Kisiye veya kendine hakaret gördügün noktada sag üstte moderasyonu mesaji incelemeye davet eden bir buton var. Isaretlersin, gerek görülürse hesabimi kapatirlar. Dogru bildigimden sasmam ben.
Nese cokta konusup ortamı germeye gerek yok ben fikirlerimi söyledim size tam olarak bişeyleri anlatabildiğimide düsünmüyorum işin insanlık vicdan kısımlarından bahsetmiştim cokta önemli değil uzatmadan konuyu kapatalım bundan sonrakilere cevap vermem ortam gerilmesin. Saygılar.
Sadece söyler. Levrekler büyük göçler yapmaz o şekilde. Oşinodromdurlar, su kütleleriyle, yem sürülerinni ardında vs. gezerler ama, o gibi bir göç davranışları yoktur. Daha ziyade, belli başlı bölgelere yumurtlamak için toplanır çevredeki levrekler. Yani karadenizdeki levreklerin toplanıp, akdenize göçmesi filan söz konusu değil zaten. Gidersen şu anda da, karadenizde tonla levrek var bu yüzden. Karadenizdeki bir levreğin çanakkaleye inmesi veya tersi, tahminen 10-15 yıl sürebilir hatta. Levreğin göçü, sular iyice soğuyup 8 derece ve altına doğru inen yerlerde, yem sürülerini de takiben, daha derin ve sıcak sulara olur genelde. Derdi 9 derece ve daha sıcak su bulup yumurtlamaktır. Bu da bölge olarak levreğin yer değiştirmesini azaltır. Zira, bilhassa ege ve marmara'da sular pek çok yerde bu kadar soğumaz. Bu ancak karadenizde vs. görülebilen bir durumdur. 100km gibi bir mesafeyi, ortalama 70-80, en az 50 - 60 günde alır bir levrek. Bu da, karadenizdeki levreğin akdenize gelmek için yıl içinde yeterli zamanının olmadığını gösterir zaten. Samsun'dan çıkan levreğin marmara ya inmek için kuş uçuşu 550 km yol katetmesi gerektiğini düşünürseniz, hiç yemese içmese, oyalanmasa, 250 gün yol tepmesi gerektiği sonucuna ulaşmanız çok zor olmaz. Kaldı ki, levrek sığlıkları sevsede, karadeniz dışında pek çok yerde sular hemen hiç bu kadar soğumaz, levrekte oradan gitmek ihtiyacı pek hissetmez.
Madem konu levrek,bende katılabilirim değilmi sevgili Adil. 1.Noktayı ele alalım. Sanırım bu noktada senin yanılgın levreğinde sair bazı balıklarında hepsinde görülebilen,yumurta tutma ile döllemeye,dökmeye hazır pozisyonların birbirine karıştırılmasıdır. Hangi balığı yakalayıpta karnını açsanız içinde mevsimi yaklaştığı sıralarda yumurta oluşumlarına raslarsınız. Şİmdi burada esas olan,türlü badireleri atlatıpta,artık yumurtaları iyice olgunlaşıp,birkaç gün içinde yumurtalarını dökmeye yada dölenmesine yakın balığı yakalamamaktır. Levreğin bu dönemi dediğin gibi şubat oralarından başlasada mevkilere göre değişir kimizaman mart sonuna kadarda sürebilir. Her balıkta olduğu gibi yumurtalarının olgunlaşması gelişmesi için yumurtalı levrek bu dönemde daha fazla beslenme güdüsü içine girer. Bu durum artık yumurtlama devresine girene kadar sürer ve bu hadiseden birkaç gün evvelinde levrek ve sair hemen,hemen her canlı,belkide insanda dahil beslenmeyi keser. Sonrasında yumurtalarını döker,sarfettiği enerji ve sikletini toparlamak için kimi zaman beslenme cılgınlığına bile girer,afı,gafı yutar.Zeten sonrasındada dağılır giderler bir kısmı özellikle liman iç ve yakın çevresinde kalır sair kalanlar ise boğazlar yolu ile Karadenize kadar ulaşır,bunlardan kimisi Rusya Türkiye arasında göç eden levrek sürülerine katılabilir,kimi zamanda bu rusya levreklerinden bazıları bizimkilerin arasına katılır veKuzeye değilde bu kere Güneye inilecek güne kadar beklerler ve sonrasındada bazıları çok iri olabilen bu Rus levrekleri boğazlar yolu ile Egeye açılır. Dediğim gibi yumurta dökmesine az kalan ancal beslenmeye devam eden levrekler tutulsa dahi bence duyarlı bir avcıysanız salıverilmelidir. Yoksa hadiseden birkaç ay evvelinde yumurta tutmaya başlayan levreği pekala tutarbilir ve hıfzedebilirisinz. 2.maddeye gelince.Artık zamanın devrin başka bir merhaleye geçmesi aşamasındayız sevgili Adil. Bugüne kadar dediğin gibi olmuştur.Kim takar Yalova kaymakımı devri illaki ha bugün ha yarın değişecektir. Buna hazırlanmalı ve intibakta zorluk çekmemelisiniz. Zira bıçak kemiğe dayanmış işte oltacınında,geleneksel avcınında büyük gırgır ve trol teknelerin sahiplerinde şapkalarını ele alıp düşünmeleri vakti gelmiş ve geçmekte üzredir.,,Ha bende arada derim ne olursa olsun ben iyi avcıyım bu işi biliyorum denizde 3 balık kalmışsa bu tecrübemle bu ekipmanımla ne yapar eder balıklardan hiçolzsa birini alırım derim. Bu benim yanlışımdır.Bu iddiada artık olmamalıyım sende olmamalı başkasıda olmamalı. Ben giderim o gider tutar satarda yemeyeceğini dağıtırda inanç ve tatbikatı devri illaki geçecek başka merhalede devam edecektir. Bu bakımdan kendinizi hazırlamalı ve bu düşünce fiiliyat tarzından vazgeçmeye hazırlanmalıısınız. Direnmenin alemi yok faydası ise hiç yoktur. Sanırım anlatabilmişimdir sevgili Adil 3.olarak 5 kg limiti geçme kuralında oltacı lehine bazı gelişmeler vardır. Mesela eskiden tek bir levrek yakalarda oda 4 kg civarında olduğunu varsayalım.Ava devam edebilirsin.Bir tane daha yakalayabirsin.Ancak o ikinci yakaladığın 4 kg mı geçmemeli geçersede salmalıısın.Durum budur.yani bu şekilde iri balıkta 4,900artı dört toplam 8,900 gr levrek yakalayabilirisn Elbette ufak boylarda 5 kg'mı geçemezsin. Bunu tatbiktede kendini hazırlamalısın. Bir müjdemi yoksa bazılarını endişeyemi sevkeder bilemem ama artık konu tek vucut haline gelmektedir,dernekti konferedasyondu kurulmalarının ve hatta ciddi yıpranmamış söz sahibi olabilece tahsilli kariyerli,avrupa ile destekli,kişilerişi ele almak üzredirler ve umit ederimki devletin yetkili birimlerine etki edebilecek güce gelme gayretindedirler. Görünen köy klavuz istemez Adil,denizlerde tatlısularda balık bitmez ama maalesef avlanmaya,para kazanmaya değmeyecek seviyeye gelmek üzeredir ümit ederimki,mazallah geri kazanılamaz hale gelmedende halledilmelidir. Sevgimle kal
Adil Kardesim, Butun bunlari yapabilirsin.Ama bir de soyle dusun.Senin gibi binlerce insan bu sekilde davranirsa ne olur.? Buyuk olcekte , toplumsal olcekte dogru olan seyler, kucuk olcekte mesela birey olceginde cok uanlis olabilir ve tam tersi mesela birey olceginde dogru olarak gorulebilen seyler, toplumsal anlamda herkesin oyle davranabilecegi hesap edilerek dusunulurse cok yalnis bir edime donusebilir. Ornegin "babn sana mesela oglum parani carcur etme biriktir, tutumlu ol "dedi. Sende onu dinledin.Bu senin icin gayet iyi sonuclar dogurabilir, ancak bir toplumun cok yuksek bir cogunlugunun bu kisisel dogruyu yapmasi, parasini olabildigince harcamamsi, tutumlu olmasi bir ekonomik felakete yol acar. Yatirimlar durur, istihdam azalir, uretim duser.Sonuc olarak boylesi kitlesel bir tutumluluk aslinda herkesin, firsat ve para kaybetmesine donusur. Toplumun genelini etkileyecek, rafahinda ve geleceginde cok buyuk rol oynayacak sucul kaynaklarin yonetiminde bakis acisi biraz onceki verdigim ornekteki gibi bireyin dogrusuna degil, butun toplumun dogrusuna odaklanmistir ve ordan kararini verir.Ki bazi durumlarda bu karar kimi bireylerin anlayisina, kisisel cikar ve beklentilerine ters dusebilir ve hatta onlari zarara ugratabilir. Ancak aydin ve akilli toplumlarin insani , demokratik toplumlarda toplumsal bir faydayi herkes icin yaratabilmek adina bir takim ozgurluklerinden vaz gecebilmeyi, bunlari kanunlara uyarak kisitlanmasini sineye cekmeyi de bilir. Ve hatta bilmemekte israrci olursa bu israrinin yakalndigi heryerde hesabini vermek zorunda kalabilir. Yukardaki butun ifade ettiginiz konulari yapabilirsiniz. Ancak herseyden onemlisi eger yakaladiginiz baligi satiyorsaniz amator bir balikci olmadiginizi, cep harcligi balikcisi oldugunuzu bilmenizi isterim. Kendinize kucuk bir ekonomik avantaj yaratirken, buyuk bir kitlenin sizin gibi davrandigini varsaydigimizda balik ticaretinden aile gecindiren, bu ise buyuk yatirimlar baglamis ticari balikciyi cok buyuk zarar ugratacak, dolayisiyla Ulkeyi zarar ugratacak sonuclarin dogacagini ifade etmek isterim.Iste bu yuzden kanunlar kurallar var. Bu kurallari uygulatabilecek guc ve kontrolu temin etmek ve saglikli isletmek zorunlulugu var. Cunku birey bunlar yoksa coklukla kendi dogru ve cikarlarini, toplumun dogru ve cikarlari uzerinde tutacaktir.Kendisi kucuk faydalar elde ederken, toplum cok ciddi kayiplara ugarayacaktir.Cunku sizin yapmaniz, bu kurallari kendi bakis acinizla delebilmeniz, takmamaniz demek, pek cok kisinin de ayni sizin gibi bu kurallari kale almiyip, takmamasi demektir.Kisaca sistem isletilemiyor, islemiyor, toplum toplumsal menfaat icin kendi kucuk cikarlarindan feragat edebilmeyi bilmiyor demektir.Ulkemizde ki problem de budur. Gostermis oldugunuz bizim kesinlikle kinadigimiz ve olmamasini israrla dilendigimiz bohcaci ve yagmaci bir mantiktir. Eger bunu boyle dusunuyorsaniz parttime da olsa balikciligi ticari bir is olarak ustlenmenizde toplumsal fayda vardir. Ancak gene de samimiyetle dusuncelerinizi sergilediginiz icin tesekkur ederim.Herkes kendini ifade edebilmelidir.Ancak bir abiniz olarak size toplumsal faydayi dusunerek kimi kisisel cikarlarinizdan vazgecebilmeyi secebilmenizi oneririm.Bunu sizin gibi herkesin yapabildigi yerde levreklerin en kalitelisini tutabilirsiniz ve havyarli levregi yemek oylesi bir bollukta cok oneli olmiya biliyor. Yasadigim yerde bir tur mercan kasim ayinda yumurta doker.Ancak cok iyi korundugu icin, toplum kurallara uydugu icin oldukca bol. Bu yuzden Ulkenin kanunlari o baligi kasim ayinda yumurtali olarak legal limitlere uyuldugu surece yakalamaya izin veriyor. Birde amator balikcilik bir gurur vesilesi degil midir.Eger kanunlara, disiplinlere oymayacaksak neyin gururunu duyacagiz.Yani fitbolcusun, futbolcu oldugunu iddia ediyorsun ama oyunu kuralina gore oynamayi reddediyorsun ve ofsayt golle mac kazanmayi, bununla guru duymayi ozlemek gibi bir sey dediginiz. Lutfen degerli kardesim aslinda ne demek istedigimizi lutfen iyi anlamaya calisin.Yapmaya calistigimiz sizin gibi genc kardeslerimize daha bereketli denizler , kaynaklar birakmak, daha anlasilabilir ve yasanabilir, dogaya saygili, onu butun toplum icin koruyan ve kollayan bir amator balikcilik anlayisi yaratmak. samimiyetini icin cok tesekkur eder, bizleri anlamanizi cani gonulden umut ederim. Saygilarimla...
Meraklısı için: http://www.dmi.gov.tr/deniz/deniz-suyu-sicakligi.aspx#sfU Hal böyleyken, levrek niye toplanıp gitsin Karadeniz'den Akdeniz'e ? Bunlar yüzey sıcaklığı hatta, birazcık derinde rahat 9 dereceyi bulur bu sıcaklıklar. Bir düşünmek lazım. Lüfer yedi bitirdi demeden önce, böyle sıcak suda hamsi toplanır mı, bunu bir düşünenler olsa keşke. bir şeyler değişiyor, kimse farkında değil, millet habire teferruatla uğraşıp duruyor hala, acayip olan tek şey bu aslında.
Bak! Yine olmadı gördün mü? Susamadım, aslında verecek çok cevabım var ama alıntıyı senden yaptım. O su sıcaklıklarını sürekli inceleriz, Kaldı ki Marmara'nın her yerinde akıntı olmadığı için bir kısım bölgelerde su sıcaklığı bir hayli düşük oluyor. Evet, ezberden konuşulanların aksine bu duruma katılıyorum. Şimdi gelelim asıl meseleye; Kişinin önce zihnini sonra ruhunu daha sonra da bedenini ıslah etmesi lazım bu tip durumlar için. Bizim ülkemizde pek de geçerli olabilecek bir durum değil bu. Daha geçenlerde birisi tuttuğumu satıyorum gibi bir şeyler geveleyip dalga geçer gibi konuşmuştu. Bunun gibi bir sürü canlı örnek var. Yani pekte çözülebilecek bir mesele değil gibi duruyor. En azından zihniyetin değişmediği sürece
Tarzini hic bir zaman sevemedim.garip adamsin.Neyse cok onemli degil... Ama dusundugun gibi olmuyor iste...Turizm gelince kucuk olta balikcisi da gungectikce bereketsizlesen denizde balik kovalamak yerine turistin pesine dusuyor.Sicak paranin pesine dusuyor.Aglar paragatlar ortadan kalkiyor, turistin eline verilen onlarin tecrubesi elleriyle donanan seytan oltalari ortaya cikiyor.Yuklu miktarlar arayan , ticari balikci zihniyeti yerini olayi farkli bir gun yasadim , bu kadari yeter diyen bir zihniye birakiyor.Balik cogaliyor. Insanlarin amator balikcidan tatmini artiyor.Kucuk esnaf balikciligi yerini amator turizm balikciligina birakiyor. Inan bana hersey zenginlesiyor.
Ülkemizde mi bu kadar yeter diyecek bir zihniyet? Baya bir zamandır uzaksınız diye biliyorum ülkemizden, emin olun eşkinanın taşını 1 haftada nasıl kurutuyorlarsa o güzel mercanların sinaritlerin kerterizlerinide kuruturlar Yunanistandan geçen hafta 200 parça kalkan ithal edildiğini biliyormuydunuz?
O zenginleşmenin olması için, o balıkçı ve müstakbel turizmci esnafın, öncelikle yakala bırak denen olayı özümsemesi gerekiyor. Oysa bugün, mesela Orhan abi, "Yemeyeceğin balığı ne tutuyorsun ki, tuttuysan afiyetle yiyeceksin" der. Vedat Abi'nin de, hemen hiç, bakın bunları şöyle tuttum ve de böyle saldım dediği pek bilinmez, varsa da ben denk gelmedim. Nerde raporlarını görseniz, Orhan babanınkiler, %90 tava veya mangalda gösterir tutulan balıkların son halini; Vedat abininkiler ise, iskelede verir son pozlarını. Konu şu. Kimse oraya istavrit gibi uskumru tutmaya gitmez. Hadi kimse demeyelim, bir çokları diyelim. Trofe yapmak ister ve trofe yaptıran müşteriyi kazanır. Peki bu yakala ve ye mantaliltesiyle, oralarda çıkacak yeğane trofeler olan taş balıklarının vs. dayanması ne kadar sürebilecektir?
Çagri alinti yapamiyorum telefonda idare et. Ama o zihniyet degismeli degil mi ? Babam bana ' her sabah 2 saatte bidonu kofanayla doldurur persembepazarinda arkadaslara dagitarak dükkana giderdim' dediginde ben nasil ona kiziyorsam, sizin yüzünüzden diyorsam yarin benim çocugum bana aynisini söyleyecek. Ilerde 'Baba iyiki dogaya bir katkin olmus, bak ben de bugün bu baligi avladim' gibi bir cümle duymak istiyorum. Çok zor degil. Istensin yeter ki. Geçen bir örnek verdim. 20 sene önce 4 çesit balik barindiran nehirde bugün 24 çesit balik yasiyorsa yurdum suyunda neden olmasin? Ne eksigi var yurdum suyunun.
Değişmez ki, yapıcı değil yıkıcı bir türüz, belki de türümüzün tek ve bir daha var olmayacak örneğiyiz. Bence ileride torunlarımıza da hatta onların da torunlarına bir şeylerin kalmaması, sadece anılarda kalması, müstahak olacaktır. Aslında konuşulacak çok şey var, bu sadece bir tanesi. Geçmiş zamanda Haliç'in kirliliği gibi bizim sahillerimiz de kirleniyor. Ve buna bir dur diyemiyoruz. Geçen Beşiktaş çarşıda Greenpeace üyelerinden bir kaç kişi ile karşılaştım. Çok ısrarcıydılar, gelin çay ısmalayayım size, oturup konuşalım dedim. Ve konuşmamızın sonunda onların bile olaya sabit bir pencereden baktıklarını gördüm. Büyükleri bitirmeye çalışıyorlar ama bilmiyorlar ki küçükler de büyükler kadar zarar veriyor Çok şey var konuşulacak
Vedat abi cok uzun konusarak kendimi net bir şekilde acıklarsam şu anda insanların anladığı şeyi anlamayacaklarına eminim fakat her söylenen bir tartişmaya cekildiği için daha fazla acıklamak istemiyorum. Uzun lafın kısası istiyorum ki ben komsumada balık yedirebileyim cünkü deniz levreği alabilecek gücü olmadığı için. Ayrıca ben mesut sevilin av arkadasıyım bunu av meram hakkında bilgin olsun diye söylüyorum sen biliyorsun sanırım üstadım. Anlatmak istediğim herkes levrekci ama sen hep gerçek noktaları biliyorsun bu yüzden sana hep saygım sonsuz. Rus levreklerini seneye kaçırmada buyur gel misafirimiz ol üstadım.
Bu da bir görüs açisi tabi. Tür'den kasit nesil zannedersem. Öyle algiladim. Evvelini bilmem de, 85-94 arasi persembepazari-tahtakale arasini sandalla geçerdik. Burnumuzu tutardik her mevsim. Lagim kokardi. Kefal ve istavrit hariç balik olmazdi. Simdi iyi kötü lüferi palamudu girip çikiyor. Birseyler bu noktada iyiye gidiyor demekki. Yazindan anladigim su; bizim millet elindekini tamamen yitirmeden çogaltmaya iyilestirmeye yanasmaz. Yazik oluyor malesef.
Eh deniz için, temizlenir belki ama kerterizlerin kendine gelmesi yılları devirmekle mümkün olabiliyor "Tür" den kastım; daha önce var olmamış yeni yeni türemeye başlayan ve saltanalık sistemi gibi babadan oğula geçen kavram Peki bu sorunlar burada çözülür mü? Tabiki hayır. Birbirimizi kırmaktan öteye geçemeyiz. Dedim ya zihniyet,ruh beden ıslahı Her konuda böyle değil mi aslında? Çok basit bir bilgi verdim az önce ama kimsenin umrunda olmadı, bu sene kim tebliğe uygun kalkan yakaladı? Kaç tane yakalandı? Adamlardan ithal ediyoruz büyük kayıp.
Karadeniz kalkani konusunda fransiz arthe kanalinin ukraynada ve dogu karadenizde çektigi bir belgesel var ( yanilmiyorsam 'la guerre de turbot' olacak ismi youtube'da var). Onlar stok koruyor, rizeden ordudan kalkan teknelerini satin aliyor, reislere ortaklik veriyor, baligi isliyor. Orda pek makbul ve ekonomik degeri olmadigindan Türkiye'ye satiyor. Sahil güvenlik sinirda uzun namlulularla bizim teknelerle savascilik oynuyor. Rizede kursun yememis tekne kalmamis nerdeyse izleyin tavsiye ederim. Sportif amatör balikcilik konusu ile alakali olmasada denizlerin durumu hakkinda güzel fikirler edinilebilinir.
