bu arada, 310 botumun battal geldiğini yazıp nasıl 320 botu başkasına önerdiğimide sorabilirsiniz, sizi bu zahmete sokmadan ben cevabı vereyim, 310 fiber tabanlı botum birçok markanın 350 sinden bile daha ağır, doğal olarak katlama imkanı olmayan, omurgası çok derin olduğundan port bagajada zor alınan bir bot.....bu yüzdende battal.....ama 320 katlanabilit botlarda bu battallığın yaşanmayacağı düşüncesindeyim.....
.....son olarak geçen yıllarla beraber tercihlerde değişti.....şimdiki aklım olsa gene asla ve asla fiber tabanlı bot ve 15bg 4 zamanlıyı almazdım, orası aynı ama, 8 bg iki zamanlının önünede 290ı istemezdim, zira bende artık tek kişi çıkmıyorum..... ha, bir 4 sene daha sonra ihtiyaçlarım dahada değişik olabilir, her şey ihtiyaçlara göre..... tüm bu yazılanlar barınak sorunları olanlar için bu arada.....yoksa fiber tabanlı botların sunduğu çok şey var, orası ayrı.....
2.90 veya 3 metre ahşap tabanlı bot ile 8 hp 2 zamanlı motor 2 kişi ile 18mph hıza ulaşır ve çok rahat planing'e geçer. Fiber tabanlılar daha denizcidir fakat onun da taşıma, barınma problemi var.
hayırlı uğurlu olsun diyelim o zaman, 8 bg ile 290 kombinasyonunuzla zevkli seyirler yapmanızı dilerim.....iki hafif kişi ile botu sudan kesmeniz olası (umarım) ben 2.5 kişi ile 13.5 bg ile başaramadım.....ama motorunuzun 2 zamanlı vede hafif olması, vs faktörler sayesinde siz sorun yaşamayabilirsiniz..... herşeye rağmen sizede 320 öneriyorum genede.....290 ı taşıyan 320 yide taşır. ama gene son söz sizin, ekipmanınızı güzel günlerde güle güle kullanmanız dileklerimle
Teşekkür ederim, ne kadar küçük o kadar hızlı, tabii uyumlu olmak kaydıyla. 2.90 bota 15 bg 4 zamanlı takarsanız performans alamazsınız botun arkası gömülür suya.
Sevgili Umut.Diğer sorunu ayrı bir yazıyla yanıtlamaya çalışayım.Öncelikle bot ve motor hususunda bu kadar seçici olmamın sebebini açıklayarak başlayacağım.Yaradılışım gereği imkanlarım ölçüsünde her şeyin iyisini almaya,özenli ve temiz kullanarak yıllarca kullanmaya çalışırım.Bot patlayabilir,çalınabilir ama Allah izin verdikçe iyi motor yıllarca hizmet edebilir.Allah'ın nasip ettiği bu araçları (araba,bot vb.)Allah'ın bir hediyesi gibi görür,O'nun emaneti olarak değerlendiririm ve araçlarımla da dost olurum.Beni yıllarca karada yolda bırakmadan,denizde dalgalara teslim etmeden taşıyan fedakar emanetlerimizle duygusal bir bağ kurarım. Bu yüzden seveceğim şeyleri tercih ederim.Hatta sattığım araçlarıma benden sonraki sahibi benim gibi bakacak mı diye bile düşünürüm.Tabii ki hastalık boyutunda değil.Bize uymayan seçimlerimiz olursa kullanmakta da inat etmem.1970-1990 arasında 20 hp.Amerikan Mercury kullandık.Bir gün yolda kalıp bize kürek çektirmedi.Ama o yıllarda adını duymadığım Yamaha'nın bu gün en iyi olduğunu öğrendim.Ve tercihimi o yönde yaptım.Şimdi Toyota hılux işini de şöyle izah edeyim.1998 yılında 1998 model WW Passat ımız vardı.Bir gün ön camı arızalandı açık kaldı ve hiç bir serviste yapamadılar.1 ay cama naylon gerip işe gidip geldik.Beyin arızasıymış.Sonra yapıldı ama araçtan soğuduk ve sattık.O yıllar 2.8 motorlu 4X4 Toyota Hılux aracı olan bir arkadaşım vardı.Av merakı yüzünden o aracı almıştı,uzun yıllardır sorunsuzca kullanıyordu.Benim de passattan sonra böyle bir araç kafama yattı.Arkadaşım Hılux için bir gün şöyle demişti.Japonlar bu aracı yaptıklarında bu kadar sağlam olduğunu bilmiyorlardı.Kendisi aynı araçlardan Mıtsubishi ve Nissan da kullanmıştı ama Toyota başka diyordu.Off roadlardaki araçların geçemeyeceği yerlerden geçtiğini söylüyor,bir gün yolda kalan AS 900 kamyonu hılux ile çektiğini anlatıyordu.Zaten internette bulabilirseniz bir hılux e yapılanların videosunu demek istediğimi daha iyi anlarsınız.Hıluxu gece denizde bırakıyorlar,sabah çalışıyor,benzin döküp yakıyorlar yine çalışıyor,en sonunda dinamitle yıkılan yüksek bir binanın en üstüne koyuyorlar.Araç bina enkazının altında kalıyor,bir ustanın bir iki vida sıkmasıyla yine çalışıyor.Ben de 98 yılında 98 model bir 2.4 hılux aldım ve hala onu kullanıyorum.Yalnız benim aracım av merakım olmadığından sadece arkadan çekerli.Diğerleri kadar yüksek değil.Allah bir mani vermez se de inanın yaşadıkça da başka bir araç almak istemiyorum.Bu araçların 1.000.000km.üzerinde olup motoruna anahtar değmeyenleri olduğunu duydum.Tabii bu kullanımla da alakalı.Bahsettiğim arkadaşım 600.000 km.de kendi hatasından motor yaptırmak zorunda kalmıştı.Yine gittiğim Toyota servisin sahibi bir arkadaşına dert yanarken dinledim.Adam keşke Toyota yerine başka bir aracın sevisini açsaydım zengin olurdum.Yağ değişimi dışında işimiz olmuyor,araçlar arıza çıkartmıyor diyordu usta.Bu arada yeni Toyotalar aynı mı bilmiyorum.Yanıltmak istemem.Benim sadece sürücü koltuğum yıprandı bu sene kılıf aldım.Deposu 66 litre.İstanbul'dan Bodrum'a gidiyorum.800 km.Ve içinde mazot kalıyor.Ama çok sürati sevmiyorum.Genelde 90 kmh.Yolu güzelse ara ara 150-160.Zaten bu araçlar sürat aracı değil.Yüksek oldukları için otomobile göre daha kolay devrilebildiklerini duydum.Şimdi tabii ki bir Mercedes'in,BMW'nin konfor,serilik ve sessizliğini bulmayı beklemeyin bu araçlardan.Benim standart tatil yüküm den başka bu sene Allah nasip ederse bir de bot ve motorum olacak.4 zamanlı da olsa bu tip bir araçla taşımak çok sorun olmayacak.Ben dostumu hiç bir zaman çok yüklemedim.Ama bir gün 2 tonda yüklesem götürmem demez biliyorum.Bu yüzden size tavsiyem test sürüşü yapın ve bu tip bir aracın size uygun olup olmayacağını deneyerek görün.Marka olarak sadece bildiğim ve duyduğum kadarıyla 1990-2000 arası hıluxları anlattım.Şimdi revaçta olan hangisi bilmiyorum.Yanıltmak istemem.Şimdi gelelim olumsuz yönlerine.Benim aracım 4X4 olmadığı için vergilendirme mevzuatında panelvan sınıfına sokuluyor.Bu seneki vergim 700 TL.civarında.14 yaşındaki bir araç için hiç de az değil.Ayrıca ticari araç olarak değerlendirildiğinden 1.köprüden geçişim yasak.Çamlıca dakibir arkadaşıma gitmek için 2. köprüden geçiyorum.Ya da arabalı vapura biniyorum.Bereket bu çok sıkolan bir şey değil.4X4 ler jip sayıldığından 1.köprü onlara serbest.Ayrıca arabalı vapur,deniz otobüsü gibi araçlarda ağırlık ve heybet olarak benim 2 katıma yakın bir toyota Land Cruıser veya Mercedes GL serisi benden daha az ödüyor.Yani bize böyle bir haksızlık var.Siz 4 çeker alırsanız benim sıkıntılarımdan muafsınız,ancak onların da vergi ve yakıtları bana göre çok daha can acıtıcı. Bir de ben ne kadar ailemle kullansam da,aracım üzerinde yük ve eşya taşır diye yazmasa da devlet 4 çeker olmayan araçları ticari sınıfa sokmuş.Ve muayeneleri de 2 yılda 1 değil her yıl yapılmakta.Bir de bu araçların güçesaslı olduklarından motorları büyük ve vergileri malum.Katlanır bot için düşünüyorsanız,ve beğeniyorsanız Ford Connect,Doblo türü bir araç da düşünebilirsiniz.Onların motorları da küçük olduğundan yakıt ve vergi olarak avantajlı olacaktır.Benim saydığım zorluklardan dolayı çokarkadaşım;Abi sat şunu ufak bi şey al diyor.Ama ben dostumdan vazgeçmiyorum.Zorlukları dışında pek çok artıları var çünkü.Ve ben bunu çekiyorum.Aslında vergi politikası ve akaryakıt fiyatları bu tür araçları bizim ülkemizde haram ettiriyor.Ama ben biliyorum ki benim aracım 5 tane binek aracı eskitir.Bir de büyüklükleri yüzünden parkı,manevrası otomobillere göre İstanbul'da daha zor.Yine aklımdayken Allah muhafaza bir kazaya karışması durumunda karşıdaki araca büyük hasar verebileceğinden kasko ücretleri arabalardan haylifazla.Benim bu yılki zorunlu trafik sigortam hasarsızlık indirimime rağmen 400TL.Özetle Umut kardeşim kullanmasam,kapının önünde dursa 1500 TL.civarında.Ha binilecek bir otomobilde 1000 TL.Aradaki 500 TL.ye bence değer.Bunlar yük için imal edildiklerinden şasili araçlar.Altında boydan boya elektrik direkleri gibi putrel demirler var.Arkada yük için makasları var.Güvenli,sağlam.O yüzden tüm zorluklarına rağmen dostum bana,ben dostuma katlanıyorum.Umarım soruna yazdıklarımda aradığın cevabı bulursun.Allah hakkında hayırlı olan alternatifi karşına çıkartsın.Yine de başka bir sorun olursa sorabilirsin.Biliyorsam yanıtlarım.Denizden ayrı bir konuyu arkadaşımın ricası üzerine bu forumda paylaştım.Kurallara aykırı bir işlemse yaptığım lütfen bağışlayın.Çünkü yeni üye olduğumdan özel mesajlarım sanırım iletilmiyor.Herkese rast gele.
çoook çok çok teşekkürler.....üşenmemiş, baya uzun bilgilendirmişsiniz esasen nissan navara dizayn olarak daha çok hoşuma gitsede toyotanın bu kadar artıları olmasıda ilgimi çekti.....zaten fiyatlarda tıpatıp kafa kafaya, hiluxları incelememde fayda var sanırım.....ki Toyotalar hakkında aldığım ilk hararetli özgüde değil bu.....ben yazımı okudum, cevabımı aldım , konunun dışına taştı isek tüm arkadaşların affını dilerim.....şimdi derhal konuya dönüyoruz
Umut sorunu tekrar okudum.Eksikleri tamamlayayım.Neticede 4X4 jip te olsalar bu araçlar pick up-kamyonet sınıfında araçlar.Yük ve tırmanma odaklı araçlar.Aero dinamikleri sürate göre dizayn edilmemiş.Tabii ki bir viyadükten veya keskin bir virajdan Mercedes CLS veya BMW X6 gibi geçmen mümkün değil.Savrulabilirsin.Yerden yüksek araçlar çünkü.Mazot fiyatları her geçen gün değiştiğinden net hesap mümkün değil ama sanırım uzun yolda km.de 30 kuruş.şehir içinde 40 kuruş civarında yakıyor.Soba borusu gibi egzozları olan Subaru araçlı bir arkadaşım km.de 1 Tl.yaktığını söylüyor.Eminim sattığımız 1.8 Passat şu anda çok daha fazla yakıyordur.Bunlar torklu araçlar olduğundan sırt sırta bağlayıp birbirimizi çekmeye çalışsak muhtemelen ben 300 hp.lik bir sürat otomobilini sürükler götürürüm.Ama İstanbul'dan Bodrum'a yarışsak o da benden 5 saat önce Bodrum'a varır.Ya da o 5 saniyede 100 ü görürse,sen 15 de görürsün.Tabii ki binek otomobillere göre daha hantallar.Bir de büyük motor ve dizel sesini de göz ardı etmeyin.Neticede özellikle kaliteli bir Alman otomobilinde ses yalıtımı mutlaka daha iyi.Selamlar.
bakalım, Lincoln Navigator vede Cherokee yi ufacık bi işik görene kadar zorluyacağım, olmazsa pick-uplar.....binek gibi yol tutmasada çook dengesiz en uyak bişeyde gezinen yapılarıda yok anladığım kadarı ile.....kısacası favorim jeeple lincoln, plase navara ile hilux yardımlar için tekrar teşekkürler
bu konu hakkında çok uzun yazışmalar olmuştu, bilhassa Onur isimli bir arkadaşla güzel paylaşımlar olmuştu sitede.....aslında şimdi havadan gelen bi para olsa gene 260 botla 8hp alıp kendime bi oyuncak yaratmak isterdim.....Onur arkadaşımız 220 bota bile haddinden büyük hpler ile değişik, eğlenceli kombinasyonlar düşünmüştü. ama tabii eğlence amaçlı paketlerdi.....avlanmak, misafirle binmek dertleri olmadan kesinlikle tek kişilik.....esasen ideal paket tek botla mümkün olmayadabilir.....mesela 15hp 4 zamanlı motoruma daha büyük bot edinmem gerek, 310 fiber tabanlı botumuda elektrikli yeni motorumla takım yaptım, çocuklar gezinsin diye, ama halen arabanın bagajında duracak, şööyle isteyince bi çırpıda suya atacak (vede doyurucuda olacak) takımım yok.....öyle bi takımım olsa idi onunlada adalara, boğaza gitmeye çekinirdim.....sözün özü şimdiden 2 takım yaptım, 3üncüde gerekli görüldüğü gibi.....umarım tek takımla tüm ihtiyaçlarını karşılayabilir diğer arkadaşlar.....
Hava tabanlılar hafif oluyor bazı markalarda katlanır tabanlı ile arada 8-9 kg fark olabiliyor. Katlanabilir tabana göre de tek dezavantajı hafif olması sanırım. Fırtınada en iyi ahşap tekneler gidiyor. Her seferinde indirme şişirme durumu için kesinlikle hava taban alınmalı.
Muhittin Bey ile motorları aldık bot için para biriktiriyoruz, bütün parayı motora verince bota bütçe kalmadı. Perşembe günü Medex Fuarı başlıyor, online biletimi aldım. Katılımcılar arasında http://www.kaptanbalik.com.tr 'yi görünce çok sevindim. Ukrayna yapımı Kolibri botların Türkiye distribütörüdür. Kolibri KM 300D uzun zamandır incelediğim çok kaliteli bir ürün ancak fiyatı 2000 TL civarında. http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=39958 Bu linkteki mesajdan anladığım kadarıyla fuarda botu çok uygun fiyatla alma ihtimalimiz var. Muhittin Bey, ne dersiniz beraber gidersek pazarlık payımız da artar. Yalnız KM300 ile KM300D'yi karıştırmamak gerek, KM300 izgara tabanlı ve 33kg ağırlığa sahipken KM300D ahşap taban ve 55kg.lık bir ağırlığa sahip.
Hasan kardeşim selamlar.Ben de dün Karaköy'de balık malzemeleri bakınırken satıcı bana da medex fuar biletini verdi.İnşallah ben de Cumartesi veya Pazar (tercihan Cumartesi)fuara gitmeye çalışacağım.Haberleşirsek ve saatlerimizi denk getirebilirsek orada görüşür ve karar verebiliriz.Sizinle tanışmaktan çok mutluluk duyarım .Hoşçakalın.
