Çinekop Katliamı Son Hızıyla Başladı

Sihirli Değnek..lazım kardeşim..

Tübitak dergisini kapagını değiştirmeye kalkan zihniyet ve zihniyetler varken..



Soldaki ilk kapak sagdaki değiştirilen kapak

Kimi? Kimlerin Yardımı İle ? Ne şekilde ? hangi ortamda? hangi güç ile ? hangi destek ile ? eğiteceksinde aklıselim yenibir nesil büyüteceksin..yani,en az 40 sene..

Yolun bu taraflara düşerse önceden haber ver seni bir gezdireyim ve gör kafa yapısını insanların..bu kafa yapısına ne anlatsan hikaye..

bu saatten sonra - heleki bu tarihten sonra.. benim hiç umudum yok..bu işleri başarmaya..

Bir hayvanı bile usulune uygun kesemiyen- Yazıktır ,günahtır kelimesinin anlamını bilmeyen insanlara . Lüferin yumurta bırakma yaşını nasıl anlatırsın ?

Konu yine alıp başını gidecek herzamanki gibi ve hep te böyle olmuyormu? elimizde hiç bir yaptırım olmadıgı halde sadece konulara 5-10 kişinin dahil olup yazıp çizdiği bu sanal ortamdan hangi güç ile yepyeni bir nesil çıkar ?

Koca Atatürk ki ona inanan milyonlar sayesinde bugün özgürüz..ve bu ğün o büyük adam dünya çapında bir insan.. onun yarısı kadar da olsa becerikli biri çıkarmı ?? neslimizi yenilesin ,,kafaları değiştirsin, balıgı et yerine canlı olarak görelim..

 

Anlatarak abi.

Oturup beklemek, ah vah etmek, ne olacak bu memleketin hali demekle bu işin çözüleceği yok.

Bak, ben ısrarla anlatıyorum, takılmış plak gibi boyuna aynı şeyleri söyleyip duruyorum.

Ve hiç ummuyorum ben bunu yaptığım zaman, Aret veya başka birisi pıt diye hemen o zihniyetten kurtulacak. yok böyle bir şey. Ama bunlar birer tohum. Bir süre sonra açılmaya başlayacak. Bu işler böyle oluyor. Şu anda insanlar düşünmüyor. Savunma modundalar, benim doğrum modundalar. Ama bu tartışma bitince, bir gün bir yerde bir şey olacak, burada edindikleri fikirler ön plana çıkacak. Biraz biraz bu bilinç sağlanmaya başlanacak.

Fakat sayıp dökerek, böyle olmaz vs. diyerek, elimize geçecek bir şey yok.

 

Test ediliyor zaten Aret. Şu anda bu dediklerin yapılıyor ve sonuçlarda ortada. İşte başlık: Çinekop katliamı son hızıyla başladı.

Sizin göremediğinizi söylediğim şey işte bu. Bu dedikleriniz olmasın değil söylenen. Siz illa bir indigemecilik veya genellemecilik yapmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi. Bu dedikleriniz olacak, ama bu eylemlerin etkili olabilmesi için, vizyonu farklı tutmak gerekiyor. İşte o zaman bu eylemler çapı kadar olsun ses getirecek.

Dediklerin oluyor, sürüyor zaten Aret. ama aynı indigemecilik başka şeyleri görmenizi engelliyor. Sorunumuz, 15cm olamamış çinekopların tonla tutulup bolca satılıyor olmasından ibaret değil. Sorun çok daha büyük. Aha boğaz, yakınında. Git bak, kovalar neyle dolu? Bunu nasıl önleyeceksin? Dinamitçiyi nasıl önleyeceksin? Bir sürü şey var ortada. Biz tüm bu sorunların temelinde yatan şeye, bunların kaynağı olan düşünce yapısına doğrudan vurmayı planlıyoruz, düşünüyoruz.

Tezgahlara çinekop çıkmasını engelleyebilirsin. Ama bu maalesef bir şeyi değiştirmez, bak ve gör. Olay, ufak çinekop yakalama olayından çok çok daha geniş bir olay.

 

Mesela,

Balık anatomisi ve Av tekniklerini, uygunluğunu ve türevlerini içeren bir yazı hazırlanıp, bir A4 kağıdın yarısına arkalı önlü şekilde basılsa sonra bunları kendi aramızda paylaşsak ve bulunduğumuz meralardaki insanlara versek bence etkili olur.

Geçen bir arkadaşımız 17 kilo balık tuttuğunu söylüyor, sonra bilmiyordum dedi. Demekki bilse tutmayacak. Bende bu forumu okumasaydım ne 5 kilo limiti nede Lüferin çinekop'un sınırlarını bilecektim.
Ava gidip sorulan tek soru balık varmı? - Var yada -Yok.
Tuttuğu çinekopun sınırını bilmiyor ki adam uygulasın.

Bence hem fikir isek. Balıkavı.net yöneticileri ilede görüşelim maddi destekte bulunup onlarında sponsorluğu ile bu işi halledelim. Ben bir hafta sonu anadolu yakasını üsküdar'dan beykoza kadar gezip bu işi yapabilirim.

 

Atatürk o inanılmaz devrimleri nasıl yaptı? İnsanlara tek tek anlatarak, onları ikna ederek mi? Yoksa böyle olacak deyip yaparak mı? Tabii ki ikincisi. Tamam o zaman ortam müsaitti belki, Atatürk ülkeyi kurtarmış tek adam pozisyonundaydı, her türlü yetkisi vardı. O da kendi doğrularını uyguladı, herkesi kendisine uydurdu. Büyük değişimler böyle olur, baştakiler karar verirler ve uygularlar. Serdar abinin dediği gibi anlatarak, düşünce yapısını değiştirerek değişim sağlanmaz mı? Sağlanır tabii ama 100 yıl içinde 200 yıl içinde sağlanır. Bizim şu anda yapacağımız her şey o sürece bir katkı. Ama öncelikle şu balık talanına bir dur denmesi lazım, onu da ancak tepedekiler radikal kararlarla yapabilir. Biz milletin kafasının değişmesini beklersek o zamana kadar denizde sadece lapinler ve kayabalıkları kalmış olacak.

 

Çok iyi bir fikir

 

Ne Atatürk gibisi şimdi başımızda ne de dedelerimiz gibi insanlar yaşamakta...

Sökük diken, bitmiş sabunları birleştirip yeni sabun yapan , 3 çocuguda aynı elbise ile büyüten.. anneler ? evinden başka düşüncesi olmayan babalar? tek maaş ile koca evi geçindiren çocuk büyüten aileler? üniversitede okuması için ögrencilerin arandıgı yıllar ? lar?lar?

 

“Yüzyıllar nadiren dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o da Türk Milleti'ne nasip oldu.”

Lloyd Gorge bu sözü söyleyeli henüz bir yüzyıl bile olmadı. Demekki, yüzyılların yeni bir dahi daha yetiştirip bizim imdadımıza yetişmesi pek olası değil.

O halde işbaşa düşüyor elbette Aret. Yani, bu düzeltme işini biz yapacağız, başka yolu yok.

Kendimizden başlarsak, ötesi kolay olacaktır, hepsi bu.

 

Serdar abi, oralarda böyle oralarda söyle dedigin yerlerden birini yazdim iste. Hiçde dedigin gibi degil. Inatla avrupa avrupa duy sesimizi diyorsun. Yanlis yönlendirme yapiyorsun. Buralarda hersey kural. Diyoruz yaziyoruz israrla oralar diyorsun. Rüya görmenin alemi yok reelden somuttan yasadigimdan bahsediyorum.

 

İyice demagojiye başladın abi. Şimdi çinekop avlanıyor diye bizim yöntemler başarısız mı olmuş oldu? O zaman senin yakaladığın balığı insanların gözüne baka baka salman da başarısız oldu, bak çinekop katliamı başlamış. Bizim savunduğumuz yöntemlerle bir sonuca ulaşma şansı var. Neden? Çünkü biz bu işin yetkilisi olan 70 kişiyi ikna etmenin peşindeyiz. Sen ülkede yaşayan 70 milyonu ikna etmenin peşindesin. Bunlardan hangisi gerçekçi hangisi hayali? Sen buraya yazdıklarımızı kaç kişi okuyor zannediyorsun? Kıytırık kanallarda konuşurken gaza gelip şu anda 70 milyon bizi dinliyor diyen adamlara benzedin. Senin dediklerin ütopya, senin dediklerin uzun yıllar içinde kendi kendine olabilecek gelişmeler. Biz şu anda tepedekileri etkileyip radikal değişiklikler yaptırmanın peşindeyiz. Mesele tabii ki sadece 20 cm altı çinekop avlatmama meselesi değil. Kıraça da önemli, kofana da önemli. Boy limitlerine uyulmasının dışında, Boğaz gibi yerlerin ticari balıkçılığa kapanması, midyeci trolcü gibi deniz zararlılarına büyük sınırlamalar getirilmesi, yasak dönemlerinin uzaması, denizlerde balıkçılığa kapalı alanlar bırakılarak stokların kendilerini yenilemelerine imkan verilmesi gibi pek çok adım atılması lazım. Bunları yetkililerden her fırsatta talep etmeli, kamuoyu oluşturmak için elimizden geleni yapmalıyız.

 

Ne çektiysen, aynısından bende istiyorum Aret.

Savunduğunuz şeylerin hepis işte burada, zaten -güya- yapılıyor. Ve -güya- dan öteye geçemiyor. Eğer bu savunduklarınız başarılıysa bu başlığın burada işi ne?

Peki benim savunduğumu yapıyor musun? Ben sana ben yakalasam ve salsam bu mesele hallolur filan dedim mi? Yoksa kıyıda insanlar böyle yapmaya çaşlarsa o zaman mı dedim.

Ve git bir kahve mi içersin, ne yaparsın, ne çektiysen ondan kurtul ve sonra oku, ki analyabilesin:

O 70 kişiyi ikna edebilmenin yolu bu, bizim söylediğimiz gibi yaklaşman olaya. Mevcut yaklaşımla, yiyecek balık kalmayacak vs. tiribiyle onları asla ve kata ikna edemezsin.

Sen ne kadar aptalsan veya ne kadar zekiysen, o 70 kişide ancak o kadar zeki veya aptal Aret. Onlarda senin gördüklerinin, bildiklerinin farkında. Aç telefonu görüş. Gör bak öyle mi değil mi? Biz yaptık, yapıyoruz, ordan biliyoruz aret.

Onların karşısına "amanda yiyecek lüferimiz kalmayacak seneye" diye çıktığın sürece bu sorun aşılamayacak, o 70 kişi ikna olmayacak Aret. Burada yazdığın bu meseleyi gören bir tek sensin sanıyorsun. O 70 kişinin senden daha salak, daha kör, daha angut ve ahmak olup, yiyecek lüfer kalmadığını görüp anlamadıklarını sanıyorsun. Ve işte burada yanılıyorsun. Onlarda görüyor, senden daha iyi görüyor, daha iyi biliyor bunu. Ve kaale almıyor, çünkü onlarda sen gibi olaya et stoğu açısından bakıyor.

Bunu kaç defa anlatmamız gerekiyor Aret?

 

Serdar Hocam,

Yazmakla olmaz sen benimle broşür dağıtıcan mı ?

 

Dağıtırım tabi...

Ama bana kalırsan işin yaş. Onları boğazda, köprüde filan dağıtmak lazım, ben pek sık gidemiyorum. Heleki araç olmayınca, taşımak derdi ciddi bir problem.

Ama ben olaya gayet sıcak bakıyorum. Bir şeyler yapalım, oturduğumuz yerden ahkam keserek ve atıp tutarak varacak bir yerimiz yok.

 

70 kişiyi ikna etmeye çalışmak için birşey çekmiş olmak lazımsa ; sen 70 milyonun düşünce yapısını değiştirebileceğini sanmak için ne çektin asıl ben onu merak ettim.

Diyorsun ki, herkes benim dediğimi yaparsa bu iş hallolur. Tabii hallolur da herkesi bunu yapmaya nasıl ikna edeceksin mesele bu. Buraya yazmakla mı, yoksa sahilde gezerek tek tek konuşarak mı? Herkes tuttuğu bir kofanayı salacak olgunluğa ulaşmış olursa zaten ülke balık cenneti olur, neyi tartışıyoruz ki? Sorun bunun yakın ve orta vadede gerçekleşmeyecek bir hayal olması.

Yine diyorsun ki, benim ulaşmaya çalıştığım 70 tane yetkili aptal değilmiş benim gördüğümü zaten görürmüş. Bu mantığa göre Dünya'da kimsenin kimseye bir tavsiyede bulunmaması gerekir. Peki onlar aptal değil de senin hedef kitlen olan sahildeki torbacılar aptal mı? Onlar bilmiyor mu balığın canlı olduğunu. Yavru balık yakalamakla denizdeki ekosistemin bozulduğunu, balık nüfusunun azaldığını tahmin edemiyorlar da bunu sen söyleyince mi Dünya'ları aydınlanacak? Asıl kendi yazdıklarını kendin okumalısın. Onlar da bal gibi biliyorlar ne halt yediklerini, yaptıklarıyla ekosisteme ne gibi zarar verdiklerinin gayet de farkındalar. Ama nedir kafalardaki düşünce. Kelime kelime şudur: "Tamam denizler zarar görüyor da, sadece benim yakaladığım balık neyi değiştirir, herkes denetimsiz kuralsız istediğini avlıyor, tek enayi ben miyim, bari balık varken ben de yakalıyayım." İşte senin balığın canlı olduğunu anlatacağım dediğin adamın kafasındaki düşünce budur. Eğer o adamlar da kendilerinin tek enayi pozisyonunda kalmayacağını bilirlerse onlar da yavru balık yakalamaz. Kim yarın yakalayacağı bir lüfer için bugün bir yapraktan vazgeçmez. Ama ben yakalamazsam gırgır yakalayacak nasıl olsa deyip yakalıyorlar. Aslına bakarsan maalesef haklılar da. İşte onun için anlatmaya çalışıyorum, o koltuklarda oturan adamların görevi ne? Onların görevi bu düzenlemeleri yapmak, kanunları kuralları uygulatmak, insanlara tek enayi olmadıklarını hissettirmektir. O zaman zaten gerisi gelir.

 

Bence görüşelim buranın yöneticileri ile sabit bir konu başlığı ile hepimiz bunu yapalım ben anadolu yakası üsküdar - beykoz arasında dağıtırım.

 

Bu senin hala ayılamadığını gösteriyor Aret. Neden bahsettiğimi bile anlamış değilsin.

Ve hala hayal görüp gerçek sanıyorsun. Kim bunu diyen? Ben böyle diyene denk gelmedim hiç.

Kaç kez söyleyeceğiz, göstereceğiz? Adamlar 15 çinekop için, 5 cm kıraça için, "yemek bu" diyor, olayı bitiriyor. Ben belki bin kişiye dedim: Yahu ne anlıyorsunuz o ufacık kıraçadan? Hiçbirinden "herkes tutuyo, bir enayi benmiyim" lafı duymadım. Hep cevap şudur: Abi pek leziz oluyoo, çıtır çıtır, böyle tavada...

Hala hayal görüp, aslı var sanarak gelmiş burada bir şeyler diyorsun Aret. Yok öyle ben enayimiyim diyen, nerden çıkarıyosun bunu?

O adamların görevi öncelikle milletin karnını doyurmak. Onların olaya bakışı tamamen bu açıdan, bunu kaç kere söylemek gerekiyor size? Ve o açıdan bakınca, bu yapılanlar tam olması gerektiği gibi hatta.

Ne diyoruz size? Apaçık sümen altı edilme olayı yaşanıyor. Zira ne güzel işte, millet ucuz ucuz balık yiyor, omega 3, DHA filan alıyor. Bundan iyisi şamda kayısı.

Birde şu gavur icadı greenpeace'çiler olmasa. 600 bin imza olmasa. Dahası adamların gözü de kara, çıkıyorlar karıştırıyorlar, tekere çomak sokuyorlar. Şimdi birde açın halinden anlamayan toklar olan fikir sahibi damaklar filan mı ne çıkmış. Bunlar lüfer yiyemeycez diye halkın çinekopuna laf ediyorlar.

Bu çıkıntıları sustrumak lazım. Ne yapalım, zor değil, laf olsun, bunların ağzına bir parmak bal: Lüferin 20cm'den küçüğü yasak filan. Öte yandan denetleme yapısı diye de AB midir nedir o gavurlar zırlıyor. O yapıyıda ödenek yok der yapmayıveririz.Bizim gırgırcımız zaten işini bilir.

İşte olan biten bundan ibaret. Ne diyoruz, bu iş 70 değil, 7 yetkili kişinin dudaklarından çıkacak 3 cümleyle çözülecek kadar basit. Ama adamların niyeti, lüferi korumak değil, milleti doyurmak. Daha kaç defa anlatacağız?

Gidip onlara anlatmana gerek yok. Onlar senden iyi biliyor olan biteni. Sana efenim çalışmalar, işte düzenlemeler vs. ms. diye cevap verir, sanki bir şey yapılacakmış gibi biraz vaat ve ümit. Sonra devam aynı düzen. Olan, olacak, bitecek olan bu.

 

İşte bu yazdıklarınla olayı ne kadar yanlış algıladığın ortaya çıkmış oldu. Şimdi sen ben susalım başkaları konuşsun.

Ben diyorum ki sahilde yavru balık yakalayan adamın kafasındaki düşünce şudur: "Tamam denizler zarar görüyor da, sadece benim yakaladığım balık neyi değiştirir, herkes denetimsiz kuralsız istediğini avlıyor, tek enayi ben miyim, bari balık varken ben de yakalıyayım."

Serdar Köylü diyor ki sahilde yavru balık yakalayan adamın kafasındaki düşünce şudur: "Adamlar 15 cm çinekop için, 5 cm kıraça için, "yemek bu" diyor, olayı bitiriyor. Abi pek leziz oluyoo, çıtır çıtır, böyle tavada..."

Şimdi biz susalım o yavru balık yakalayanlar veya onları gözlemleyenler konuşsun, görelim kimin olayı yanlış algıladığını.

 

Marmara denizi ve boğazları ele alarak, toplam tutulan balık miktarı içinde olta balıkçılarının tuttuğu balık miktarı ne orandadır acaba. Bence çok cüzi kalır. Balık ticaretinin denetlenmesi meselenin önemli bir kısmını çözmezmi? Bu bağlamda bende her ikinize katılıyorum. Şöyle ki; 70 kişi işini yapacak, 70 milyon kişi de denetçi olacak. (İlki şart, ikincisi hedef olmalı)

 

bizim akçayda bile sıfır denetim olmasına rağmen oradaki üçbeş balıkçı bile ufak balıkları tutmuyor. . bu adamları acayip bir biçimde para hırsı bürümüş para için herşeyi satarlar..

 

İlker bey, 'çinekop katliamı başladı' konu başlığınız bu balığa olan duyarlılığınızı gösterirken, dün yayınladığınız rapordaki 10.kg çinekop tutmanız bir tezat oluşturmuyormu?Maksadım inanın sizi rencide etmek değil, ama artık şu çinekop işinden vazgeçelim