İstanbul Kıyı Raporları 2006-2009

Balık yuvaları bizim bildiğimiz anlamda çatısı yatağı döşeği olarak yoktur.. AMA... bu balıklar gökten zembille inmiyor.. yumurta bırakma alanları ve beslenme alanları mevcuttur.. o zaman trolle avcılığa neden karşı olunduğunu zannediyorsunuz bilemiyorum.. Bilhassa boğazın "yerlisi" olan balıklar için bu çok önemlidir.. AYRICA... göçen balıklar içinde beslenme sağlayan meralar bu şekilde tahrip edilir.. Doğal faunayı yok etmek bir anlamda o canlıların "yuvasını" yok etmektir..
Ayrıca bu konuda üniversitelerde boğazda yumurta bırakan balıklar ve larvaları diye TEZLERDE hazırlanmıştır..
Yazınız içindeki "gülümseme" lerinizi yapmadan lütfen azıcık bilgilenin...
UNUTMUŞUM;
Bir açıklama da icraat konusunda.. Elimizden gelen çalışmaları mutlaka yapıyoruzdur HERKES KADAR

 

Tayfun bey hayırdır? Herkes kadar elinizden gelen icraatlar da neyin nesi? Kimse birşey mi yaptı, kim ne dedi? Gülümsemek çok mu kötü bir şey? Bu konuda tezler mi var benim bilmediğim.?

Niye öyle bağıra bağıra konuşuyorsunuz ki? Hem sonra kime, ne anlatmaya çalışıyorsunuz onu da anlamış değilim abiciğim. Lütfen birazcık izah edin de azıcık bizlerde bilgilenelim.

 

Forumumuzda konulara verilen yorumlar bazen esprili ( gülme ifadeleri ile ) kimi zaman teknik ( usta yorumları ile ) kimi zaman da bilimsel ( sizin ifade ettiğiniz tezler gibi ) verilir ve bu yorumlara saygı en başta gelir her zaman. Şunu da ekleyebiliriz, balıkçılık öyle tezlerle yazılı belgelerle ve kulaktan dolma bilgilerle öğrenilmez. Yani azıcık bilgilenin dediğiniz üstadımızın teze belgeye falan ihtiyacı yoktur emin olun...

 

.

tayfun bey,
maksat üzüm yemek mi? bağcıyı dövmek mi? pek anlaşılmamış.


Sizi tanımıyoruz ,kim olduğunuzu , yeteneklerinizi ve icraatlarınızı elbette bilemiyoruz.

henüz beşinci mesajınızda Değerli büyüğümüz Mahir Amcamıza neden çattığınızı anlamadım.


Yazı içinde "gülümseme" olayı daha samimi,içten bir havaya sokar.



neyse



.

 

Amacım kimsye çatmak değildi ve olamaz. Forumların bilgi paylaşımı amaçlı yerler olduğunun bilincinde olan bir insanım Ama; Bilgi alıp verirken "doğru" olması ve başkalarının küçümsenmemeside önemli bir kuraldır.Çünkü belirtildiği gibi kişiler birbirlerinin icraatlarınıda, bilgi seviyelerinide, kişiliklerinide bilmez tanımazlar. Amaç "sadece bildiklerini, bildikleri kadar" paylaşabilmektir.
Bu noktadan yola çıkarsak,
4. mesajımda küçük balıkların yakalanmasının doğru olmadığı yönündeki bir yazıya gönülden katılıp, midyecilerin verdiği tahribatında önemli olduğunu anlatmaya çalıştığım bir gözlemi ortaya koymuşum ve demişim ki;

Sadece balıkları değil.. tam üreme mevsiminde midye motorları kıyıdaki tüm yuvaları da tahrip ediyor.. bazı akşamlar (bilhassa geceyarısından sonra) yeniköyden tarabya tarafına kadar tüm dip kazınıyor.. İÇİM ACIYOR ARKADAŞLAR.

Bu yazım üzerine "takımcı" rumuzlu arkadaşımız bununda kötü bir örnek olduğunu belirten bir yazı yazmış sağolsun..Arkasından reis rumuzlu büyüğümüzde bir yazı yazmış

Hassasiyet güzel de icraat?

Boğaz'da midye çıkarmak yasak, limit altında balık tutmak da yasak.
Yasadışı işleri şikayet etmek ise serbest.
Yalnız, dikkat edelim, hep söylüyorum, sadece yasadışı işleri şikayet edelim, bizim olta attığımız yere gelip ağ atıyorlar diye şikayet edince, yalancı çobanın hikayesine dönüyor iş.
İnandırıcılığı kalmıyor, sonra da şikayetlerimize kulak asmıyorlar diye yakınıyoruz.
...
Aslında balığın yuvası yoktur ki tahrip edilsin, fakat anladığım kadarıyla orada yasadışı bir faaliyet var.

Yazıyı okudum ve alınmadım da. bunların icraatın zor olduğu noktalar olduğunu vurgulamak amaçlı böyle bir giriş seçtiğini düşündüm. Son parağrafdaki
Aslında balığın yuvası yoktur ki tahrip edilsin, cümlesinin aslında düzeltilmesi gereken bir dil sürçmesi, göz kırpmalı gülümsenin ise bunu yazan yanlış biliyor anlamına geldiğini algılamama rağmen olur böyle şeyler nasılsa düzeltilir diye düşünüp cevap vermedim.

Mavi rumuzlu arkadaşımızda bu son parağrafa takılıp extra bilgi istemiş ve Mahir abi söylediklerine katılıyorum, zaten bunları daha öncede dile getirmiştin haklısında, ama yazının sonunda ki ifadeni anlayamadım. Açıklayabilirsen sevinirim. diye yazmıştı..Buna cevap verilirken nasılsa yanlış düzeltilecektir dedim.
Fakat reis rumuzlu büyüğümüzün özel bir anlamı yokk diyen cevabını okuduktan sonra hem kendime saygım hemde doğru bilgil gereği düzeltme yapmanın zorunluluğunu hissettim. Biraz sert bir uslup olmuşsa da bu önemli bilginin doğrultulması ve kalıcı olması açısından maksatın hasıl olduğu düşüncesindeyim.
Sanırım kendiside bu bilginin doğruluğunu teyit edecektir.. Boğaz balıkçıları, yanlış bildiğinin doğrusunu öğrenmekten yüksünmezler. Paşabahçe doğumlu, ve tüm çocukuluğu, ilk gençliği doğduğu yerde kendisininde tanıdığını, bildiğini umduğum Astsubay mustafa ve "EFE" teknesiyle geçmiş birisi olarak konuya detaylı açıklık getiridiğimi umuyorum..

KÜÇÜK BİR DİP NOT: Beşiktaş belediye meclisi üyesi iken (1999-2004) boğaz belediyeleri birliği kurulması konusunda çalışma yapmış ve boğaz temizliği ve boğazda balıkçılığın tekrar geri getirilebilmesi için ortak çalışmanın imkanlarına çaba harcamış olmakda bir icraat sayılabilir mi bilmiyorum

 

Efendim dün 1 saat kadar emirgan civarında dolaştım. İzmarite atan sadece 1 arkadaş vardı ve kovasında 10-12 parça izmarit vardı. Yem olarak midye kullanıyordu. Bunun haricinde kovalarda limitlere uygun bir başka balık göremedim.

 

Sanırım 10 güne kalmaz izmaritler ve izmaritçiler çoğalır. Hele istavrit yokluğunda millet sarar izmaritlere. Eh malum kapalı alanda sigara yasağı da var, izmaritçiler ve izmarit tüttürücüler için gidilecek başka bir yer kalmadı

 

Haklısın abi. Ben bu akşam yemli lüfergillerin avını deneyeceğim , malum istavrit karaborsaysa şöyle akıntıda aheste aheste sallanan fileto istavrite kimse hayır diyemez.

 

istavrit bizim için karaborsa olabilir ama bogazın bir çok kıyısına özellikle suların çok oldugu bölgelerde kıraçalar kıyıya iyice yaslanmış durumda.
dün gece hem rapala denedik hemde yemli
yemlik için 5 dakikada 15 tane tuttuk. 1 vuruş harici çinekoplar pek ragbet etmedi yemliye. rapala şu sıralar daha iyi çalışıyor.

gece 02.30 da ayrıldık biz ama rapala ile seyrekte olsa çinekop çıkıyordu hala

 

İstanbul'dan kaçmanın tam zamanı.

Planda Ege var galiba?

 

Ercan bi karar veremedi. En sonunda götürecem bizim yazlığa Biraz levreğe doyar o zaman

 

Abant'a alabalık için gitmesini isterdim ancak, Ercan kafaya koymuş Assos'u düşünüyor.

Sen neden hala oyalanıyorsun? İçindeki levrek aşkı gıpraşmadı mı yoksa? Hazır yazlıkta var madem?

 

pazar gece 00.00 yola çıkıyorum inşallah.

istikamet kadırga koyu. geçen yıl tadı damagımda kalmıştı,bu sene daha hazırlıklı gidiyorum.
inşallah sizlerle paylaşacagım güzel avlar gerçekleştiririm

birisi yazlıkmı dedi ne

alperen dedigin sahteleri aldım bu arada

nuri abicim alabalık için seneye eşimi kandırırsam gidecegim inşallah
yani hanım köy hemşine (rize)

 

Şimdiden rast gelsin dostum. İnşallah günlerin güzel ve bol balıklı geçer. Raporlarını daha şimdiden sabırsızlıkla beklemeye başladım inan.

Hemşine bir giden bir daha gitmezse gözü arkada kalır. Dünyada eşi-benzeri olmayan bir yerdir. Has Alabalığın da öz vatanı, daha ne olsun. İnşallah seneye o günleri de görme imkanımız olur.

 

güzel dileklerin için teşekkür ederim sevgili abim

 

Ctesi gecesi sabaha kadar diyorum Önce lüfergiller sonra mavruşgiller diyorum.

 

tamamdır, cuma günü araşırız şöyle güzel bir istanbul finali yapalım

ama önce mavruşgiller sonra lüfergiller

kepçe ne oldu bu arada onardınmı ? tekesiz kalmayalım

 

O artık kepçe değil ekskavatör oldu . Tabi sana ne kadar dayanır bilemem. Ctesi gecesi gideceksek şimdiden ayarlama yapıyım. Ctesi sabaha kadar gidelim gidersek. Sıralama farketmez nasılsa o gün ikisinden de trofe kıyımı yapacağım Ctesi iş çıkışında seni alır geçerim.

 

Bi dakka, bi dakka n'oluyor giderayak? Denizi sökeceksiniz.

 

Ercan'a yolluk hazırlayım dedim.