Özellikle anaç balık mevzusu hoşuma gitii. Tamam herkez yakala-bırak yapmak zorunda değil ama en azından anaç balıkları bıraksalar türkiye'de o da yeter. 4 takım mevuzusunu duymuştum ve de gayet yerinde burda göle bi gidiyorsun adama sıralamış 15 tane olta)balık zaten o kadar misina kalabalığından ürküyor Şanslısınız ne diyim abi.Fransa da bir süre okul sebebi ile bulundum ama ben paristeydim. Pek balıkla ilgim olmadı sadece balık marketleri gezme fırsatım olmuştu o bile yetmişti Bu arada ne lanet bi millet yao fransızlar az çektirmediler bize ingizlice soruyorsun fransızca cevap veriyor Keşke ülkemizde de denetleme mercileri çalışsa'da bizde bu güzellikleri sık sık görebilsek.
Bu mekan parise 8km. Nehrin devami sehrin içinden geçiyor. Dedigin gibi nalet insanlardir Madem tatlisuyu seviyorsun tekrar gelecek olursan haber ver, bir av yapalim
Tekrar gelmeyi planlıyorum aslında malum buralarda modern sazan avı malzemelerini pek bulamıyoruz bulsak bile abartı rakamlar oluyor oralara gidip almak daha uygun oluyor..Ama bu ne zaman olur artık belli değil. Verdiğin bilgiler için teşekkür ederim abi, hayırlı geceler
Mehmet kardeşim, Roy kardeşimle muhabbeti kurmuş, tatlı tatlı yazışıyorsunuz; oh ne güzel. Allah muhabbetinizi arttırsın.:thumb: :thumb: Bizim burlarda modern sazan malzemeleri bulamadığınızdan bahsetmişsiniz. Arayıp da bulamadığınız malzemeler nelerdir ? Fiyatların abartısında ise, bazı markalar bu için geçerli iken, bazı marka olan ve Dünya'da oltacıların ilk tercihi olan markanın ürünlerinde, Avrupanın en uygun fiyat uygulaması, bizim buralarda uygulanan fiyatlardır. Araştırırsanız % 20 seviyelerinde ki avantajı görürsünüz. Burada, fiyatları satıcının belirleme şansı yoktur. Hangi ürünün, hangi ülkede kaç paraya satılacağını üretici belirler ve uygulatır. Küçük bir bilgi olarak değerlendirmeniz açısından araya girdim.
Şahsen, avrupadaki en uygun fiyata sahip bir döküntüyü almaktansa, avrupadaki en kazık fiyata sahip adam gibi bir şey almayı tercih ederim.
Burayı tam olarak anlıyamadım,yani ucuzu varken,pahalı olan yerdenmi alırsın,dışarıya atılacak çokmu paran var Serdar,ucuzu varken niye pahalı seçilirki,burayı tam anlıyamadım...
Avrupa'nın en ucuz arabası diye, bulgar malı içine zor sığdığın bir araba mı alırsın, yoksa, Türkiye'de avrupa'nın iki misline satılıyor olsada, BMW, Mercedes filan mı alırsın? Ha, param yok, param ancak buna yetiyor diyorsan, o paraya hyundai, kia, tofaş filan var zaten, yerli üretim (!?). Niye gidip avrupa'nın en ucuzu diye döküntüye daha fazla para vereceksin ki?
Valla ne yalan söyliyeyim,ben ne BMW nede Mercedes alırım,ben Audi arabalarını seviyorum ve biniyorum,bence Audi bu iki arabadanda daha iyi,tabiki orta sınıfta durum bu,senin demiş olduğun iki araba modelide,orta sınıftaki arabalarında isim satıyorlar. İşte aynı olay makinelerdede geçerli,bahsi geçen iki makina üreticiside,alt segmentlerindeki makinalar için sadece isimlerini satıyor,tabi fiyatyükseldikce durum değişiyor ama genede isimlerinin vermiş olduğu belli bir fiyat var...
Mehmetin bahsettigi ekipmanlar ufak teknik alet edevat zannedersem. En ufak bir boiliyi saçakli sazan takimina monte etmek için bile binbir çesit plastik stoper var. Veya envayi çesit-renk plastik kapli kursun, helikopter takima montaj aparatlari, dügüm gizleme incik boncuklari vs...
Sizin döküntü diye tabir ettiğiniz bahsi geçen tüm ürünler, Dünya'da ki tüm oltacıların ilk tercihleridir. :thumb: :thumb: Hepsinin yanılıyor olması ne kadar mümkün ? Bu tercihlerin, mutlak çok geçerli nedenleri olmalı. Bahsettiğiniz ürünler, kullanım amaçlarına ve fiyatlarına göre alınıp kullanılacak kalite ve seviyelerde ürünler olduğunu, buradan bir kez daha gönül rahatlığıyla yazabiliyorum. 50 lirayada, 150 lirayada 750 lirayada. O cüzdanınızın şişkinliğine bağlı. Avrupanın en ucuzu diye yanlış yorumlamayın. Aynı kalite ve model ürünlere göre, Avrupa'nın en ucuzu olarak olduğunu pek ala biliyorsunuz. Daha düne kadar denmiyormuydu '' Bu marka piyasaya göre diğer ürünlerden çok pahalı '' diye. Bu gün ne oldu da, piyasasına göre fahiş fiyata satılan başka bir ürünün bu politikasını sempatiyle karşılıyorsunuz. Tercihim hiç bir zaman Moskoviç falan olmazdı; orada Mercedes dururken. Bu hep böyle olmuştur.
Şimdi nerden yaklaşsam ne diyeceğimi şaşırdım(abiler) benim malzemeden kastım sadece makine ve kamış değil.. Peki nedir bu türkiye'de bulunmayan bulunsa bile yüksek fiyata sahip olacak ürünler 1. Kaliteli rod pod====Örnel vermek gerekirse Fox Ranger rod pod 2. Kaliteli Alarm==-Örnel vermek gerekirse Delikm TX i Plus 3. Sazan köstek ekipmanları==-aynı PVA şerit veya file türkiye'de 30 tl iken avrupadan kargo dahil getirtmem 20 tl (Ayrıca bu pva konusu belki bilmiyorsunuz çok önemli mevzudur her markanın pva sı kullanılmaz kaç metre de kaç saniye de suda çözüldüğü çok önemlidir yemlemede)Daha köstek ipi var vs.. Genel olarak türkiye'de Japon iğneleri kullanılırken Sazan avına yaramaz o japon iğneleri..Hair-Rig için kullanılan iğneler farklıdır ve bunu belli başlı markalar üretiyor. 4.Sazancı çadırı(Bivy)==- Türkiye de bulman mümkün ama bir sene kullanıp çöpe atarsın.(Kalitelisi avrupada 250-600 euro arası kişinin keyfine kalmış.) O çadırlar türkiye de satılsa en kötüsünü 1000 liradan aşağı alamazsın. 5. Çadır için Yatak Daha saymaya kalksam çok şey çıkar ama bunlar en ana elemanlar . Şimdi dersiniz ki bunlar şart mı evet modern sazan avının en az makine ve kamış kadar önemli unsurları.Neden derseniz bilmiyorum sazan avına gittiniz mi ama sazan avı uzun avlanma şeklidir.Kendin ne kadar av esnasında rahat edersen senin için o av o kadar verimli geçer. Eskiden (takribi 12- 13 yaşından beri sazan avı ile ilgiliyim) Büyüklerimle giderdim taş üstlerinde yatardık ama artık kişinin rahatı için her şey var piyasada. En önemlside bu iş bir hobi, hobini yaparken rahat ediceksin arkadaş sıkıntı içerisinde hobi yapılmaz. Bilmiyorum gönderdiğim video'yu izlediniz mi ama orda çıkartılan balık(30 kg.) 1 ay düzenli yemleme sonucunda çıkartılan bir balık yani git 1 gün yemle balığı al mevuzusu değil..
Size tam donanımlı birde karavan lazım. Son cümlenizde de yazdığınız gibi, bu işin en önemli tarafı, bu hobide zevk alacağınız, rahat edeceğiniz donanımların tam tekmil olması. Her şey gönlünce olsun.
Teşekkür ederim tevfik abi, yok doblo yetiyor 2 kişi anca gidiyoruz işte Keşke ülkemizde de benim gibi sazan meraklılarını tatmin edecek malzemeler olsa da insanlar dışarıya gitmese. Bursa'da getirmeye uğraşanlar var ama onlarda sınırlı malzemeler.
Favori sitem cronocarp Cennet gibi gelecek o zaman sana. Burdada sazanci arkadaslar en az 1hafta toplamda kademeli olarak 25kg yemleme ve 2günlük av için 5kg 18mm boili kullaniyorlar. Sazancilik çok farkli ve teknik bir brans.
Tevfik abi, hala aynı yerdesin. Kendince tutturmuşsun, en çok tercih edilen... Değil, kaç kere söyleyeceğiz biz bunu. Ha, malzemeciye sorup alanların en çok aldığı olabilir, onu bilemem. Ama tercih yapacak tecrübeye sahip biri için, shimano ilk akla gelen olmaz asla. Daiwa olur, Penn olur vs. ama Shimano değil. Ve biz sana şunu diyoruz, 200 TL verip dandik shimano almaktansa, 600 TL verir adam gibi daiwa alırız, ne yapalım?
Valla işin içine giren biliyor hani tuzlu su bu kadar zor mu bilmiyorum ama sezon 15 haziran'da açılıyorsa 2 ay öncesinden çeşitli ebatlarda boili yapmaya başlıyoruz..O yetmiyor dünyaca ünlü boili markalarının ürünlerini alıyoruz. Neresinden baksan bu sazan işi zor ve masraflı..Sazan'da taktikler bitmez abi,göle göre taktik üretirsin hava basıncına ve de mevsimine göre yemleme yaparsın..En basitinden göl kenarında midye kabukları çoksa içeriği ona göre olan boili kullanırsın. Bu sene biraz yoğun olacağım için artık biraz diğer tatlı su avlarına da(Kısa süreli) önem vermeyi düşünüyorum.Kendime ufaktan bir takım oluşturdum (3-15 gr atarlı ve de 10-40 gr. atarlı 2 kamış ve ufak boy makine aldım kendime) Bakalım izlediğim kadarı ile spin avıclığı da baya heyecanlı bir olaya benziyor.
Serdar abi , bu daiwa her alanda mı aynı kalite de merak ettim açıkçası ? Yoksa sadece emblem pro modeli için mi geçerli bir durum.
Evet ben hala aynı yerdeyim. Niye ? Çünkü, bulunduğum yer sağlam zemin.:thumb: :thumb: Aslına bakarsan Serdar bey, aynı sazın tellerine vuruyoruz da. Birimiz DO dayız, diğerimiz LA da. Fark burada. Eğer 600 lira vereceksen bir şeye, 200 liralık başka bir ürünü değerlendirmek niye ? 600 liralık kıstaslara bakarsın. Ama o olur, ama bu veya bir başkası. Adamın cebinde 50- 100 lira var. Yok ötesi işte.cyrr cyrr İstanbul vizyonundan ve kendi standartlarınızdan ziyade, İç Anadolu, Ege, Akdeniz insanlarının vizyonuyla, ailesinden aldığı harçlıklarla birşeyler alma gayreti içerisinde olan öğrenci kriteriyle ve av sahalarıyla değerlendirip bakmakta yarar var. Yoksa 500 -1000 liralık, hatta 5000 liralık bir makina, ekipman, ne sizi, nede beni sarsmaz. İş o değil. Burada önemli olan, o küçük meblağlarla neyi alarak, uzun süre sorunsuz kullanabilir ? Bu önemlidir bence. Yoksa elbette ki 60 liraya bir Catana alacağına, 1000 liraya bir Stella veya başka bir üst seviye makina alması çok çok daha iyi bir seçim olacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu yoktur. O, Catanayı, Exageyi, Crossfireyi alanın bile.
40 yıl önceki bir modelini hala satan bir firma. Zira 40 yıl önce alıp hala kullanan bir sürü insan var. Elbette o kırk yıl önceki modeli alırsan, yeni modellere göre zayıf olacaktır. Makine konusunda, adamlar belli bir prensip koymuşlar, işini yapan makine. Süsü, püsü vs. yok. Esprisi, hassas üretim, düşük toleranslı, kaliteli malzeme. Bu da, üretimden direk olan hata payını kaldırıyor büyük oranda. Aldığın malzemenin beklentileri karşılama oranı yüksek oluyor. Bu yüzden de diğer markalara göre, sorun çıkarma oranı çok düşük. Ayrıca, bu üretim modeli, beklenen konforu sağlamakta yeterli oluyor. Yani, 4 bilya ne olur ki olmuyor, makine yüke binsede, zorlamadan işini görüyor. Bu genel olarak tüm daiwa'lar için geçerli, elbette sadece makineler. Yemler, kamışlar, bisikletler vs. için aynı durumu bu kadar net söylemek zor. Ama mesela, balistic serisi kamışlar bu mantailteyi sürdürüyor güzelce. Buradaki espri, böyle yüksek hassasiyet ve kalite malzemenin, belli konforu ancak orta - üst segmentteki makinelerde sağlaması. Giriş seviyesi olarak, daiwa'nın bir aleti yok, bu seviyeden başlıyor. Orta segmentte ise, piyasada diğer markalar, Daiwa'nın sağladığı konforu sağlayacak ürünlere sahip. Ve genelde daha ucuzlar. Burada ekonomik ömrü düşünmek gerekiyor. Bir makine, 40 tane orkinos çekince dağılıyorsa, iyidir zaten. Fazlasını beklemek yanlış olur. Daiwa 200 tane çeker, ama okuma 50 tane. Fiyat vs. olarak bakınca, okuma bu noktada daha iyi olabilir. Hatta sık sıkta olur. Bunu değerlendirmek lazım. Eğer orta sınıf makine arıyorsanız, daiwa'ya alternatif olacak makineler vardır. Var derken, ucuz, yaygın bulunan aletler. Üst sınıfa bakarsak, gene Daiwa'ya rakip olacak aletler mevcut. O noktada konu biraz tercih meselesine giriyor. Daiwa veya Stella alabilirsiniz. Aynı rahatlığı verir, ama gözlemler Stella'nın Saltiga kadar dayanıklı olmadığını söylüyor. Peki nasıl dayanıksız? Saltiga 20 sene işini yapar. Stella 10 sene. Fiyata bakınca, 10 sene ağır iş yapması o fiyatı zaten karşılar, tercih edilebilir stella. Elebtte başka modellerde var. Quantum, Penn, VanStaal gibi markalar. Sorun bunların nispeten daha az yaygın oluşu. ama bunlarda tercihler listesine girer elbette. Bizim durumumuz ise, üst sınıf makineler grubuyla, orta sınıf arasında kalan bir tür twilight zone'da. Yani bir alacakaranlık kuşağı var. Daiwa'nın bir şekilde ürettiği Emblem serisi gibi "Heavy Spinning" olarak ürettiği ürünler bu alacakaranlık kuşağında yer alıyor tam olarak. Yani, büyük balıkla büyük güreşler değil ama, yüksek kullanım konforu, sürekli kullanıma uygun, sruf casting gibi ihtiyaçları karşılayan ürünler. Bir emblemle orkinos yada GT tutmaya giderseniz, çok dayanmayabilir. Ama boğazda 175 gr kurşunu akşama kadar atıp çekerseniz, hiç banamısın demez, üstelik sizide yormaz. Fiyatı da makul seviyede olur. İşte bu alacakaranlık kuşağında, şu anda Daiwa dışında markaların ürünleri yok. Ultegra vs. bu sınıfa girmiyor, daha altta kalıyor. Stella alabilirsin ama o da çok pahalı. Bunu ilk farkeden, avrupalı sazancılar oldu. Emblem serisini yağmaladılar nerdeyse. Ama bazı kullanım meseleleri çıktı. Sazan avına yönelik bir takım meseleler. Örneğin, sazan avında kullanılan misinalar, ABS makara ile o kadar iyi netice vermiyor. ABS, ip misinada çok etkili. Bu gibi düzeltmeler yaptı daiwa, yeni modellere geçti. Burada şunu unutmamak gerekiyor. Daiwa bu işte başa güreşiyor. Bu olmazsa bisikletten kazanırız demiyor. Shimano için makine pazarı, ek iş. Daiwa için bu asli iş.
Abi, şunu atlıyorsun boyuna... 60 liraya Catana alacağına, bir Abu Garcia alan, çok daha mutlu huzurlu olacaktır. İşte bunu görmüyorsun, kafanı kaldır bir bak artık. Catana fiyatına, catanayı suya götürüp susuz getirecek tonla cillop gibi makine var ortada.
