tünemiştim. ya nasip demiştim. Önümde bir sandal durdu. poto poto. alişan bey dedi buyrun dedim beni hatırladınız mı dedi. bereyi çıkar dedim. baktım emrah. Ne tuttunuz dedim. pm mi dedim. evet dedi. yarısı p ç mercan yarısı çupra dedi. çupralardan ortalama bi tanesini göster dedim. urfalı mehmed kardeşimizin uludağ şişesi kadar bir löp etli bir ton balığı gösterdi. palamut dedi. jig ile yakaladığını söyledi. Bilge sen dinle burayı jigle yakalamış palamutu. ilk atışında yakaladığını söyledi. var mı bişey diye sordu. arkana bak dedim. arkasında foşurtu vardı. olacak dedim. güldük gittiler pazar sabahı turna yeri var ya benim. oraya gittim. 04.45-06.00 arasını inatla orada geçirdim. turna tutacaktım. ama nafile. bu sene turnanın tesi yok. düşündüm acaba deniz suyu ısısı mıydı etken. düşündüm, 4 kasım 2011 günü ikindin turna tuttuğumda ince bir kazak ve ipince bir yağmurluk/mont giyiliydim. şu anda ise kazaklı değilim ve gömlek ve aynı süper ince mont ile terliyorum. herhalde turna kıyıya yaklaşmıyor dedim ve babakaya mevkiine gittim. özserden alınma ges imi taktım ve Turgay Karaaslan ın koltuk altı kamış tekniğini, Ahmet abiyi ve Bilgeyi taklit ederek/atçek tekniklerini hayal ederek-örnek alarak/planlayarak attım. akşam 030 maxim misina sardıydım bit-tii, hoşuma gitti gidişi. ciyuvv etti, otuz metreyi aştı kırkı aşmadı gitti GES. daha bilgeyi taklit bile edemeden öyle tahmin ediyorum, yani iki metre filan WTD ya yaptım ya yapmadım o da başarısız olmakla beraber, birşeye takıldı GES. hayvanın gücünden makinanın kolçağını döndüremedim. kamış parantez oldu. bir saniye sonra dedim hayvandan bir iki tur sararım dedim. yani hayvanat beş on saniye kadar bende kaldı. o on saniyeyi değerlendiremedim. şimdiki aklım olsa, soğukkanlı davranmaz, panik modunda olanca gücümle kamışı kullanarak balıkla mücadele ederdim. soğukkanlılığım ve GES iğnesinin sadece arkada olması gibi etkenlerle tahmin ediyorum balık gitti. Yanımdaki bir avcıyla muhabbet ettim. Yüz kere daha attım fakat ne vuruş oldu ne birşey. aynı yere düşürdüm, yanına düşürdüm, onar metre arayla tavaf ettim, ıh ıh. Güneş de çıktı, lüferin son vuruş zamanıydı benim ilk atışım iyi mi ? Avcıyla muhabbet ettim. -Bu balık kilo üstüydü ondan eminim. ama 1, ama 5 orasını bilemiyorum. -Bu balık zargana ve turna değildi. Turnaya benziyordu elimdeki his. fakat, başka balık tutmadığım için de olabilir. Turna ve zargoş yakalandıkları zaman şapırtı çöker su yüzeyine bunda böyle olmadı. -Lagos filan olsa o kadar ileride bilemiyorum belki de -Levrek miydi, mahmutun tuttuğu yerdi aslında, fakat bilemiyorum daha önce hiç levrek almadım ki atçek ile -Avcı dedi ki, senin kaçırdığın lüferdi dedi. Tasmalama yapamadım dedim. O ney dedi, fakat kendince anladı birkaç saniye sonra güzel isim bulmuşsun dedi. Tasmalamanın önemini şimdi daha iyi anladım. Tutsaydım İskenderun Körfezinin ilk GES li av raporunu yazıyor olacaktım. Şimdi bi nane raporu yazıyorum gördüğünüz gibi. Fakat şunu söyleyeyim, bir sepet küçük çupra ya da PM yakalamaktansa, bu balığı kaçırmak daha güzeldi. Balık etini, sevenlere / yerken tartanlara / pişirmekten anlayanlara / yiyenlere bırakıyorum. Adrenalin oldu ve tecrübem arttı. Bir dahaki sefere daha atak oynayacağım. Takım arkadaşlarımı tebrik eder saygılar sunarım
kardeş sonu gelmese de güzel bir heyecan yaşamışsın. o balık lüfer değildir, levrek de olabilir ama bence akyadır, lüfer su üstüne çıkar. jig içinse bir beklentim var. Ahmet abi 3 - 4 ay sonra emekli olacak. niyeti 6 -7 m. lik bir tekne alıp balıkçılık yapmak ve denize balıkçı çıkarmak. asıl jig denemeleri o zaman olacak inşaallah. iskenderun körfezinin ilk GES'li levrek raporu için azıcık geç kaldın ama ikinciyi yazabilirsin en azından. geçen kış barınağın içinden yakalamıştım, 600 gr. aslında çok atlattım ama bu mereti hızlı çekersen ıskalıyorlar, yavaş çekersen kafadan saldırıp kuyruktaki iğneye denk gelmiyorlar. sipariş ettiğim iğneler gelsin de bunlara jiglerde olduğu gibi kafadan asist iğneli bir ilave daha yapacağım.
biz de bot için hazırlık yapıp son anda kıyı avına döndük. cuma gecesi saat 11'de bacanakla osmaniyeden çıktık, daha toprakkale'de, adana - hatay - osmaniye kavşağından dönerken yolun ortasında araba aniden sustu ve ışıklar söndü. arabayı iterek yolun kenarına aldık ve kafa lambalarını flaşör ayarına getirip arabanın arkasına astık. asıl mesleği oto elektrik olan kayınçoyu aradık, şarz dinamosuydu, konjüktördü, bilmemne ... bir sürü şey sayıyordu, sen evdeki botun aküsünü al gel dedik. aküyü bağlayınca araba çalıştı, kayınço kabloları kesip bağlayıp şarz dinamosuna da geçici bir çözüm yaptı. ben, eve dönüp benim arabayla gidelim dedimse de yine de aynı arabayla 1 saat gecikmeli olarak yola çıktık. önce Atatürk çiftliği civarındaki göllerden epeyce teke toplayıp barınağa vardık. girişteki tekneleren arasından kısa tarafın ucuna kadar her yeri 5 m. kargı ve canlı tekeyle taradım. bir iki küçük sargoz dışında bir şey yoktu. bir de bolca küçük balık yakaladık, daha önce görmediğim, 5 cm.lik balıklardan. ağzı boyundan daha büyük balıklardı. aslında imkan olsa tam gültekinin akvaryumuna uygun, görsel olarak hoş balıklardı. benim akvaryumda sadece tatlı su karidesi olduğundan ben de almadım. sabah hüsran, uykusuzluk ve yorgunluğa rağmen bubble pen, popper, rover, strike pro, jig, pelican, eurofish ... çantada denemedik bir şey bırakmadım. saatlerce attım, çektim. bacanağın çayboğazında yakalayıp çıkaramadığı küçük balık dışında ne bir takip, ne de bir saldırı görmedim. herhangi bir balık kovalamacası da yoktu idk bu mübarekler canlı tekeye de vurmuyorsa neye vurur bilmem. gece kayaların arasını araştırırken suya salınmış bir bidon içinde çok sayıda iri teke buldum. acaba bunlara vurur mu diye düşündüm. şeytan şunlardan bir tane alıp dene hihi diye dürtse de kendime sövdürmemek için tekeleri aynı yere koydum.
Cuma günü saat 8 gibi Bilge ile biraz balık muhabbetinden sonra, Dörtyola doğru yola çıktık. Bu arada yaşadığınız talihsizliğe üzüldüm Bilge,o miniklerden ben ramazanda çok tutuyordum,türünü bende bilmiyorum zehirli falandır diye kesip atıyordum.Baktım iğne dayanmıyor,kafasında tutup çıkarmaya başladım. Dörtyola ulaştığımızda saat 9 gibiydi,hemen kaç olmuyo tabi,çay falan koydular ama benim içim içimi yiyor,daha İskenderuna geçip balıkçıdan kurtla sülünezi almak ta cabası.Neyse çay faslından sonra kayınçoyuda alıp soluğu Balıkçı Alini orda aldık biraz dert yandık yem konusunda;sonunda başka siparişlerde olursa daha da iyi olur dedi ve beni 2 gün önce ara,yemleri almaya otogara gittiğimde sanada yani Osmaniyeyede göndereyim dedi ve beni büyük bi dertten kurtardı sagolsun.Demirçeilkte çalışan Gültekin diye birinden bahsetti tanıyormusun diye..Büyük ihtimal bizim Gültekin hocadan bahsetti,O da benden alır malzeme olsun yem olsun diye... Saat 11,30 gibi barınakta yerimizi aldık,takım hazırla yemleri çıkar derken saat 12 oldu belkide geçiyordu.Yemleri taktık salladık oltaları bende bişey yok ama kayınço çok uzağa atamadığı için minik minik balıkları çekmeye başladı,o kurda pek dokunamadığı için sülünez atıyordu.taze yemin faydaları, daha düşer düşmez balık vuruyordu..Bi minik mırmırda ben çektim ve suya gönderdikten sonra,biraz daha uzağa salladım 10-15 dakika vuruş yok,güzel dedim kayınçoya demekki minikler çekilmeye başladı.Tam ümidi kesmişken kısa ama sert bi vuruş geldi fazla tasmalamadım bile kafa atışalarında güzel bi çupranın geldiği belliydi,nitekim iri bi çupra ilk misafirim olmuştu. Fazla beklemeden hemen geri salladım,belliki balık başlamıştı demeye kalmadan daha sert bi vuruş geldi yer yer yol istiyor ama yol vermedim fakat az öncekinden farlklı bi gelişi vardı biraz iri olduğu belliydi ama ben başta çupra sandım derken balık göründü ve kocaman bir minekop tu gelen.Benim için trofe bir minekop tu bu ramazanda tutmuştum ama bunun yarısı kadardı. O ara bizim kayınçoda bi vuruş aldı onun kamış 2.70 lik biraz ince bi kamıştı ama balığın büyü olduğu belliydi kamış resmen u oluyordu biraz yol ver dedim,fazlada karışmadım.Çünkü o benim çırağımdı çok şey anlattım ama ilkkez böyle bi balık takılmıştı.Bekledim kendisi öğrensin diye ama fazla heyecan,,,, kayaların önünde balık biraz takılır gibi oldu hemen yerin değiştirmesini söyledim ama balığı kurtaramadı, tam tekrar sarmaya başladı ohh iyi dedim geliyor demeyede kalmadı küttt olta dümdüz oldu.Balık kendini kurtardı vee bizimki az üzülsede heyecanını iki gün anlattı. Ben bu arada işi bıraktım onu izliyorum olay sona erince kamışı elime bi aldım kafa atışları geliyor gelmesine ama biraz zayıfçaydı,çektiğimde bi mırmır olduğunu gördüm.hemen arkasına bi mırmır daha aldım,bu sefer bi sülünez çıkardım yemledim derken telefon çaldı,Arayanın Bilge olduğunu düşünerek elimi cebe attım,çünkü 1-2 gibi geliriz belki uğrarız demişti. Saat tam 1,30 du ama arayan hanımdı,kesin ufaklık derken tahminim doğru çıktı,bizim ufaklık 3-5 gündür grip öksürüktür gidiyor,doktorada gitti ama salgın olduğunu söyledi doktor.Hanımefendi iyce ateşlenmiş öksürüncede boğazı agrıyormuş,hanım gelde bi acile gidelim demesiyle,tası tarağı toplayıp,eve sonrada Dörtyol acile.. Tabi doktorun yapacağı bişey yok,zaten ilaçları var,hop geri eve biraz sıcak suya viks falan koyup nefesini rahatlattık sonrada uyudu.Tabi bizim çok verimli başlayan güme gitti,hastalığın yanında bizimkinin adı naz, nazından öldürüyor bizi. Cumartesi akşam gidelim dedik çünkü 4 paket kurt aldım,daha birinci paketin yarsı bile duruyordu.Havada şimşekleyip duruyordu uzaklardan biz saat 10 gibi barınağa vardık,takımları aç at derken vuruş yoktu deniz çarşaf gibiydi 20 -25 dakika geçmedi bi rüzgar bi dalga derken yağmur yağmaya başladı,arabaya geçtik şimşekli yağmur belkide rüzgarda alır götürür diye ama nafile saat 1 oldu bastık eve geldik,devam edebilseydik Cuma gecesi çok iyiydi ama kısmet bunlarmış. Uploaded with ImageShack.us
güzel başlayan verimli bir avmış ama sonu kötü olmuş. önemli olan çocukların sağlığı, onlar iyi olsun da av bu gün olmaz yarın gene olur, geçmiş olsun. bizim de yaşadığımız aksilikler, teke toplama falan derken barınağa varış saat 2'yi buldu. o ana kadarki balık durumunu öğrenmek için telefonu elime alıp tam seni arayacakken belki erken dönmüştür, yatmıştır bu saatte tatlı uykudan uyandırmayayım dedim keşke her ihtimale karşı mesaj atsaymışım. idk sizin bıraktığınız yerden biz devam ederdik, çünkü canlı teke minakopun da çipuranın da bayıldığı bir yem. ben sağ kalanları akvaryuma attım ama onlar artık ev hayvanı oldu , balığa gidersem yenisini toplarım. bizim malzememiz çok olduğundan uzun uca kadar gitmedik, çünkü gündüz vinç yolu kapatıyormuş arabayı göndermediler, bizi geri çevirdiler.
Valla aynen oldu,ben boyle aksilikler olmassa illa gunesin dogusunu gorurum, keske arasaydin. Allah varya sensindir sandim arayani. Keske gelseydiniz, kapida duran Hasan abi bizede dedi 6 -7 gibi o beton doktukleri yerde yukleme yapiyorlarmis o yuzden arabayla gittik sozde o saatte donecektik. Zaten ucu mekan eyledik iyce. Bide yem cok cok onemli bi kez daha anladim isallah artik dolmusla gonderecek. Kismet artik ama seni alacam bi gun yemli av yapacagiz senle hep ayni yerde , tabi sabah sen yine at- cek yaparsin
