zargana için farklı bir oltayada(bu tip) gerek yok bence.toplada gayet rahat ve sorunsuz yakalanıyor zaten.
zarganadan cıktım yola sayın,arkadaşlar;öncelikle belirteyim de sizlere bu konuda katılmamak elde degil bir amatör olarak.sizleri dinlerken (yani)okurken aklıma geldi.yaptıgınız bazı oltalarda hep bahsediyosunuz (HIRSIZ) diye,bu hırsızında amatör ruhla bağdaşmadığını düşünüyorum? Ne Dersiniz!!!
tartışmak istiyorum.. Arkadaşlar sadece bu konu başlığında değil birkaç başlıkta cırpmanın etik olmadığı aynı zamanda sportmenliğe yakışmadığı vb sebeblerden dolayı birçok arkadaşımız uyarıldı. Ben bu düşüncelerinize katılmıyorum,bir zamanlar bende yapmıştım fırsatım olsa yine yaparım,bana bu şekilde balık yakalamanın etik olmadığını da kimsenin belirmesine de gerek yok,nasıl avlanacağımız sirkürlerde belli ben sirkürlere uygun avlandığım sürece o balığı o şekilde avlarım.Bu yazımdan dolayı kimse bana etik olmadığını savunmasın. Savunacaksanız eğer lütfen aşşağıdaki soruları yanıtlayın. 1-Canlı yem ile avlanmak ne kadar etik. 2-Rapala kaşık türündeki küçük çırpmalar ne kadar etik. 3-Çapara ile avda kanca sırtından takılıyorsa geri salmak ne kadar etik. 4-Zıpkıncılık ne kadar etik. Bu sorularımı çoğaltabilirim ama siz bunlardan birini avınızda uyguluyorsanız sizde etik bir avcı değilsiniz. Bu yüzden bilgi paylaşılan bu formda olur olmaz yeni gelen arkadaşları bu şekilde siteden soğutursanız bilinçli ve doğaya saygılı arkadaşları kazanamayız zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür,lütfen düşünelim,sonra eleştirelim.saygılar Rastgele..
3-Çapara ile avda kanca sırtından takılıyorsa geri salmak ne kadar etik. Çapari ile avlanrıken, çarptırma geliyor, ama bu çaparinin bu iş için yapılmış olmasından değil, bir tesadüfün sonucu. 4-Zıpkıncılık ne kadar etik. Sonuna kadar. Çünkü, zıpkını nişan alman gerekiyor. Eğer vurduğun balığın boyu, türü vs. uygunsa o zaman çekiyorsun. Avcılık etiği ile, av ile başka bir şey karıştırmışsın. Aslında soruların tek soruya indirgenebilir: "Avcılık ne kadar etik?" Ama çarptırmaya ile avın asıl önemli sorununu göz ardı ediyorsun. Çarptırma ile avlanırken boy, cins vs. farkı gözetmeden dalarsın ve geri dönüşün yoktur. Bir şekilde, diyelim ki 16 cm bir kefale çarptı. Sonuç ne olacak? Geri salman filan bir şeyi değiştirecek mi? İşte mesele burada. Çarptırma büyük, küçük vs. ayırmaz. 15 cm kefal, sirkülere göre de yasak dahası. Çarptırmanın kötü tarafı budur. Denizde önüne çıkanı "öldürür". Diğerleri ise, önüne çıkıp ilgi duyanı "yakalar". Eğer senin ligi duymadığın bir şeyse, yakaladığını ger salman imkanın var. Ama öldürdüğünü, zaten öldürmüşsün.. Bilmiyorum, nüansı anlayabildin mi? Ha, "bana ne aman, ben anlamam, ben önüme geleni öldürürüm, balık di mi sonuçta, ölsün, gebersinler..." o zaman, çarptırman ve sana birlikte mutlu, mesut ve bol kanlı bir hayat dilerim.. Mutlu, mesudu bilmem ama, bol kanlı geçeceği mutlak gibi görünüyor..
Rapalanın cırpmasına ne diyorsun? yakaladığın turnadan bol kan akmıyormu.Kancayı çıkarırken gözü çıkmıyormu? Dahada önemlisi küçük balık yakalanmıyormu? Zıpkının balığı delip geçmesi balık büyükse etik,küçükse değil öylemi?O halde çırpma ile büyük balık yakalamak da etik. Çırpma ile gördüğünüz balığı yakalayabilirsiniz yani balığı yakalamadan önce görürsünüz küçükse yakalayıp yakalamamak size kalmış. Herşeyden önemlisi beni eleştirmeniz için balıkları bu şekilde yakalamayı bilmeniz lazım,eğer biliyorsanız bişe diyemem ama bilmeden yazıyorsanız,taktir kamuoyunun.
Namık bey ben illada cırpmayla balık yakalayalım demiyorum ama böyle bir balık yakalama metodu var ve bu şekilde balık yakalayanda var. Adam siteye yeni girmiş ve yazıyor ortalığı çırpma etik değil diye germenin bir anlamı yok ziraa size göre doğru olmayan başkalarına göre doğru olabilir.Saygılarımla..
Zıpkının balığı delip geçmesi balık büyükse etik,küçükse değil öylemi? Bu, avcılık etiğinin değil, avcılığın kendinin sorgulanmasıdır. Elbette bunuda sorgulayabiliriz. Ama bununla, çarptırmanın filan ilgisi yok. Siz suyun altında, ilk gördüğünüz avuç içi kadar ilarya'ya zıpkını yallah diyorsanız, bu sizin sorununuz. Ama, ben ona zıpkın sıkmam. Oltama gelirse de, geri denize gider. Ama çarpma, ona aynı şeyi yapmaz. Rapala, kaşık vs. ile tonla balık tutmuşumudur. Elbette gözünün çıktığı filan oluyor. ama bunları biz isteyerek mi yapıyoruz? Pek çok defasında, balık normal, makul bir yara ile geliyor ve eğer ilgi alanımız dışındaysa suya gidiyor. Ama çarpma ile yakalansa, bana faydası olmadığı gibi, ölmeside kesin olacak. Bir türlü bu farkı anlamak istemiyorsun. Bu arada, eğer büyük balık yakalalam ihtimali varsa, tür uygunsa, çoğu zaman "circle hook" kullanırım. Bunlar, balığı hep ağzından yakalar, balığa ölümcül bir zarar vermeleri çok çok enderdir. Bunu biliyor muydun? İğneyi biraz büyük seçersin. Küçük balık yakalanmaz. Bu da bir tercihtir, yapabilirsin. Ama çarpıtmada böyle bir seçme şansın yok. Aradaki açık farkı bir türlü anlamak istemiyorsun. Çarpıtma, balığı, büyük, küçük, cins vs. olarak ayırmaz. 2 Hafta önce Galata köprüsünden, yakaladığımdan fazla balığı havyarı var gibi göründüğü için geri saldım. Çarpıtma olsa bu imkan olur muydu? İşte bir türlü anlamadığın şey bu. Biz "avcı" olmak istiyoruz. Öldürücü değil. Boyu vs. uygunsa, alırız. Değilse, bulunduğu ekosisteme geri iade ederiz ki, en azından seneye de yakalayacak bir şey olsun. Ama çarptırma bu hakkımızı elimizden alır. O denizde bir yakalama aracı değil, öldürme aracıdır. Bilmem bu farkı anlayabildin mi? Elbette, bazen yakalananlar içinde ölümcül yara alanlarda olmaktadır. Ama bunlar oluyor diye, istersen dinamit atalım ha? işte aradaki fark bu. Biz, yakalamaya çalışırken, bazen istem dışı ölüme neden olabiliyoruz. Ama çarptırma kullanırsak niyetimiz ayrım yapmaksızın öldürmek oluyor doğrudan. İşte benim vicdanım buna hayır diyor. Ben ava, öldürmek için değil "yakalamak" için gidiyorum. Sizin vicdanınız "öldür, hepsini öldür... Sağ bırakma, büyükmüş, küçükmüş.. Acıma" diyorsa, bu sizin mevzunuz. Beni müspet/menfi alakadar etmez..
Arkadaşım 15 yıldır ağzından zoka çıkarırken gözü çıkan bir turna ya rastlamadım.zaten turnanın kemikli ve bol dişli ağız yapısı sayesinde genellikle zoka batmaz,dişlere takılır.olay fazla kanlı da olmaz.rapalayı çarptırma olarak görmen çok anlamsız,bu tür oltalara balık (istisnalar hariç)hep ağzından yakalanır, yani kendi eder, kendi bulur. çarptırmadaki gibi tren çarpmışa dönmez..
Arkadaşlar aynı taraftayız yani balığı özgür ortamından alıp yakalayan,bazen yakalamak ölümle gerçekleşebiliyor. Arkadaşım 15 yıldır ağzından zoka çıkarırken gözü çıkan bir turna ya rastlamadım.zaten turnanın kemikli ve bol dişli ağız yapısı sayesinde genellikle zoka batmaz,dişlere takılır.olay fazla kanlı da olmaz.rapalayı çarptırma olarak görmen çok anlamsız,bu tür oltalara balık (istisnalar hariç)hep ağzından yakalanır, yani kendi eder, kendi bulur. çarptırmadaki gibi tren çarpmışa dönmez.. Bu yazıdaki turna kelimesi yerine başka bir cins balık ta yazabilirdim mesela lüfer mesela alabalık o zaman yazdıklarınız geçerli olmaz. İşte benim vicdanım buna hayır diyor. Ben ava, öldürmek için değil "yakalamak" için gidiyorum. Sizin vicdanınız "öldür, hepsini öldür... Sağ bırakma, büyükmüş, küçükmüş.. Acıma" diyorsa, bu sizin mevzunuz. Beni müspet/menfi alakadar etmez.. Arkadaşım lütfen olayı çarpıtmayalım ben böyle birşey demedim ima etmedim dolaylı olarak bile söylemedim,ben böyle bir avcı değilim ayrıca böyle avlananlarada karşıyım.
Eğer buna karşıysanız, çarptırmaya da karşı olmanız gerekir sanıyorum. Çünkü çarptırma birebir, "önüne geleni" öldür ve bana getir denen bir düzenek. Elbette insanların vicdan hürriyetine karışamayız. Bu vicdanların bir sorunudur. böyle yapıyorlar diye, ayıplayamayız bile. Ama yaptıklarının aslında ne anlama geldiğini izah etmezsek te bizim vicdanımız rahat etmez. Pek çok çarptırma kullanan, bu bahsettiğim durumun farkında bile değil. Destek olsun diye söylemiyorum. Tırıvırı kullanan pek çoğu, bunun dibe takılınca olrada kalacağını, kalınca da yıllar boyunca bir sürü balığı öldüreceğinin farkında değil. İnanın bu noktayı düşünemiyor. Onun gözünde, kopan tırıvırı, kaybettiği bir takım. Daha ötesi ufkunda canlanmıyor. Aynı şekilde dinamit atan.. O, sadece kendi topladığı balıkların öldüğünü sanıyor. Aklı bunu atınca yumurtaları bile dahil oradaki tüm canlıların öldüğünü almıyor.. Evet, yaptığımız işin sonuçlarını düşünmezsek, hiç farketmediğimiz pek çok zarar verebiliriz, istemeden..
etik olmadığına inandığım bir yöntem var...bunu yeni duydum ve 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi... bildiğimiz kaya balığını levrek çok sever...kaya balığının gözlerini çıkarıp levreğe bırakma yapanlar olduğunu duyduğumda önce şaşırdım ve hemen neden diye merak ettim... kaya balığı levreği görünce kaçarmışta...bi kayanın altına girermişte... zarganayı ipekle yakalamaya karşıyım...yakalayanlara değil.... yemle balık tutmanın daha zevkli olduğuna inananlardanım...ister çarpma ister ipek...sonuçta av avdır... neyin etik neyin olmadığına gelince konu kendi içinde biraz ikircikli... trole karşı olmayan insanlar trolden geçimini sağlayanlardır...kızsan bi türlü kızmasan bi türlü... dinamitle avlananlar doğanın en büyük düşmanlarıdır...çok kızarım ve dinamit atanların dinamitle cezalandırılmalarını düşünebilirim... bence olabildiğince centilmen olmalıyız.. zargana avında tecrübe edindikçe misina ve bedenlerin incelmesi gerektiğine inananlardanım... aynı zamanda yem ihtiyacım olmadığı sürece ufak zarganaları geri bırakmayı yıllar önce adet edindim... lütfen zarganalarla eşit şekilde mücadele edelim...çarpma biraz haksızlık gibime geliyor...ama dediğim gibi bu konuda konmuş bir kural yok...av avdır...
Evet neden bukadar uzatıyoruz ki... Herkes seçimini yapmış Ama yanlış ama yanlış Bugünden sonrada değiştiremiyeceğimize göre bazı düşünceleri bırakın bunun adına avcılık densin....
Evet Ahmet Abi. Yanlışıyla, yanlışıyla - Eğrisiyle eğrisiyle seçimler ortada. Bu konuyu temcit pilavına dönmeden güzel uslubunuzla neticelendirmenizi alkışlıyor, Emek veren ellerinizden öpüyorum.
Sayın hakim bey,bu davada haklı ve haksızı ayırmak için kullandığınız kanunlara aykırı hiç bir eylemde bulunmadım.Yani kanun dışına çıkmadım.Bu yüzden arkadaşların üzerime gelmesini anlayamıyorum,burası bir av sitesi ve burada istesekte istemesekte avlanıyoruz ve avlarımızda ölüyor,bunu burada herkez yapıyor,sizi kan tutuyorsa benim suçum ne ,her halükarda kanı akıtmıyormuyuz,yani siteye yeni girmiş tam av hukukunu bilmeden yazılanlara bir komiser edasıyla yaklaşmanın ne alemi var.Benim kızdığım bu hakim bey hem kusuruma bakmayın sessiz azınlığı sesli çoğunluk gibi edebiyat parçalayıp savunamıyorum ama benim yıllara dayanan av hukukum var ve ben bu özelliğimle övünüyorum.Bence çarpma ile çırpma ile uğraşmaları boş kaldıklarındanmı acaba hakimbey.Varmı acaba yeni bir balık yakalama metodları yada böyle kaç kişi çırpmayı bırakmış.Samsunda kışın olta ile balık yakalanmadığını bilmiyorlar hakim bey çırpmadan başka ,kendileri istanbulda her türlü balığı yakalarken bizim burda yakaladığımız bir balıkta gözleri hakim bey.Ama yanlış ama yanlış derken tartışmanın önünü kapatıp fransız olmuyorlarmı hakim bey şimdilik söyleyecegim budur.(Umarım kimse alınmaz sadece tartışıyoruz doğruyu bulmak için)Saygılar..
Sevgili Suat Reis'im Yaşımız o kadar yok kardeş estahfurullah nedemek. Bilgisi bizden üstün oların elini asıl biz öperiz. Bundan da gocunmak değil grur duyarız.
Çarpmayla balık avlamak bana hiç zevkli gelmiyor gerçi denemedim bile bu güne kadar ma pek hoş gelmiyor. Balıkçılık kurnazlık kandırma ustalık demek. Balığı kıskandırmak, bazı teknikler kullanarak balığın gelmeini sağlamak ihtimalleri düşünmek misinayı nasıl bağlamalıyım nasıl çekmeliyim, beklemem gerekirmi bazı şeyleri başarmak yadabaşaramayıp taktik değiştirmek asıl zevk bunlardır bence. Ben balığa gidemediğim günler bile akşam oturup evde takım bağlıyorum balık çantamı düzenliyorum bu bile bana balık tutarcasına zevk verebiliyor.
1993 senesinde arkadasımla sarayburnundan geciyorduk. Sahilde normal olmayan bi kalabalık vardi. Bizde zührevi hastalıklar hastanesinin önüne arabayı park ettik ve ne tuttuklarını merak ettiğimiz kalabalığın yanına gittik. 1m lik bir bedende baglı 7-8 adte carpma ile zargana avlıyorlardı. Bize cok ilginc geldi. hemen oltalarımızı cıkardık takımı oradan bir balıkcıdan aldıgımız çarpmalarla yaptık. 1.5 saat gibi kısa bir sürede bir kovayı dolduracak kadar zargana tuttuk. Balıklar kuyrugundan gövdesinden yani ağzı hariç her yerinden geliyordu.Keyifli bir av yaptığımızı düşünerek evin yolunu tuttuk. Anneme eve gelince balıkları temizlemesini söyledim. Aradan 3-4 dk gecmemişti ki annem beni mutfaga cagırdı. Gördüğüm manzara aradan gecen 13 seneye rağmen gözümün önünden gitmiyor. Bütün balıklar havyarlıydı. Ve zargana o dolunayda o sahile yavru balık dolu oldugu için gelmişti. Ne balıkları yiyebildik ne de birdaha zargana avına cıktık. 20 seneye yakındır balık tutarım bu kadar pişman oldugum bir av daha hatırlamıyorum. Üzgünüm ama kimseye çarpma ile balık avlamayı tavsiye etmiyorum Saygılarımla
