Evet yazmış olduğun ilk ihtimal de çok kuvvetli; ancak bu ihtimalde üreticinin değil; ithalatçının kabahati olur olsa olsa... Bu durumda üreticinin değil; ithalatçının kulağını çekmemiz gerekir; tabii bir de gümrükten bu tür ürünlerinin nasıl geçirilebildiğinin sorgulamasını yapmak; malum belli başlı yasalar var bununla ilgili... Aslında böyle pis bir ihtimali aklıma dahi getirmek te istemiyorum; utanç verici bir durum olurdu maalesef... Bilinçli tüketici konusunda da son derece haklısın ve ama maalesef bizde böyle tüketici sayısı çok az; konu ile ilgili yasa ve uygulamalarda da oldukça fazla boşluk var sanırım... Ancak bizler bu işin üzerine gidip hakkımızı aramadığımız sürece problemler öylece devam edecektir... Olan şeyden emin değilim; malzemeden kaynaklanan bir sorun olabileceği gibi işçilikten kaynaklanan bir sorun da olabilir; bu konuda ilk akla gelen Selim Bey'in zamanında bahsettiği kamışlarda omurga yani yön konusunda titiz davranılmayıp hata yapılma olasılığı da mevcut... Şunu iyi biliyorum; Kaan'ın da bahsettiği gibi bu adamlar; yani Japonlar'ın sanırım milliyetçilik duyguları kat-be kat bizden fazla ve iç pazarlarına yaptıkları ürünler gerçekten bir başka ve kaliteli oluyor... Sonuç olarak sorun kullanıcı hatasından kaynaklansa bile böyle piyasaya çokça arzedilmiş bir ürünün parçasının stoklarda bulundurulması gerekirdi; benim fikrim bu şekilde...
Maalesef bu durumu engelleyebilecek yasal bir düzenleme yok bu hususta. Yani dileyen, dilediği çürük çarık malı, vergisini vs. ödedikten sonra getirebiliyor. Bu ancak sıhhi şeylerde, ilaç, gıda, tıbbi malzeme gibi şeylerde denetim var demek. Ha, elbette bir tank, harpoon füzesi veya kimyasal bir şey içinde geçerli böyle bir denetim tabi. Bu sorunun nerden kaynaklandığı belli. Temelde malzeme sorunu değil, işçilik sorunu. Karbon kamış (yada neyse) yapıldıktan sonra fırınlanır ve pişer. Bu fırınlamada sıcaklığın artış hizi, sabit kalma süresi, soğutma hızı vs. kritiktir. %90 ihtimalle bu noktada gereken prosedür uygulanmamış. Yada alakasız bir karbonfibere, alakasız bir süreç uygulanmış. Bir iki atışın yüklenmesi ile, bütünlük kaybolup kamışın ucu, en zayıf yeri yani, gevremiş ve küt gidivermiş. Tıpkı, bir ataşı bir kaç kez aynı yerden bükersen pıt diye kırılıvermesi gibi bir şey yani. Olmamalı. Bilhassa tercihini kaliteden yana yapan tüketiciyi hedefleyen bir mamülde, böyle bir sorun hiç olmamalı. Kamış hakkında yazsam daha, malum sen şimanov düşmanı denecek. O yüzden pek yazmadım. Bu kamış, 150 gr kurşunu alıp abanmak için değil. Bu kamış daha ziyade, uzakça atılmış bir takımla, büyükçe bir şey tutunca güreşmekte başarılı olmayı hedefleyen bir kamış. Herşeyden önce, 200gr ağırlıkla uzak atış için, üst derece karbon malzeme gerekir ki, bu da el mahkum hafif olur. Bu kamışın ağırlığı peh dedirtiyor ve kendi adıma boğaza filan gitmek için hiç düşünmem, hele ki o parayı vererek...
6 tane shimano makaram ve 5 tanede shimano kamışım var.Benim eski bir Shimanocu,yada gizli Shimanocu olduğum söylenmektedir. Kerelerce yazdım.Bir ithalatcı,satıcı şayet malının arkasında duramıyorsa,yedek parca tamir,bakım ekibi yoksa,mal stoğu kuvvetli değilse,işte bu örnekte bir kere daha görüldüğü üzere,bir şanssızlık,hata,yada herneyse kullandığı ürünle ilgili bir sorun yaşandığında ortalıkta kalıverir. Takriben hergün bana 15-20 kadar ürün tavsiyesi sorarlar. Üşenmeden üstte yazdıklarımı anlatır,özelden sorarlarsada yazarım. Son aylarda pek keyfli ve randımanlı dip yemlibalık avları yapmaktayım. Kullandığım kamış şu anda bir bot kamışı değildir. Yüksek atarlı bir spin atçek kamışı olan Shimano Bassterra ile avlanmaktayım ve sıkca 200-250 ve hatta 300 gr kurşun anca yetmekte avlarımda. Hatta coğu zaman akıntıdan olumsuz etkilenmemek için,akarak avlanırken teknenin akış istikametinin tersine kamışımı geriye30-40 metre savurarak okadar ağır kurşunla bunu yaparak,nerdeyse tekneyle aynı hizaya geldişğimde dikine dibi bularak,yani başka bir deyişle tam apikoda kalabilerek çok randımanlı,sanırımki daha günler sürebilecek sunumlarımı bana sağlayacak şekilde avlanmaya devam etmekteyim. Yani Shimanoya güvenim tam. Ancak birgün kırılıvereceğinide biliyorum. O Bassterrada aylarca elimde kalacak belki yerine başka bir shimano spin devreye sokabilirimde. Eh 3-4 ay sonra ancak yeni parcasını,üstelik hayli para ödeyerek elde edebileceğimide biliyorum. Zira bu durum ShimanoGame ARC kamışımda başıuma gelmişti,zoraki,çokda para ödeyerek 3 ay sonra anca temin edebilmiştim. Zevkim ve randımanlı balık avım için ben bunu göze alabilmekteyim. Ya çoğunluk,böylesine bir durumda nerdeyse balıktan soğuyacak kadar uzun bir süre çaresiz kalacaklardır.Zira Shimano üstte saydığım huususları ne yazıkki halende yerine getirememiştir. Bu bakımdan artık bana bir takım tavsiyesi sorulduğunda behemahal Okuma,Lineaffe Savagear gibi markaları tavsiye ediyor,olumsuz bir durumdada derhal devreye girmeme lüzum olmasada, sırf tavsiye ettiğim için elimden geleni yapıyorum. Kimse yalnış anlamaz umarım. Sevgiler
Üstadım en doğru yorum gene senden geldi. Bu şeylerin hepsi bu akıbetlere uğrayacak. Makinesi bozulacak, kamışı kırılacak. Bu, bu işin fıtratında var. Bu noktada bir mesele yok. Ama birilerinin sanki bu kamış kırılmaz, öyle sağlamdır ki, böyle sağlamdır ki, oho oooo... Babında çıkışları var ki, maalesef insanları yanlış yönlendiriyor. Vatandaş alırken, kırılmaz bir şey alacağım sanıyor. Burada mesele şu. 900 TL verip kamış alıyorsam, yarın kırılınca 400 TL verip parça alabilecek gücüm vardır. Parça beklerken balıktan geri kalmayacak yedeğim de vardır, benzer evsafta. Yada cebimde parası vardır, gider alırım hemencecik. Ama bu imkanım yoksa, bakaım imkanıma. Gider 200 TL'lik kamış alırım, kırılırsada böyle koymaz. Ama siz, bir kamışı kırılmaz, etmez, süper gibi anlatırsanız, bende yutarsam bunu, son kuruşuma 900 TL yi boca ederim elbette. Zira kırılmayacak ki, neden 200 TL alıp kırılınca o parayı çöpe atayım, birde atarken bugün kırılacak mı diye yürek kabartayım? İşte bu yüzden, malzemeyi şişirmek hiç hoş olmuyor. Tavsiye ederken de, alırkende, bu faktörleri de hesaba katmak lazım.
Abi öncelikle verdiğin dersler,bilgiler ve yorumlar için çok teşekkürler.Evet bu konu şu an itibarıyla bütün bu hobiye gönül vermişlerin konusu yanlış anlanacak hiç bişeyde yok doğru konuşulana hem fikir çoğunluktaysa doğru bitanedir.Oldu işte oda benim başıma geldi önce can sonra canan denildiği gibi bizde düştük cananın yani malımızın peşine,evet shimano ün yapmış bir ürün faktörleri siz daha iyi biliyorsunuz sorun üretici firmada tıkanıp kalıyor ve çözüm,süreç muhatap eksikliği,başka bişey değil acizane fikrim SHİMANO TÜRKİYE DE tekim diyorsa firmaya karar verici mercide profesyonel biri şart o zaman problem çözülür gibime geliyor.Bütün ürünlerinde yedek parça,stok,kullanıcı mı?imalat mı?,bayilik mi?ulaşılabilirlik mi?daha ne eksiklik varsa çözülür.Benim problemim Turgay beyin veya orada çalışanların yardımıyla çözüldü gibi temennim inşallah her SHİMANO kullanıcılarının sorunlarının çözülmesi dileği ile. SAYGILARIMLA.
Kırılabilir elbet... Hiçbir kamış kırılmaz değildir; zamanı gelince veya bir hata yapınca hepsi kırılacaktır; ancak sözkonusu edilen ürün ya da böylesi üst seviye ürünler için normalde bu süreç çok daha uzundur ama burada farklı bir durum var... Tüketicinin bu tür üst seviye ürünleri seçmesi yalnız sağlamlığından ötürü de değil; farklı başka sebepler de mevcut bu tür ürünlerin seçiminde; yoksa bizler de biliyoruz ucuza parça sorunu bir şekilde halledilebilen ürünlerden almayı ama bunlar bize pek de keyif vermiyorlar; bir kere kullanmayı tercih ettiğimiz tür ürünlerden ağır oluyorlar; kullanılan malzeme ve keza işçilik ne belli değil; aksiyonları ve dengeleri yeterince iyi değil; tabii benim tarzım kullancılar bu surf kamışları genelde at-çek disiplininde kullanınca böyle seçici olup fiyatları yüksek ama belli argesi, teknolojisi, projesi ve malzeme kalitesi olan katalok ürünlerinden seçmek durumunda kalıyor... Tabii dünya ya da en azından Avrupa pazarına hitap eden ve bu özellikleri taşıyan üst seviye ürünler öyle pek de ucuz olmuyor... Benim gibi bazı kullanıcıların taleplerini ancak bu tip kamışlar; hatta bazı arkadaşlar için daha da üst seviye olanlar karşılayabiliyor ancak... Yalnız sözkonusu modelde 3 ürün de aynı yerden kırılınca büyük ihtimal ile Serdar Köylü'nün tespitinde olduğu gibi ya da benzer başka bir problem mevcut ve bunun ilgili kişilerce sorgulanması gerek bence; yoksa bu ürün de hayli sertçe olmasına rağmen (ki bu tercih meselesi) gayet kaliteli bir ürün ve onlarcası da problemsiz kullanılmakta bildiğim kadarıyla... Not: Shimano makina kullanıyorum ancak bir yılı geçkin bir süredir at-çek disiplini için kullandığım surf kamış Wega Potenza Supercore; bugüne değin herhangibir problemim olmadığı gibi bu ürünün yedek parçası halihazırda ithalatçısının stoklarında mevcut; hangi parçasını isterseniz var... Yemli ve Çapari için de surf kamış olarak Italcanna Evo ve Urania kullanıyorum; bunlar da çok güzel ürünler ancak parça sıkıntısı olduğunu da belirteyim...
Haluk abi seninde dediğin gibi iki hafta önceydi galiba üsküdarda arkadaşın birinde potenza orta parçada sorun vardı gitti ergin balıkçılıktan almış yedeğini,hemen vermiş cevat abi,adam geldi mutlu ve akşama kadar avını yaptı,ben bu konuyuda ifade ettim şahsen,,,birde bişey sorcam abi size bu gün sıfır aero ile leader uçlarını inceledim aeronun uç iki boğum arası elle temasta düz lakin kamışın geri kalanı tatlı bir burgu gibi,ama leaderda bütün boğumları aynı burgu var bu normal mi? o iki boğum iki kamıştada dolgu mu? boş mu?bir soru dedim çok oldu abi kusura bakma,Ahmet abi var çakır gözlü o da üsküdarda balık tutuyor o da benden bir hafta önce almıştı bu hafta korkudan kamışı kullanamadı,satmayı düşünüyor değiştirecek galiba,leader üretime son vermiş olmasaydı onu alacaktım keşke onu alsaydım,her neyse kusuruma bakmayın kafanızı ağrıttım.
Surf Leader'da ayrıca çapraz sarım mevcut idi; Aero Technium'da bu sarım mevcut değil idi; ama şu an pek emin değilim doğrusu... Boğumlar çapraz sarımdan kaynaklanıyordur... Kamış uçları dolgu dersek yanlış olmaz; içi boş değil; ancak bildiğimiz klasik dolgu da değil; genelde solid diye adlandırıyorlar; hibrit adında da bir tipi var; en uç bağlantısı biraz farklı; üçüncü uç aslında tek parça değil 2 parçadan oluşuyor v.s... Dolgu denilen ise karbon liflerinin dikey olarak belli teknolojiler ile bağlanmasından oluşturuluyor v.s... Yalnız kullanmış olduğunuz kamışın hem tubuler; hem solid olanı mevcut; tubuler yani içi boş olanlardan piyasada çok fazla yok; ancak sizdekinin hangi olduğunu bilemiyeceğim; tubuler olanlar solid olanlara göre çok daha kaba görünümlü olurlar... Solid olan uçlar daha hassas; bir parça daha esnek; yemi v.s.yi daha az sarsıyorlar ve daha az zarar veriyorlar; tubulerler daha sert bir yapıya sahip; tabii bu bir genelleme... Ahmet'i tanıyorum; kamış için de daha evvel her zaman bahsetmişimdir; kaliteli ve güçlü bir ürün; ancak bu sizdekilerin hemen hemen aynı şekilde; aynı yerden kırılması insanın aklında bir soru işareti oluşturuyor ve kişilerin bu ürüne bakış açısını değiştiriyor doğrusu...
Evet Haluk abi leader uç boğumlar arası daha kalın aero ona göre ince ve kırık komple ayrılıp düşmedi lifli şekilde kaldı iki kamışda aynen öyle oldu,ve bugün yarın kafadaki soru işaretleri inşallah ortadan kalkacak ve SHİMANO kullanıcıları rahat bir nefes alabilecek,ürün arkasında duran yeni bir imaj bırakan Shimano ve dünyada kalitesi satışlarıyla belgelenmiş artık daha ulaşılabilir fiyatlar ve de satış sonrası hizmetlerle biz değerli müşterilerine ulaşacaktır.
Artık ürün arkasında duran yeni bir imaj bırakan Shimano'nun kazığını belgelenmiş olarak yiyeceğiz diyorsun yani Adam size dandik malı, süper kalite diye geçirmiş, siz hala onu nasıl yalarız derdindesiniz. Deveye diken.... Neyse, anlayan anlamıştır eminim.
Kendisini şöyle eden: "şok oldum bittim,perişan oldum ...." Bir ürün için çıkıp birde hala "kaliteli, belgelenmiş vs. ürünlerini kullanabileceğiz" diyen arkadaşa, denecek daha yumuşak bir şey biliyorsan buyur sen söyle...
Arkadaşım sen benim yazdığımın shimanonun kendi sitesindeki yazısından alıntı yaptığımı anlamamış,çok bilmiş ama o kadarda cahil ve ukalasın bu da sana kapak olsun,ve ben ölmüş babama bile yalakalık yapmadım yapmamda bu da tersine kapak olsun sana,benim derdim ve konularıma burnunu sokma alaycı ve kibirli bilmiş halinle yorum yapma bu da son olsun....deve mevzusuda sen baya anlamışsın galiba.
Evet abiler arkadaşlar bu gün SHIMANO dan Turgay bey ve caner bey ardılar parça gelmiş,makul bir fiyat karşılığında göndereceklerini söylediler,bende neden fiyat karşılığında olsun dedim kırılma sorunu kullanıcı hatası olarak belirlenmiş.Bu yüzden yarı fiyatını şirket olarak üstlenip yarısınıda benden tahsil etmeleri gerekiyormuş bende istemeye istemeye kabul ettim kargoya verildi yarın inşallah alacağım.Özellikle iyi niyetli yorumlarınız için canı gönülden teşekkür ederim.
O kamışın öyle kırılmasında senin zerre kadar hatan yok. İstesen bile yapamazsın hatta. Tamam pahalı parça, şöyle böyle. Ama bir de çıkıp yalan söyleyip kabahati sana yıkmaya çalışmaları, arsızlık, utanmazlık, rezillik değilse nedir?
Talep edilen miktar ne civarda; merak ettim??? Buradan vermek istemiyorsanız özel mesaj atabilirsiniz...
Aslında o talep edilen fiyatı, Tevfik Abiye fatura etmek lazım. Hani diyordu ya, süper uçan kaçan muhteşem ve de muazzam teknik destek, garanti falan... Eğer o kamışın kırılmasında bu arkadaşımızın zerre kadar kusuru varsa, bende boynuma satılık eşek yazar, Taksim'e çıkar sabaha kadar anırırım. Velakin bu hal böyleyken, birde çıkıp hala arkası sağlam zart zurt diye bir laf duyarsam da, kantarın topuzu filan kalmaz, kaçar gider yörüngeye kadar, söylemedi de demeyin.
Eh, bir de fatura ödeme merkezi açalım. Şirket müdürüne ihtiyaç duymam sayende. Bu aralar bana fazla takılma, gerçekten zamanım ve takatım yok. İşin yoksa da, yardımcıya ihtiyacım var. Bildiğim kadarıyla gerek konu sahibi arkadaşımız ve gerekse karşı ilgili firma yetkilileri, en son bire bir olarak görüşmüşler. Konu sahibi arkadaşımız, sorununun çözümü neticesi binlerce kez teşekkürle, sonuçtan memnun, mutlu ve mesut şekilde, minnet duygularıyla teşekkürlerini Turgay beye beyan ettiğidir. Amma velakin iş klavye başına gelince, Tv. kanallarının reyting savaşı, propogandacıların senaryoları misali oluveriyor her nedense.. Ben yazılanları değil, bildiğimi, gördüğümü savunur, ezbere ve körü körüne dalmam. Haddim olmasa da tavsiyemdir. Bilmediğin mezralara, denizlere hemen dalma. Şöyle, bana bir 10 - 15 gün kadar daha müsade. Sevgiler olsun.
