bu sistemle hamsi takarak iri istavritlerden ve lüferlerden yakaladım. aynı sistemi büyütüp bütün sardalya ile de yukarıda bahsettiğim balığı yakaladım ama takımı kesip gitti. bu sistem pek çok yerde uygulanan geçerli bir sistemdir. uzun olta takımı veya lüfer takımı şeklinde google'dan aratıp çeşitli bilgi ve resimler bulabilirsin. bu da benimkinin biraz daha teferruatlısı http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=27204&highlight=l%FCfer+tak%FDm%FD yemlik kefal olayına gelince; ben de yanımda hep kefal takımı taşırım. levreğin sahteye rağbet etmediği dönemde tatlı sudan yemlik canlı kefal avlarken bir anda mantarım tabana daldı. hemen sarmaya başladım ama balık çok direniyordu. iri bir kefal zannedip kalamayı gevşettim ve balığı yorduktan sonra sardım. balığı görünce çok şaşırdım. çünkü benim kıbrıs oltanın etrafına toplanan kefallere saldıran 3 kg'lık bir levrek hızını alamayıp kıbrıs oltayı yutmuştu. levreğin karnından çeşitli boylarda 10 adet kefal çıktı. ekmekle 3 kg'lık levrek yakaladım deyince arkadaşlar gülüyor ama Allah verince veriyor işte
Bilge tebrikler şahane bi levrek, bence kanımca ekmeğe değilde,kıbrıs oltaya sarılı olan ekmeği yemeye çalışan kefallere saldırdığında takılmış kısmet diye buna denir işte, insanın kısmetinde varsa özel bi çabayada gerek kalmıyor, Bilge bu gölet yabancı gelmedi ama mahsuru yoksa özelden yerini yazabilrmisin birde 20-25 gün sonra 10 gün dörtyoldayım bize katılmak istersen beraberce forumdan bir kaç arkadaşla birlikte av yapabiliriz, düşünürseniz özelden tlf nosunu gönderin hem tanışmış oluruz. Esen kalın
Sayfa çok sessiz kaldı ya yokmu balığa giden raporu olan merak ettim hazırlıklarım devam ediyor takımları hazırladım hepsini çantaya koydum deniz ile buluşacakları günü bekliyorlar ama misinam beni korkutuyor 022 mmlik ve 025 mm lik misina kopmasından korkuyorum
iş bana kaldı herhalde. dün gündüz havanın durumuna bakıp balığa gitmeye karar verdik. akşam saat 22 : 00 civarında başlayan fırtına sabaha kadar sürdü. sabah 05 : 15'de telefonum çaldı. arkadaşlar bu havada balığa gitmesek mi diye aradılar. ben hazırım, gelirseniz beraber gideriz, gelmezseniz tek başıma gideceğim deyince gönülsüzce gelmeye karar verdiler. benim niyetimde lüfer olduğundan barınağa gittik ve ben 3 oltayı sardalya ve hamsi ile yemleyip attım, biri ile de at çek yapıyorum. beraber balığa gittiğimiz bacanağım ve diğer bacanağımın oğlu Mustafa kısa bir at - çekten sonra arabaya oturup yağmurun ve rüzgarın kesilmesini beklediler. ben ısrarla çantamdaki bütün sahteleri ve kaşıkları suyla buluşturdum. sadece bir yüzey sahtesine bir kez saldırı olduysa da devamı gelmedi. saat 10 : 00 gibi bana işaret edip gidelim dediler. ben de çoğunluğa uyup toparlandım ve arabaya bindim. ama hırsımı alamamıştım. pek çok kişi bu havayı görünce olta bile atmadan dönüp giderken ben tam tersine havanın mükemmel bir balık havası olduğunu düşünüp fırsatı sonuna kadar değerlendirmek istiyordum.arabaya bindiğimizde kontrol etmek istediğim bir yer daha olduğunu söyleyince bacanağım orayı daha önceleri çokca dolaştığını ve kayda değer tek bir balık dahi alamadığını söyledi. bacanağım ki daha ben 15 - 16 yaşlarındayken beni çapari ve at - çekle tanıştıran, ilk sahtemi verip ilk at -çek avımda kiloluk levrekler tutmama sebep olan, ilk olta ve yem takımlarımı hazırlayan ustamdır. ben yine de ısrar edip siz arabada oturun ben bir iki atıp yoklayayım öyle gidelim dedim, onlar da beni kırmadılar. avlağa vardık, dalgalar adam boyu. ben yine de atmaya başladım. kısa süre sonra sıkılan bacanağımın oğlu Mustafa da yanıma geldi ve at çeke karar verdi. bacanağım 20 yıl önce bana yaptığı gibi Mustafa'ya da da çantasındaki en iyi çalışacak sahteyi verdi. bizim genç at çekci daha bir kaç kez atmıştı ki abi geliyor dedi. ben hemen yanına gidip kalama ayarını yaptım ve taktikler vererek azgın dalgaların arasından balığı dışarı aldık. 1,3 kg kadar bir levrek. bizim Mustafa sevinçten uçuyor, ama heyecanla oltayı tekrar atarken dikkatsiz davranıp sahteyi kırdı ve kaybetti. ben de hevesi kırılmasın diye kendi oltamdaki sahteyi çıkarıp ona verdim ve başka bir sahte taktım. hemen arkasından bizimki ikinci levreğini çekti, 1,6 kg. o arada ben de 1,3 kg bir levrek aldım. bizim acemi avcı 1,2 kg'lık 3. levreği de aldı. ben de hemen arkasına birini kıyıya kadar çektimse de dalgada kendini kurtardı. mustafa'nın oltasına yine bir levrek asıldı ama yakaladığı 3 levreğin verdiği kendine güvenle sözümüzü dinlemeyip kalama ayarını sıkıp asıldıkça asıldı. sonunda balık oltadan kurtuldu. sahteyi sudan çıkarınca baktık ki o da ne, sahtenin kuyruk iğneleri iyice açılmış, karın iğnesi de yerinden kopmuş, balıkta gitmiş, ama ASSO 0,28 gene de bizi yarı yolda bırakmadı. sonuçta toplam 4 adet levreği aldık, birisi iğneyi kıran 5 adet balığı da çıkaramadık. bu arada balıklarla boğuşurken belimize kadar ıslandık. barınakta avlanacağız diye tulumları da götürmemiştik, ne ayakkabı kaldı ne pantolon ne de kazak, hala bacaklarım sızlıyor. bir taraftan rüzgar, hava da soğuk, üstelik bizimkiler gönülsüz gidince yiyecek de almamışlar. saat 12 : 30 da avı sonlandırmak zorunda kaldık. bunlar da günün balıkları
Tebrikler Bilge Kağan, levrekler güzel ve kaydadeğer afiyet olsun, Bu levroları dörtyol barınağındanmı tuttunuz acaba?
hayır barınakta tık yoktu, gerçi geceden gelenler bir kaç tane iri lüfer yakaladıklarını söylediler ama ben bir şey yakalayamadım. balıkları yine dörtyol'da ama kumsalda yakaladık.
Eyvallah teşekkürler, Dörtyolda izin üzeri at-çek le levrek çıkıyor olmasını duymak bile sevindirici. İyi geceler.
aslında balığı aldığımız yer daha önceleri de ziyaret ettiğimiz bir yer, avın sonucunu değiştiren havanın ve denizin durumu. çünkü durgun havada tek bir vuruş bile alamadığımız yerlerdi.
1-O zaman deniz kabardaktıktan sonra tekrardan normale dönmeden önceki dalgalı havada mı daha iyi yapıyor. 2-Barınaga yakın bir yermi balıkları aldığınız yer
yıllarca botaş'ta römorkör'de çalışıp oradan emekli olan bir dayım var, olta avı konusunda çok iyidir. geçen cuma beni arayıp dedi ki yeğenim balığa gideceksen bu hafta git, denizde lodos var, suyun üzeri köpük yaparsa, bir de deniz dalgayla tabanından oynarsa iyi balık yapar. ben de onun sözünü tuttum bu gün deniz 5-7 idi yanılmıyorsam, dalgalar o kadar yüksekti ki ben sahteyi sudan 7 - 8 m. uzaktan atmama rağmen gelen dalgalar ayaklarımı ıslatıyordu
dalga çok yüksek olduğundan su üstü sahteler taklalar atıyordu. bu yüzden daları düşük 3 farklı marka sahtenin, farklı ebat ve renklerini kullandık, hepsi de iyi kötü vuruş aldı. yani özetle belli bir modeli seçmediler ama dalan sahtelere saldırdılar. sahteler ucuz ve taklit ürünler, birinin markası sea horse'tu sanırım, diğerleri de rapalanın ve yozurinin taklitleri, geçenlerde istanbuldan birer numune almıştım. çalışıp çalışmayacaklarını bilemediğimden birer tane aldım. demek ki bir daiwa, rapala vb. markalara 50-60 tl vermekle 7 -8 tl lik ürünleri kullanmak arasında fark yokmuş. su bulanık olduğundan gri hariç her renk iş yaptı. sahtelerin boyları da 7 cm 9 cm ve 13 cm.
Verdiğin bilgiler için Teşekkürler Bilge, vakitte epeyi geç olmuş, sana iyi geceler görüşmek üzere. SAYGILAR..
Balıklar çok güzel tebrik ederim.. Güzel Bir av olmuş sizin adınıza.. sayfamıza katmış olduğunuz değerli katkılarınız için şahsım adına teşşekür ederim,,, Sağlıcakla kalın...
