bir jigimiz eksikti diye alişan demezde ben derim hele daha atçeke ısınamadan derseniz dedim bile hihi
gurupta forvetin sen olmasına şaşırmamak lazım. bu kadar azim ve isteğe balıkta dayanamıyor demekki. Şu konsantrasyon ve adrenalin olayına bende inanıyorum yanlız. bende o kadar şiddetli ağrı ve hasta iken değilde hafif yollularında gittiğim olmuştur. Gerçekten evde olsam belkide yatıp yıkılacağım zamanlarda balıkta çita gibi oluyorum
hasta olmadan bir gün önce bir sahte yaptım. hesaplarım su üstü için, ama olurda su üstü gelmezse su altındaki aksiyonlarına da bakacağım. sonrasında sonuçla ilgili olumlu ya da olumsuz bilgilendirme yapacağım. maliyeti yaklaşık 3 lira. şimdi sabırsızlıkla iyileşmeyi bekliyorum sahtemi denemek için. bu gün sırt üstü yattığım yerden makinanın birinin misinasını değiştirdim o bile keyif verdi.
sinarit ve lampuka avlarını ben de merak ettiğimden soruşturmuştum. ben de, az da olsa bölgemizde avlandıklarını öğrenmiştim. demek ki yerini bulmak lazım. bizim buralar sanırım biraz sığ kalıyor bu balıklar için.
Bense el bebek gül bebek büyüdüm Balık hastası filan da değilmişim meğer Kafamın içinde kısa bir yolculuk yaptım, raporu gelsin: Ben balığa, bir günah işliyor gibi gidiyorum, bunu anladım. Balık; eşi dostu, Çoluk çoccu, İşi güccü, Umreyi haccı boşverip yapılan bir kaçamak... Avlak ise bir günah işleği... Hasta olunca da, yukarıda sayılanlardan ötürü cezalandırıldığımı filan düşünüyorum galiba. Başlıyorum tövbeye, balığı yukarıda saydıklarımdan daha çok düşünmeyeceğime...
bu işi bir kaçamak değil, kendine ayırdığın bir zaman, bir terapi olarak görebildiğin zaman işlem tamamdır. tabi en önemlisi bu zamanı kullanırken ne şiş yansın, ne kebap prensibi ile hareket edebilmek. ben bazen işin dozunu kaçırıyorum. ama elimde değil işte. bu gün rüyamda bile neler neler gördüm. kendime yeniden bir lada niva alıp dağlara alabalık avına gitmişim. ama ne hikmetse oltama hep 100 gr.lık tatlısu levrekleri düşüyor. yerimi değiştiriyorum o da ne ? dağ başındaki derede, oltama kofanalar, istavritler falan düşmeye başlıyor delinin düşü de deli olurmuş derler
onu beşi boşverin de videoyu izleyip çatlayın azıcık http://www.youtube.com/watch?v=GZrqrOM7sko&feature=fvwp&NR=1
ayrıca levrek avında verim alınan sahtelerle ilgili şu videoyu da izleyin. http://www.youtube.com/watch?v=42uUP-40Jis&feature=endscreen&NR=1
Bilge abi yattığın yerde bile rahat durmuyon illahi bişeler yapcan demi senin ev deniz kenarında olaymış bide ben gerisini hiç düşünemiyom...
Herkese Mrhb, TRT nin belgesel kanalında gördüm Hakan GENCER diye biri Adanın Karataş ilçesinden 3 metre Botla 127 günde Artvinin :Hopa ilçesine gitmiş adam tüm koyları gezmiş doğayla başbaşa adamın maceracı ruhuna hayran kaldım doğrusu izlerken yav dedim biz niye yapamıyoruz böyle çılgınlıklar... Birgün böyle birşey denersem hiç şaşırmayın
nasıl durayım birader, cumartesi günü bacanağım geldi ve bir haber getirdi. komşusu dörtyol barınağında önceki hafta 13 tane levrek almış, toplamda 8 -9 kg kadar gelmiş. sahteyle değil ama, yemli oltayla. üztelik benim 1 yıldır aradığım ama bulamadığım bir yemle. nereden bulduğunu sor dedim bacanağa, çünkü bundan yıllar önce ben daha 17 - 18 yaşındayken bu yemin yaptığı işlere şahit olup hayretler içinde kalmıştım. inşaallah ayağa kalktığımda bu yemden temin edebilirsem ayrıntıları yazarım, şimdilik adını vermeyeyim denizden değil ama karadan böyle bir seyahati çok istiyorum. kimi yerde denizde avlanıp kimi zaman iç sularda alabalık, turna balığı avlayarak Türkiye'yi dolaşmak istiyorum. zamanında bir - iki günlük dağ avı gezilerim, alabalık, turna balığı avı , deniz avı gezilerim oldu. kiminde torosların 2500 m yüksekliğinde, toprak zemine battaniye sererek, açık havada titreyerek, kiminde çadırda mat üstünde, uyku tulumunda günlerim geçti. sabah ateşte ısıtılmış taşların üzerinde kızartılmış, yufka ekmekten yapılma kaşarlı böreğin içinde sünen kaşar, közde demlenmiş çay, öğlen közde pişmiş patates, soğan, akşam av eti ... o avların tadını unutamam. ama daha uzun süreli ve kapsamlı bir gezi yapmak istiyorum.
Benle arkadaş oldu olalı Tekin de balık alamıyor. Çıplak gözle net görünen ve kalbimi durduracak gibi kıyıya kadar takip eden kol gibi levrekler, GES'e ve sair sahtelere geçen sene atlamamışlardı. Fakat bu hayvanları kandırmanın bi yolu olmalı diyordum. Hele bi mart gelsin, rüzgar 1-2 olsun, barınak akvaryuma dönüşsün. Kol gibi levrekler barınağa giriş yapsın bi. diyordum. Giriş yaptı. Pahalı görünmez bir misina leaderiyle Max-Rap 13cm FRH, Strike pro JL-120 f renk:010 atıp çektim. Bu iki sahteyi de takip ettiler. Nanik yapıp benle dalga geçerlermişçesine sanki, kıyıya kadar gelip güya beni görünce insanoğlunun numaralarından biri olduğunu anlayıp saldırmadılar. Sadece birisi sahte balığın arkasını kokladı baktı balık değil, gerisin geri kaçtı. Anlayacağınız Bırakıyorum abi ben bu işi. olmuyor yapamıyorum. Daha da balığa gelmem. Balığa balıkçıya küstüm kardeşim
kardeş imzandan başlayarak düşünce tarzını değiştir. daha önce de dediğim gibi bu işi bir rahatlama vesilesi olarak gör. balık tutamadım ama spor yaptım, deniz havası aldım de birader. yani imzan '' alem buysa kral benim '' olsun. felsefen '' bir dahaki sefere inşaallah '' olsun. ayrıca sadece sahteye bağlı kalma, bazı insanlar yemcidir, yemle çok daha iyi yakalar. sen de yemli dene, tekne ile açıkta avlanmayı mutlaka dene.
Her ne kadar "ben balığa balık demem, balık benim olmayınca" dese de; O sözleri söyleyen adam evde mi oturacak kös-kös? Sanmam.
Bu sene büyük bir ihtimalle Doğu Anadoluya avlana,avlana,resim ve video çekerekten gideceğim Sevgiler
abi hem kara avında hem su avında prensibim, hep söylediğim şey şudur. '' kaçan av bizim av, bu gün olmaz yarın olur. '' hatta alabalık avında, kaçırdığımız balıklar için '' geçen şurda benim bir balığım kalmıştı onu alıp geleyim '' diye esprimiz çok olur. kaçırdığım ava çok üzülmem, yeter ki yaralı gitmesin. evde sırt üstü yatıyorum ama yine de boş durmadım. oltaların bakımlarını yaptım, yıpranan misinaları yenileri ile değiştirdim, iki adet sahte yem, bir adet silikon yem yaptım, inşaallah ayağa kalkınca onları denemeye gideceğim
takibindeyiz vedat abi. eminim bu gezinden de çok güzel fotoğraf ve hikayeler çıkacaktır. inşaallah bizlere de seninkiler gibi trofeler nasip olur.
dün izinliydim işlerden dolayı öğlenden sonra hanımı alayım dedim beklerken balık tutarım diye gittim. İlk önce uzaklara attım yok. sonra aniden vuuuvv diye bir rüzgar esmeye başladı hah dedim tam oldu şimdi diye geçti. sonra zaten kasmaya gerek yok önümde bir kahverengi alan vardı. burası taşlık herhalde burda balık olur belki dedim ve yemleyip oraya attım. kıyıdan 15 metre ilerisi attım bir çipura denk geldiki tam porsiyonluk 28 cm 350-400 gram arası birşey. iğnelerimde küçük iğne. daha önceleri bahsetmişimdir belki küçük iğne olunca çupra tam yutmazsa ve kalaman kapalı ise kaçıyor diye bahsetmiştim. Allahtan spin kamışa denk geldi onun kalaması çok gevşek 0,25 ip bağlı olduğundan gevşek ayarladım. Neden kaçtıklarınıda çözmüş oldum. Balık tam yutmamış iğne dudağına saplanmış kafa attıkça kalama açılıyordu. ona rağmen dudağında yarım santim kadar yırtık oluşmuştu. demekki kalama az daha sıkı olsa buda kaçacakmış. Küçük iğne jilet gibi kesiyor her kafa darbesinde. Neyse sonra yanımda levreğe canlı yüzdüren biri geldi o söyledi. balık çiftliğinde kafesmi patlamış ne denk geldi işte Neden söyledim dersen alişan sözüm sana. ya dedim bu havada balık malık çıkmaz gidip ellerini kokutmaya değmez diye düşündüm. sonra başka bir usta abimin ve bilgenin dediği gibi balığa giderken ben bugün iyi balık yakalarım diye canı gönülden dileyerek gitmek lazım sözlerini hatırlayınca bende olumlu düşünmeye başladım. ve o müthiş heyecan beni kendine bağımlı yapan tutku, balığa gitmek için dürten hırs artık adına ne derseniz deyin ama önüne geçemediğim bu adrenalin kapladı ve günü tek çipura ile tamamladım. Zaten 2 saat olta attım allah canı gönülden isteyene veriyor. ister kafesten kaçsın ister gökten düşsün . Hani şu seninleyken gece yakaladığım boylarda ama bunun eti daha dolgundu hali ile besi hayvanı olduğundandır.
tebrikler, Allah kısmetini bir şekilde göndermiş. hadi bakalım, kıyıdan yemli avı da hareketleniyor artık. inşaallah devamını bekliyoruz. sana linkini verdiğim iğneyi de tavsiye ederim ( http://www.avmarketi.com/asp/product/1825/50173-OWNER-IGNE ). balığa tasma atmasan dahi, yakalama konusunda başarılı bir iğne. kalınlığı dolayısıyla dirençli ve yine kalın olduğundan ağzı fazla kesmiyor. ben çipura avı için 2, 3, 4 numarasını, mırmır için de 6 numarasını kullanıyordum, güzel sonuçlar aldım. ancak kötü tarafı balık bu iğneyi çok yutuyor ve ağzından çıkarmak çok zor oluyor. eğer ağzının kenarından saplansın diyorsan da çember iğneler daha iyi ( http://www.avmarketi.com/asp/product/9512/5114-OWNER-IGNE ). küçük iğneler büyük balığın etine çok derin saplanmadığından direnç oluştuğunda çabuk kesiyor.
