Hayatimda hiç balik satmadim. Ama iste söyledigim gibi teklif eden çok oldu. Hem de genelde hot spot dedigimiz avlaklarda.
Olayı külliyeten yanlış yerlere çekiyorsunuz. Amaötrsen, balık tutuyorsan, yüzüne tükürürüz, falakaya da yatırırız. Çünkü, zira kocaman bir çünküsü var. Gidersin, ilgili ruhsatını filan alırsın, sonra da alnın açık, göğsünü gere gere ne güzel tutuyorum, dahada güzel satıyorum dersin. Bu işin legal bir yolu olmasa, dediklerin biraz anlaşılabilir. Ama bu yol varken, diğerine gitmen, apaçık şekilde, kırk değnek vurulup biiir diye sayılacak olman demek. Bütün mesele, bütün olay bu sadece. Kimse kimseye satma demiyor ki, satamazsın bila kayduşartta demiyor. Satacaksan, bu işi usturubuyla yapacaksın, hepsi bu.
Aşağıdaki sözlerim üzerine alınan her kişiyedir. Lafa girmemeye kararlıydım. Ancak yine olmadı. Beceremedim. idk "Ben bir Amatör Balıkçıyım." Bu lafı etmenin kuralıdır AVINI SATMAMAK. Amatörsen avını satamazsın arkadaş. Hele de dinden, imandan bahsedip, avını satarak TİCARİ BALIKÇININ ekmeğini ÇALARSAN bu iş külliyen yanlış olur arkadaş. Amatör kelimesi AMOR'dan gelip, o bir AŞKTIR, SEVDADIR. Ben gerekirse aşkımı, sevdamı satarım diyorsan, sana diyecek başkaca lafım yoktur arkadaş.
Hiç bir eyyama (sevdim bu lafı)girmeden net ve açık olarak bu şekilde ifade,sen beni sevsende,sevmesende pek hoşuma gitmiştir.Esasen senin diğerlerinden ayıran tarafında budur.Aklımın alamadığı ise tam tersi zihniyette olanlarla olan dostluğundur. Bu alemde senelerdir cizgisinden sapmadan,hep prensiplerine sadık kalarak,hep inceleyerk,gözleyerek,doğrusunu,eğrisini tespitle prensip edinerek devam eden,elbette tüm bu çabalar sonucunda,gerek arşivini,bilgi dağarc ığını genişleterek devam eden bildiğim tek kişi sensin. Bu bakımdan seni naçizane takdir ettiğimi bilmelisin. İstersen beni kafokola alamazsın de,ama bilki silah zoruylada olsa kimse beni bu kanaatlerimden vazgeçiremez. Aynı toprakta doğmuşuz,aynı suyla,havayla beslenmişiz.sen Ankaralı,ben Ankaralı aramız bu şekile gelmemeliydi. Ben bunu bilir, bunu konuşurum. Ben Bahçelievlerde büyüdüm,orada yoğruldum.Şu an bile istediğim an onlarca kişiyi arkama alır ortalığı tepetaklak edebirim.Ama herşeyi bir tarafa bırakabilerek seni takdir ediyorum. Senki en yakın arkadaşınlarla bile doğru bildiğin ve benimde böyle sandığım prensiplerin uğruna ters düşebilip yekten delikanlı gibi kapışabiliyorsun,bunları ben ancak takdir ederim.
Doğru sözler. Ama şöyle bir eksiklik oluyor. Git profesyonel ol arkadaşım, bir şey kaybetmezsin. Buradaki sorun, profesyonel olununca sanki sapık filan olunacakmış gibi ürkütücü bir hava verilmesi.
Haylidirsuatbalığa tek başıma çıkmıyorum.Bu bana artık istediğim keyfi vermiyor.Ama buralara bir yada birkaç kardeş geldiğinde durum değişiyor.Hava berbatta olsa onların iseğine bağlı açılıyor ve avlanıyoruz.Bugüne kadar tonları aşan balığıonlara verdim yahu.Bumudur profesyonellik Bu forumdanda başka forumlardanda her sene yüzü aşkın kardeşimi senelerdir balığa çıkarıyorum. Ayrıca saçmaladığın bir durumda benim amatör kavramını kendime göre yapmadığımı pas geçmiş olman ve güya bizi töhmet altına sokmaya çalışman. Ben balığı satmıyorum arkadaş Öyle kendine göre faraziyelerde bulunup beni bu şekilde suçlayamazsın.Elmayla armudu karıştırmamanı diliyorum. Ya,elimle değil,ağzımla balık tutsam,milleti sırtıma bindirip taşısam bile biri illaki ortaya çıkıp böyle diyebiliyor be,Tüh yazıklar olsun .
Kim diyor onu Serdar? Kim sapık diyor? Kim saptırıyor? Yok böyle bir kelam. Sen o eksikliği, daha doğrusu kendininde yazdığın gibi, o havayı kendi kafanda oluşturmuşsun ve dayatıyorsun. Ben "Ticari Balıkçının ekmeğini çalamazsın arkadaş" diyorum. Yazdığım 10-11 satırdan bunu çıkarıyorsan sana da lafım yoktur arkadaş. NOT: Ayrıca ben o 11 satırlık düşüncemi ve bu mesajımı polemiklere katılmak için yazmadım. Aman yanlış anlaşılmaya.
Çalmak olmasa bile en azından tırtıklamak diyebiliriz.Ancak bu durum dahi balığı hamuduyla götürenlerin eline koz vermekte ve yekililer nezdindede mazallah kabul görülebilme durumunu ortaya çıkarmaktadır.
Sonuna kadar katildigim altina imzami atabilecegim bir dusunce, tesekkurler Tarik agabey, sen bu konuda soylenebilecekleri soylemissin, bizimkisi laf kalabaligi, selam ve saygilar.. Tlf dan yazdim yazim hatalari icin kusura bakmakmayin.t
Sevgili Selim Abi, Yeni Zelanda da bu izinler duzenlenen kurslarda basarili olmus insanlara verilir. Bu kurslara da herkes kabul edilmez.Daha kursa basvururken sana denizle , balikla iliskini, bunun gecmisini, sahip oldugun teknenin hacmini sorarlar, incelerler de ondan sonra uygun gorurlerse, bu kursa alirlar, bu kursdan seni mezun ederler.Burda insanlar her nasil olmussa ki buna gercektn hayranlikla bakiyorum buyuk bir is birligiyle, ortaya konulan amator balikcilik ve surdurulebilir balikcilik uzerine kanunlari oyle agizlarinda cignemeden, sakiz gibi uzatmadan buyuk bir is birligiyle , cani gonulden uyguluyorlar.Bu Ulkede cok nadide baliklari tutmak mumkun.Gercekten kelli felli bir teknen varsa kiyidan oldukca acilarak marlin ve kilic pesine bile dusersin. Marlini yakalamak kilici bulmaktan daha kolaydir.Ancak bu Ulkede cikan has kilic baliklarinin boyutlari goz kamastiricidir. Buna ragmen boylesi baliklar olmasina ragmen , dunyada kisi basina dusen tekne sayisinin en yuksek oldugu Ulke olmasina ragmen halkin yuzde 99 unun pesinde oldugu balik snapper denilen pasifik mercanidir.Bakiniz actigim konuda burdaki Ustadlarin bir kisminin fotolarini da yayinladim.Dikkat edin genelde ellerinde bu pasifik mercanin trofe boyutlarinda olanlariyla poz vermislerdir. Bu mercan cok rahatlikla dikkat edilmezse yok olabilecek dez avantajlara sahip bizim sinaritimize, fangrimize, trancamiza benzer ozelliklere haizdir.Nedir bu ozellikler;mesela Hermafrodittir.Yani yasamina hepsi disi olarak baslar.3-5 yili icersinde ureme olgunluguna gecerken surunun yarisi erkege donusur.Bu arada 20-28cmdir.27cm limitidir.Yani bu olcunun altini salmak zorundasiniz, gunde en fazla 9 tane tutabilirsiniz.Ancak bu balik 105cm e 25 kg'a buyuyebilen bir mercandir.Bu buyukluge ulasan bu mercan 60yasinin uzerinde olabilir.Dogdugu bolgeden cok uzaklara ayrilmayan, birlikte dogdugu suruyle, iliskisini omur boyu surduren bu balik 5 ila 60m arasindaki derinliklerde genelde yasiyor. Simdi size cok ilginc bir veri verecegim. Bu baligi asagida haritasini verecegim ve benimde genelde cogunlula balikcilik yaptigim Hauraki korfezinde amator balikcilar tarafindan yilda 700000 ila 1400000 tane arasinda ki rakamlarla yakalaniyor.. Bu da yilda 400 ila 800 ton arasinda bu baligin amator avciliga bu bolgede dusen tonalitesine demektir.Eger tum Yeni Zelanda da amator balikcilarin yakaladigi pasific mercaninin min/max rakamlarini ve tonalitesini isterseniz sadece bu verdigim rakamlari 4 ila carpmaniz yeterli olacaktir. Yilda 400 ila 800 ton arasi pasifik mercanini Yeni Zelandali amator balikcilar bu haritanin icinde kalan su ve kiyilardaki avlaklarinda yakaliyor.Butun Yeni Zelanda da Amator Balikcilar tarafindan yakalanan pasifik mercani(snapper) yukarda verdigim rakamin dort katidir. Gectigimiz Aralik( 2012) de yakaladigim 3kg civari cok guzel bir pasifik mercani...Elimdeki balik en asagi 15-20 yasinda. Cok uzun yillar buyuyebilecek bir balik. Bu yuzden cok rahatlikla sayilarinda asiri avlanmayla buyuk dususler olabilecek bir balik.Peki nasil oluyorda sadece amator balikcilar bu baligi bu Ulkede boylesi rakamlarla tutupta, bu denizin bereketini halen bu olculerde koruyabiliyorlar.? Bu sorunun tek bir cevabi vardir...Sistem... Sadece bir iki onlem almak degil butun sistem. Kamu Oyu, arastirma ve bilim cevresi, media, devlet,kanun ve kurallar, bunlari uygulayacak sadece bu is icin ozel yetistirilmis sivil, resmi polisler, Amator Balikcilik Endustrisi, Taninmis Amator Balikcilik Entellektuelleri ve Ustadlari, Boylesi bir balikcilik uzerine calisan, balikcilik Turizmi ve Charter boatlari ve onlarin kaptanlari bu sistemin sac ayaklaridir ve bunlarin%99 u birbiriyle buyuk bir uyum, sinerji ve saygi icersinde islerinin ve sorumluluklarinin geregini yapiyorlar.Onlarda tartisiyorlar, bazen ayaga kalkiyorlar ama kim yapiyorsa bunu , bu kaynaklari daha fazla koruyabilmek icin yapiyor, cunku biliyor ki bundan baska ona ekmek yok.Bu onun kaynagi, bu onun ekmegi. Surdurulebilir balikciligi ne kadar onemsediklerini size iki ornek vererek daha acikliyayim. Yukardaki harita hali hazirdaki Yeni Zelanda'daki korunmaya alinmis okyanus Milli Parklarini(Protected Marine Reserves) gosterir.Yeni Zelanda'nin ilk deniz bilimleri labratuari 1960 yilinda, ilk korumaya alinmis deniz parki 1975 yilinda kurulmustur ve bu Ulke Dunya uzerinde Ulke olarak varligi 150 senedir. Sizi daha da sasirtayim mi?Lutfen buraya bakiniz. Iste bunlarda koruma altina alinmis su alti daglari(Sea Mounts and Pinackels).Bunlarin uzerinden mesela trol cekemezsiniz.Yeni Zelanda Endustri Bakanligindan edindigim bu verilerin icersinde su paragrafi aynen buraya aliyorum ve size tercumesini altinda veriyorum... "In April 2007, the Government decided to accept an Industry proposal to close 17 areas to bottom trawling, providing protection to an area of seabed habitat equal to 1.2 million square kilometres, or an area four times the landmass of New Zealand. This is the largest single marine protection initiative in a nation’s Exclusive Economic Zone (EEZ) anywhere in the world. The regulations closing the Benthic Protection Areas to bottom trawling and dredging will take effect on 15 November 2007. Until that time, Industry has agreed to voluntarily prohibit trawling in the areas. " "2007 nisan ayinda Devlet , Endustrinin teklifini kabul etmeye karar vererek 1.2milyon km kare deniz yatagi alanini , bu alandaki dogal yasami korumak maksadiyla trol aglarina kapatmistir. Bu alan halihazirdaki Yeni Zelanda topraklarinin 4 katina mutakabildir. Bu butun dunya uzerinde bugune kadar bir ulkenin ekonomik alani icersinde ki en buyuk deniz kaynaklarini koruma tesebbusudur. Duzenleme Su alti koruma alanlarini 15 kasim 2007'den itibaren trole ve algarnaya kapatacak. Su Urunleri Endustrisi ogune kadar gonullu olarak bu alanlarda trol cekmeyi yasaklamaya karar vermistir." Bu nasil bir seydir ya... Senin devletin burasi bu gunden itibaren yasaktir diyecek, senin balikcilik endusturinde kalkacak "madem oyle, madem millet menfaatine, madem gerekli, ben bunu duydugum su andan itibaren bu yasagin yururluge girecegi gununu beklemeden gonullu olarak orada bu eylemi kendime yasakliyorum diyecek." Bu goz yasarticidir.Bunu gorunce ben de bir Turk olarak kalkar "Bir Millet'in varligini korumak icin sadece onun icin sehit olmak mi gerekir? Her seyi yasatmaya bunun icin yasamaya nedersiniz? derim" insanima, Milletime... Gucumun yettigi, elimden geldigiyle. Sonra cikar Ustadimin biri beni onu kiskanmakla, gurbetciyim diye vatan haini olmakla suclar, bir genc kardesim iyi guzel hosda , benim balik yakaliyacagim zaman balik yumurtali, canimda nineme balik goturmek istiyor, imkanlari kisitli olan balik tutmayip balik satmayip ne yapsin demeye getirir. Bir baskasi sen uzaklarda kalmissin, hayal gormeye baslamissin der.Ya en aydini en okumusu isin ucundan , bir kosesinden tutup destekleyecegine hala imkansiza gazel okur... Ben uzulmeyeyim de kim uzulsun dostlarim...Bu mucadele sizin icin.Sadece siz balik tutasiniz, sadece siz amator balikciliga sahip cikasiniz , sedece mutlu ve rafah, medeni bir anlayista, medeniyetinize, sizin olana sahip cikasiniz diye... Senin gibi sesimi anlayip deger veren bir ucundan hic olmazsa destek olmaya ugrasanlara helal olsun demeyeyim de kime diyeyim Selim Abi..Peki ya otekilerine ne diyeyim? Saygilar sevgiler degerli Abim...
Ben bunu çıkarmadım ki, çıkarsam bunu derdim. Bu baya uzun bir geçmişi olan bir durum. Ve senin yorumun falan değil aslen, bir sürü benzer yorum, olmadık şekilde, sanki balık satmak sapıklıkmış gibi bir algıya yol açtı. Bak ne oldu Tarık Abim. - Vaaay aşşağılık, balık satıyormuş. - Şu şu varya, beş para etmezin teki, balık satıyor. - O balık satıyor, gelip birde buralarda yazıyor. - Aha şunlar amatörüz diyor ama, balık satıyor. Bu gibi laflar edile edile "Amatör balık satmaz" düsturu, döndü geldi "balık satmak ayıptır" noktasına. Önce bir bunu ayırt etmek gerekiyor artık. Amatör balık satmaz, satmamalı. Ama bu amatör olmayan balık satamaz demek değil, balık satmakta kötü, ayıp, sapıklık filan hiç değil. Sende burada böyle söylediğin zaman, benimde katıldığım bir hususu gösteriyorsun: amatör balık satmaz. Ama bunu, "balık satılmaz" gibi algıyan, hatta algılatan bir sürü olay yaşandı buralarda. Artık bu algıyı bir kırmak gerekiyor. Balık satmak, ilgili müeyyidelere uyduktan sonra, gayet helalinden bir kazançtır. Ama amatör olan balık satmaz, satamaz. Eğer amatör değilse, profesyonelse de, satmak en tabii hakkıdır.
Günlerdir çarçaf çarçaf yazıldı, anlatıldı ve kişiler kendi bakış açılarıyla, görüş ve değerlendirmelerini dile getirdiler. Bir yerde de aslında, kişiler eteklerinde biriktirdiklerini dökerek deşarj oldular. Bu güne kadar, kişilerin birbirleri hakkında, sadece vesveselerle oluştuğuna inandığım bazı olumsuz değerlendirmeleri ve bakış açıları, olumlu yöne doğru gelişti. Amacına ulaşan bir konu olarak görür değerlendiririm.:thumb: :thumb: Vesile olduğu içinde Hüseyin Alp ARSLAN kardeşime teşekkür ederim.:thumb: :thumb: Zaman zaman kişilere yazmam gerekliliğinde, benden büyüklükleri ve konularında duayen olmaları vesilesiyle, '' Sn. ABAYOĞLU veya Değerli büyüğüm Orhan bey '' hitaplarını kullandım. Bunun gerekliliğini, kendimde zorunluluk hissettim ve bundan sonra da, olası yazılarımda bu böyle devam edecektir. ( Yani, milletvekili misali değil. cyrr ) Çünkü bu değerlere benim gönlümde gerçekten layıktırlar.:thumb: :thumb: Çözümlenemeyen bir Prof.luk, bir de amatörlük konusu kaldı. Hani deriz ya '' Vicdani sirküler '' diye. Bu da, buna yakın bir değerlendirme olsa gerek. X bir kişinin teknesi varmış ve 4 kişiye kadar belli bir bedelle hizmet veririm demiş. Bundan doğal ne olabilir. 1 gün değil, 3 gün değil 5 gün değil bu. Sosyal çevresi bunu her gün, ama her gün yapmasını gerekli hale getiriyorsa, çarkın dönmesi için de bazı bedellerin oluşması çok çok doğal olmalı. O 4 kişi tekne hizmetine o bedeli öderler, sadece tekneyi kiralarlar. ( Yada umumi giderlere katılım payı da denebilir buna.) Yani tekne sahibinin ruhunda ki amatörlüğü değil. Kardeşim ben 4 kişiyi tekneme bindirir, bedelini alır ve onlarla beraber oltamı sallar, o amatör ruhla zevk aldığım avımı yaparım. Dedik ya, '' Vicdani sirküler '' diye. Hepimiz bir şekilde Prof. Olarak para kazanıp, o kazancımızı beli yerlere harcamıyormuyuz. Bu teknedir, masa başıdır, pazarlamacılıktır, vs.vs. dir. Yeter ki legal osun. Burada ki fark nedir ? Balık satma, verme konusu ? Eğer ki kişi bunu meslek haline getirmemişse, balığa giderken de '' Yav, bu gün 20 kilo balık tutup, şu kadar bedelle satayım '' düşüncesinde ve amacında değilse ............................... Valla ne yalan söyleyeyim, 50 sene önüme balık gelmese özledim demem. Aramam ve aklıma bile gelmez. ( Ama her gün Çiğ köfte, 20 kez aklıma gelir. ) Benim için o atmosferin verdiği heyecan ve haz önemlidir; malzemelerle uğraşım önemlidir; balığı kamışın ucunda hissetmem ve o andan sonra ki, o balıkla olan güreşim önemlidir. Sonrası duruma göre değişkenlik gösterse de, ya salınır, ya eve getirilir, ya da mutlu olacak birisine verilir. ( Bu konularda literatürümde para söz konusu değildir.) Yani kişi bunu ticari bir kazanç amaçlı görmüyorsa, hasbel kader şartlar o konuma getirmiş ve istemeden de olsa küçük bir bedel alınmış olabilir. Bunu kalkıp, tellal misali meydanlarda bağırıp ilan etmenin bir anlamı olmasa gerek. Ben bundan amacın '' üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek '' olduğunu görürüm. Fırsat bu ya. Vurun abalıya misali. Kişi, o ruhunu ve duygusunu kaybetmemişse, hala amatördür. O duygu, kişinin beyninden çıkmadıkça, amatörlük duygusu da çıkmayacaktır. Saygı ve sevgilerimle.
Serdar kardeşim. Gel bari biz anlaşalım. "Balık satmak, ilgili müeyyidelere uyduktan sonra, gayet helalinden bir kazançtır. Ama amatör olan balık satmaz, satamaz. Eğer amatör değilse, profesyonelse de, satmak en tabii hakkıdır." DEMEYEN varsa o zaman bu ayrıntıya geri dönelim ve o arkadaşı ikna için uğraşalım. Ama yoksa da yoktur be kardeş. idk Benim hem TİCARİ BALIKÇILIK yapan, hem de AMATÖR BALIKÇILIK hobisini birlikte gerçekleştirdiğimiz arkadaşlarım da var. Ticari olarak elde ettiği avını satıp, Avından elde ettiği maddi kazancını (PARASINI) anasının ak sütü gibi tükettiğinin yanı sıra, bu arkadaşım amatörce yaptığı avından elde ettiği su ürünlerini de ailesiyle, sevdiği, sevildiği çevresiyle birlikte ağız tadıyla tüketir. Şeytan bunun neresinde? idk Ama "yahu biz hamuduyla götürmedik, Amatör olarak avlandık, eh çokça tutmuşuz, ucundan azıcık satıvermiştik" dendiği an olmaz arkadaş. Olursa da "Çok seviyorum, ölümüne aşığım ama bir kerecik de olsa sattım onu" denmesinden bir fark göremiyorum ben. NOT: Uzatmayacağım dedim ama yine uzattım.
3 e böl ,sağ tarafını fakir fukaraya dağıt,1 parçasını kendine ayır ,kalanı da sat takımları yenile beya
Bakalım şeytan neresinde: Bu başka bir forumda, benzer bir konuya dair bana yollanan bir özel mesaj. Burada olmayıp konuyla ilgisi olmayanları kapattım haliyle. Şimdi, Vedat abi, ben bildim bileli nerdeyse, sarı kağıtlı bir abimizdir. Yani aslen profesyonel bir balıkçıdır. Ha, iptal ettirmiş, çöpe atmış vs. olabilir, onu bilemem. Şimdi, amatör balıkçılığa katkısı belki hepimizden çok olan, belki hepimizden daha çok bu camiaya hayrı dokunmuş olan Vedat Abi, "balık sattığı için" tu kaka edilip kötü adam gösteriliyorsa, burada bir sorun vardır. Zira adam zaten profesyonel. Ve o abimizi biz, profesyonel kimliği yüzünden aramıza almıyorsak, bu çok çok daha acı, vahim ve üzücü bir durumdur. Sorun dolaylı olarak böyle gelişiyor. Pek çok amatör ruhu olan, el oltası bilirim, bırakma bilirim diyen, ağlar serip suyu dövmeyi ahlaksızlık olarak kabul eden ama profesyonel olan arkadaşımız, ki ciddi işi bilen tipler, bu acayip kınama hastalığı yüzünden aramıza katılmaktan çekiniyor. İşte olayın vardır yer burası oluyor. Amatör balık satamaz -> balık satılmaz -> balık satmak ayıptır -> balık satanlar aypılıdır -> profesyoneller ayıplıdır... Böyle bir hissiyat, bir yaklaşım ortaya çıkıyor. Ve yukardaki mesaj gibi yollarla, belki hepimizden daha amatör olan isimler, hiç hak etmedikleri şekilde karalanıyor. Artık bu acayip ve doğrusu ahmakça tabuyu kırmak gerekiyor. Tamam, amatör balık satmaz. Ama profesyonel biri de bizim kadar balıkçı, bizim kadar balık tutkunu olabilir pekala. Gelelim aşkını satmak meselesine. Hiç bir amatörde, balığa aşık olmak durumunda değil. Ha, sen öyle olabilirsin, bunda yanlış bir şey yok. Hatta, balıktan nefret ederek, sırf öldürme duygusunu tatmin etmek içinde birileri eline oltayı alabilir. Teknik olarak bunda da bir abeslik yok. Bizim insanların konuya dair duygularına karışma hakkımız yok. Senle ben aşık olabiliriz, tutup, öpüp okşayıp geri salarız. ama herkes böyle olmaz, olamaz. Balığı götürüp satıp, parasıyla ekmek alıp yemekle, götürüp kızartıp yemek arasında etik açısından bir fark göremiyorum. Yani, insan hiç aşkını kızgın yağda veya mangalda kızartıp yer mi? Etik açıdan yanlış olan, balık satma işi için, kurallara göre profesyonel olmak gerektiği. Burada ilgli kurallara uymak, bir balıkçı olduğu kadar bir de vatandaşlık etiğinin gereği. Bu etiğe uymak boynumuzun borcu. Etiğe ters olan, balık satmak değil, kurallara uymamak. Bunu birayan beyan ortaya koyabilmek gerekiyor. Şimdi Vedat abi gene eminim açar ağzını, gözünüde yumar, verir lafı, veri lafı. Ondan önce açıklayayım. Bu meaj gelince, alanen, ahada bu forumda hem, sordum senin için böyle böyle diyorlar diye. O da verdi veriştirdi bana, cevabı da arasına katıp. Aynı polemiğe geri dönmeye gerek yok sanıyorum.
Ben aslında hiç bu konulara girmeyecektim ama Vedat amcanın bu konuda çok mağdur edildiğini düşünüyorum. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır demişler. Yukarıda alıntısını yaptığım konuda kendisine hak veriyorum ve teyit ediyorum ... ________________ Aslında bizler bu gibi sığ tartışmalardan sıyrılıp kendi kanunlarımızı çıkarmamız gerekiyor, kesinlikle örgütleşmek dernekleşmek gerekiyor. Amatör balık avcılığının gelişimi için, bizden sonraki nesillere daha kurulu düzenli bir dünya bırakabilmek için birşeyler yapmamız gerekiyor.
Bölünce kıymeti düşer abi. Yukarıdaki muhabbetlerden anladığım o ki ne olursa olsun satmamam gerekiyor. İyi tamam ben satmayım, aşkımla yatayım okey de... Elinde olta, ben amatör (yahut sportif) balıkçıyım diyen milyon kişiden kaç tanesi bunu yapacak? Forumlarda kaşları çatık, işaret parmağını kaldırıp sallayarak "hııı seni seniii" diyenlerin kaçı bunu yapacak? Yukarıdaki soruma; "ne yaparsan yap, satma" anlamında cevaplar bekliyordum. Bu cevabı verecek 50 kişi vardır bu forumda, 40'ına "hadi ordan" derim, kalan 10'nun 9'u için de;"öyle diyon da senin başına gelse acaba öyle yapabilecekmisin" diye düşünürüm. Samimi olalım. Bizbizeyiz.
