Tebrikler. Mart geldi demek. Benim ne zaman memleketten elim ayağım kesilse hava bi güzelir, deniz bi düzelir kardeşim. Martta kalp ilacı içip gidecen barınağa. Geçen sene levrek takiplerini anlattığımda millet hem de dörtyolun yerlisi olduğunu hatırladığım sanki kişiler, onlar kefaldir demişlerdi. Ben de kendimden şüpe etmiştim, tereddüte düşmüştüm. Ne kefali yau koccca koca levrekler, bazen yirmi tane ispendek filan. Demek mart geldi Kızma da, http://www.denizdukkani.com/strike-pro-jl-120f-suni-yem/k831-g4047 hangisi ? Bi de 010a var bi de 010b var. http://www.denizdukkani.com/strike-pro-jl-120f-suni-yem==-206-9-cm/u39776 ayrıca anlatırken sanki iki ayrı jl 120 n varmış gibi. doğru mu anladım. biri yanları beyaz sırtı kara, diğeri ise kupes sahte. iki ayrı ıskarmozun da varmış gibi sanki orfozun da, ikinci turnan da denizdedir umarım. Hasetliğim mi üzerimde ne ? ters tarafımdan gahmışım beabi Gurbetlik gerçekten zor beabi
kardeş ben levreği de kefali de lüferi de suyun içinde tanırım, aklında olsun gelen balığın kafa tarafı daha kalınca göğüs ve karnındaki çift yüzdeci beyaz olarak görünüyorsa onlar levrek. eminim senin oltanı takip edenler de levrekti. hatta dediğin gibi kıyıda 5 - 6'lı gruplar halinde geçit yapan 15- 20 cmlik bir kaç grup ispendek de gördüm. orda her balık avlayanın dediğine bakma, dün ben balıkları yakalayınca çırpan avlayanlar da sanki ıskarmoz kendi oltalarına da gelecekmiş gibi sağıma soluma olta atmaya başladılar. orda balık avlayan pek çok kişi kargadan başka kuş tanımayanlardan, tanımadığı gibi öğrenmek de istemeyenlerden. imkan olacak, oraya canlı teke veya 15 - 20 cmlik kefalle, kupezle canlı atacaksın, o zaman gör o levrekleri. bence gece avında sahteye de atlayabilir onlar. sardalya ile kurşunsuz attım, bir kez misinanın boşunu alıp gitti, zili öttürdü ama geri tükürdü. levreğin de öyle huyu var yemli de. genelde önce alıp gidiyor, sonra ilerde yutuyor. eğer misina gerilirse tükürüyor. prensip olarak soru sorana kızmam kardeşim, üşenmeden ayrıntılı şekilde cevaplarım, hem de yaşı kaç olursa olsun geçen bahsetmiştim strike pronun jl 120f modelinde 206A ( kupez ) rengi yokmuş diye. ben de satıcıya dedim ki o zaman şu 010 modelinden getirt, bu da kefale benziyor, bakarsın iş yapar dedim. adam da siparişi vermiş, 206A da varmış, her ikisinden de getirtmiş. öyle olunca ben de iki rengi de almak zorunda hissettim kendimi. 010 modelinin üzerinde renk kodu olarak sadece 010 yazıyor A -B yok yani. senin resimde gösterdiklerine de pek benzemiyor. benim çin malı telefonun resimleri biraz kalitesiz ama anlaşılabilir sanırım. ıskarmozun biri ile orfoz yavrusunu senin fortuna zannettiğin sahteyle yakaladım, diğer ıskarmozu da strike pro ile. birinci ıskarmoz sınırda olduğu için onu aldım, diğerleri epeyce küçüktü zaten. hele orfoz limitin çok çok altındaydı. ama orda seni de unutmadım, senin kafana takılan kayaların arasında jig yapma işini de denedim. kendinden iğneli bir silikon balığım vardı, onunla bir kaç noktayı yokladım, birinden saldırı da aldım ama iğne geri çıktı. zaten o da sahteye düşen orfozla aynı boyda bir balıktı. yani ona da tepki var.
. ancak bu sahteyi tatlısu için tasarladığımdan renkleri tatlısuya göre, ilk sahtem olduğundan da boyaması biraz acemice. ama biraz uğraşırsam iyi çeyler çıkabilir. amacım kendinden WTD yapan su üstü sahte. fırsat bulursam aklımda bir iki fikir var. benim sahteyi kıyaslamak için rover 98'in yanına koydum. insanın kendi yaptığı bir sahteyle balık yakalamasının vereceği hazzı düşünemiyorum. http://img3.imageshack.us/img3/5606/img0182ab.jpg[/QUOTE] bilge kaan eline sağlık rapor güzel olmuş.işte biz balıkçıların olması gereken durumu tam sen yansıtmışsın.nerde ne zaman hangı yemle nasıl gibi ayrıntılara tam olarak yer vermiş, kıskançlık yada kimse tutmasın sadece ben tutayım gibi hislere kapılmadan anlatmışsın.bu çoğu balıkçıda olmayan bir durum.ve belkide gözü dar olmayan paylaşmayı seven insanlara Yaradan bol kısmet gönderiyodur hıı. ne dersin.:thumb:
kardeş dünyadaki her şey bilimle bağlantılıdır. bilimin temelinde ise deneyler yaparak teorileri doğrulamak ya da çürütmek yatar. ama bir konu ile ilgili uğraşmak, bıkmadan deneyler yapmak için de o konuya gönül vermek gerekir.
bilge kaan eline sağlık rapor güzel olmuş.işte biz balıkçıların olması gereken durumu tam sen yansıtmışsın.nerde ne zaman hangı yemle nasıl gibi ayrıntılara tam olarak yer vermiş, kıskançlık yada kimse tutmasın sadece ben tutayım gibi hislere kapılmadan anlatmışsın.bu çoğu balıkçıda olmayan bir durum.ve belkide gözü dar olmayan paylaşmayı seven insanlara Yaradan bol kısmet gönderiyodur hıı. ne dersin.:thumb:[/QUOTE] herkes kısmetini yakalar. bu sahteleri ve teknikleri bilmek = balık tutmak değil ki. ben de bazen gidip deniz havası alıp geliyorum, bazen de av yapıyorum. halbu ki balığı yakalayan da ben, boş gelen de ben. bu yüzden anlatmaktan sıkıntı duymam. öyle zaman oluyor ki gerçekten balık yakalamaya istekli ama işi bilmeyen avcılarla karşılaşıyoruz. onlara oltayı nasıl bağlaması gerektiğini, yemi nasıl takması gerektiğini vs. anlatıyoruz. hatta bazen oltalarını bozup yeniden bağlıyoruz. amaç amatörce hevesleri kaybolmasın. oltayla gönüllerince yakasınlar, sanki olta avıyla denizde balık mı bitecek ? ayrıca bilgi alma - verme konusunda oltacılık , kafes kuşları merakına yetişemez. aynı zamanda kuş merakım da olduğundan, her gün çok sayıda arkadaş telefonla ya da internetten kuş hastalıkları, bakımları, üretimi vs. ile ilgili o kadar çok soru soruyor ki ücretli bir danışma hattı açsam köşeyi dönerdim halbuki bilgi verdiğim o kişiler yarın bir gün yarışmada benim rakiplerim olacak ama önemli olan samimiyet, bu yüzden onlar sormaktan, ben cevaplamaktan çekinmem. yeri gelir ben de onlara sorarım.
Tebrikler Bilge Kağan, uzaklarda da olsam raporunu okuyunca bir an olsun kendimi yanında hissettim, 15 tatildeki iznimde tasadüfende olsa beraber avlanma fırsatı bulduğumuz zamanda baracudaları arka arkaya çekmiş olduğum anlar gözümün önünden bir filim şeridi gibi geldi geçti, kısacası o anları tekrar yaşadım diyebilirim, , 2 ci baracudayı ise bana 1 saat gibi zaman içerisinde 5 baracuda verip meşhur olan sahteyle almışsın sanırım, yanılmıyor-sam çok benziyor, yani bu demektir ki kendini 100/100 kanıtladı, tescillendi diyebiliriz, bir kaçtane daha aynısından edinmek lazım bence, yedekte elimizin altında bulunmasında fayda vardır gelelim barınağın uzun kısmına ne olmuş oraya öyle inanın fotoyu görünce şaşırdım ve çok üzüldüm demekki çok felaket fırtına olmuş allah beterinden saklasın tez zamanda inşalla eski haline döndürürler. Bilge Kağan foruma zaman zaman girmekteyim siz değerli dostlardan gelecek böyle güzel raporları beklemekteyiz, malum bizler şimdilik kovuğumuza veya diyelim inimize, mağaramıza çekildik kış uykusuna yattık 3.5 ay sonra anca uyanırız ) ve oraya gelip, bizimde bir kaç rapor patlatacak kadar avımız olur allahın izniyle, ha bu arada Manisa yada veda etmiş olacağım, büyük bi ihtimal Yakup bize Tunceliyi devredecek sanırım, allah hakkımızda hayırlsıını versin 3.ncü doğuyuda göreceğiz yakın zamanda, Kısmetse temmuzun başında 15 günlük meyil izninde siz değerli dostlarımız Bilge, Yakup beraberce henüz yüz yüze tanışma fırsatı bulamadığım Gültekin, Alişan ve diğer forumdaş hemşerilerimle inşalla bir araya gelip güzel bir günde organizasyon yapıp güzel avlara imzamızı atmak nasip olsun istiyorum görüşmek üzere,Esen kalın. SAYGILARIMLA...
Tebrikler üstadım Bu arada, avmarketi.com adlı site, daiwa ve strike pro markalarını satmamaya başlamış. İncelerken rastladım. Hayırdır İnşallah.
bir kaç sayfa önce strike pronun aynı desende başka bir model sahtesini aldığımdan bahsetmiştim. o sahte iş yapmayınca ben de senin jl 120 f'den getirttim ve tam da senin balıkları yakaladığın saatte, aynı yerden denedim. 2. atışta da balığı aldım. ancak her iki ıskarmozda da dikkatimi çeken, balıklar çok uzakta saldırdı. levrek kıyıda bile atlıyor ama demek ki hedef balık ıskarmoz olursa atabildiğimiz kadar uzağa atmak gerekiyor. zaten balık varsa daha bir kaç metre sarınca yapışıyor. geçen haftalarda şiddetli bir fırtına olmuştu, deniz 7-9'du. sanırım o gün dalgalar dıştaki kayaları aşıp duvara kadar vurmuş ve 2 yerden epeyce uzun bölümleri yıkmış. bazı yerlerden yürüyerek bile zorlukla geçiliyor. inşaallah senin bir dahaki gelişine kadar tamir ederler. demek doğu yolu gözüktü ha, sizin meslek ömür boyu nöbet, sürekli devir teslim var. Allah hayırlısını versin.
Gültekin ben adanadayım. Neden deniz hep "hafta içi" durgun olmak zorunda? Belki şimdi de güzeldir. Ama öğleden sonra 3-5 ona göre. yarın da 5-7 Haftaya memloya gidip gidemeyeceğim bile belli değil. Gitsem bile havanın 2-4 olup olmuyca belli değil Botumun şişip şişmeyeceği, delik var mı yok mu belli değil (Bence hala sağlamdır diye düşünüyorum gerçi) Cuma akşamından boru kurdu temin edebilip edemeyeceğim belli değil. (Zaten dörtyola cuma akşamları saat 18.30 gibi ancak girebiliyorum. Çocukları kayınbabanın sırtına yıkıp soluğu denizde alabilmek de sürüyor biraz. yemek yemesen adamlar alınıyorlar.) Gültekine raslayıp raslamayacamız, cumartesi sabah erkenden gültekine rastlayıp barınaktan botçuluk belli değil. Ya da duruma göre sabah 10 den usanana kadar ya da deniz dalga yapana kadar çuprayabileceğimiz de belirsiz Hayırlısı ne yapalım. Yazbahar geldiğinde kısmet olursa mahmut yakup ve emin arkadaşlarla tanışıp av yapacağız.
gözünü seveyim bir cümle de olumlu yaz ne var ? deniz 2-4 iken kıyıdan balık avlamaya bile gidesim gelmiyor. botla açılacaksan ayrı tabi. kıyı avı için en sevdiğim havalar 3-5. yemle avlanacaksan balıklar kıyıya yakın olur, sahte atacaksan çok naz yapmadan vururlar. Dörtyol barınağının çaparicileri gibi dalgayı görür görmez olta atmadan geri dönüp gitmeyesin sakın. ayrıca geçen yıldan bu yana ara ara boru kurduyla avlandım ama daha boru kurduyla çipura yakalayamadım. genelde oltaya tek çeşit yem takmam, karides, sardalya, yengeç boru kurdu, sübye yanımda olanlardan iğnelere farklı farklı takar deneyerek avlarım. çipura genelde karidesin olduğu oltaya vurur. boru kurdu mırmırın reddedemediği yemidir, arada tek tük sargoz, melanur vb. de yakaladım. ama esas amaç çipura ise benim yemim karides, sardalya ve yengeçtir. hatta sübye ile de bir kaç tane yakaladım güzün. açıkta ise hiçbir balığın dayanamadığı yem kum midyesi. burnaz pilajından suya 8 - 10 metre kadar girip kürekle kumu alırız ve elekle eleriz. bolca kum midyesi çıkar. işte o midyeyle açıkta aklına gelen her balık yakalanır. kıyıdan yakalanmaz mı ? yakalanır, hatta levrek bile yakalanır, ama bu midye çok yumuşak olduğundan atarken çabuk düşer.
Abi senin bu cümleyi gördüm hiç gülesim yoktu bugün helal olsun güldürdün beni ,, Bu ara yine yapmışssın yapacağını tebrik ederim bakalım bundan sonraki avı merakla bekliyorum,, Evet Alişan abi birgünde olumlu yaz artık barınakta ıskarmoz bırakmadın bu sene ben geldiğimde hep tutardım avcumuzu yaladık sayende Bide olumsuz konuşuyosun ,,, benden tavsiye Bilge abiyle iletişimi koparma mümkün olduğunca birlikte avlanın deneyimlerinden faydalanmak lazım diye düşünüyorum..
Sürekli aklımda olan birşey var gözlerden uzak biryerde balıkçıların pek uğramadığı bir yer için kendi imkanlarımız doğrultusunda amatör bir resif çalışması yapsak (Hurda araç parçaları- irili ufaklı kayalar vb. şeyler) denizin içerisine taşısak ve burayı zaman zaman yemlesek mazmozlasak, belli bir süre sonra buralar güzel av verir diye düşünüyorum ... Sizlerinde değerli yorumlarınızı bekliyorum nasıl olur sizce ??
o iş büyük iş, bahsettiğin şeti yapabilmek için üzerinde vinç bulunan bir tekne lazım. tabi bir de o hurdaları kıyıya getirecek nakliye aracı, kıyıda hurdayı ve kayaları yükleyecek insan ve makina gücü vs. ama senin bu dediğinin benzerini, farklı bir amaçla yıllar önce Ceyhan BOTAŞ yaptı. çevresindeki kıyılarda trol avını önlemek için boş mazot fıçılarını yanlarından delip içine ray demirleri sapladılar. sonra fıçıları betonla doldurup denizin pek çok yerine attılar. 150 - 200.000 liralık ağlarını yırtmaktan korkan trolcüler o mahalleye uğramaz pek. bu uygulamayı devletin bütün kıyı sularında yapması lazım, yasakla bu iş olmaz, ama işin ucu balıkçının maddiyatına dayanınca trol kendiliğinden biter.
Bilge abi benim düşündüğüm kendi imkanlarılma 20-30 metre çapında bir şey küçük bir alan bu alana ne biliyim atıl kullanılmyan, muhtelif ağırlıklarda hurda parçaları irili ufaklı kayalar bir insanın taşıyabileceği şeyleri denize 1-2 metre derinlikteki yerlere atsak sonra bu mekanı yemlesesk mazmozla zamanla bu mekan irili ufaklı balılara ev sahipliği yapacaktır.. Sonra bu bölgede özellikler at-çek avı için ve yemli takımla iş yapar diye düşünüyorum bu bölgeyi bir kaç kişi hariç bilmicek gözden uzak olucak... Benim aklımda olan birşey ama bakalım.. Daha neler varda aklımda bakalım hayata geçirebilcezmi...
bilge internette Eurofish aragon combat minnow 130 mm bulamıyorum. varsa bile 80mm ayrıca onu nitro zanneden ben değildim tüh bu da olumsuz oldu yau sevgili "balık yakalamayı çok seven"ler Hepinize Vedat abinizinkinden daha bereketli birer ömür dileyerek sözlerime başlamak istiyorum Bir balıkçı ne zaman konuşur ? tuttuğu zaman. morali gelir, yürüyüşü dikleşir, yere sağam basar, güveni gelir. kendini gösterebilecek yan meşgaleleri yoksa tabi kuş muş benim olumlu birşey yazabilmem için, av yapmam lazım ve avın da olumlu geçmesi lazım. onun dışında birşey yazamam.Bişeyler alırsam yazarım. adı üstünde av raporu. Zaten tuttuğun kadar konuşacan... Hepinize teşekkürler kardeşim
