Sevgili Mehmet Makaraların arıza vermesinde kullanıcı hatalarının payı hayli vardır. Shimanoınun ise üst segmentteki makaralarında,örneğin Twin Power ve Stella gibi modellerinde kullanıcı hataları dahi bunlara pek tesir etmez. Bilfiil açıksu dev balıklarla mücadelemizde kullanılan Twin Power(Bence Stelladan aşağı değildir)50 kg kategorisindeki balıkların dayanılmaz gücüne karşı çıkabilmiş ve bu durumu defeatle başarmış bir makaradır. Bak asla mübalağa etmiyorum.Sinan kardeşim bindirmiş balığı,derinlik takriben 70 metreler.Belliki balık orkinos.Neden orkinos az geliyor dalıyor dayanılmaz basıyor,kamış kırıldı kıralacak,güçlü kuvvetli Sinan dayanıyor,kalama çok az açık zira batık üstündeyiz ve fazla misina almaması lazım balığın. Sinan ise bir taraftan tüm gücüyle makarayı sarmaya çabalıyor. İşte böylesine sahnelere dayandı o Twin Power.İsmi gibi sanki çift güçlüydü. Ben ise aynı sahneyi emektar GS9 Daiwam'la yaşadım.Ama devri çok az olduğundan balığın batığa girmesini engelleyemedim.Ama sonrasında misina salıp balığın kurtulmasını sağladım hırsla ve süratle batık üzerinden kaldırdım.Ancak misina batıktan yara almış olmalıki yarı yolda kopuverdi ve gitti balık. Az sonra emektarlarımın bazı fotoğraflarını bulacağım.Hepsi uzun seneler kullanılmış ve artık istiharettedirler. Sevgimle kal
Garip gelebilir ama değil. Üst modellerde makinelerde Daiwa önde, orta kalemde Shimano, ama her ikisininde önünde başkaları var. Yani bunlar satış olarak ortalarda kalan makineler. Zira satış olayı, kalite olayı ile doğrudan alakalı değil çoğu zaman. Aslında erişimi olanlar için çok iyi bir kaynak var. IGFA World records. Burada, kim hangi makineyle hangi balığı tutmuş, hangi marka almış götürmüş hepsi açıkca görülebiliyor. Big game denebilecek kategoride, mesela, FIN-NOR ciddi şekilde önde gidiyor. PENN, Abu Garcia ve Daiwa arkasından geliyor sırayla. Daiwa'nın durumu ilginç, zira bu listeye spinning türü makine ile dahil oluyor. Spinning türü makineler arasında Daiwa birinci. Shimano ise yok denecek kadar yok. Kısaca, büyük balık, usta işi avlarda Daiwa belli bir ağırlığa sahip. Orta karar avlara bakarsanız, yani levrek, kofana gibi şeylere, burada gene daiwa ve shimano liste başında değil. Daiwa burun farkı ile önde. Dişli ve sağlamlık konusuna gelince. çok büyük balık peşinde koşmuş birisi olarak, elinizdeki makinenin dişlisinin düşüneceğiniz son şey olmasını tavsiye ederim. Büyük balık makinaya vurdu mu, dişlisini kırmaz. Gider kutusunu parçalar resmen, bilyalar filan dağılır, maazallah gözünüzü başınızı çıkarır. Büyük balık avında dişliden ziyade, kasanın sağlam olmasına bakılmalıdır. Diğer hususlar olarak bakarsak, kalama ve geri dönüş mekanizmaları öne çıkar. İlk dağılacak olanlar bunlardır aslında. Sonrasında kol, makara mili ve sarma teli gelir. Piyasada dişli sıyıran makinelerin de, emin olabilirsiniz ki, sorun dişlisinden ziyade, kasasında olacaktır. Şöyle ki, eğer yük binince, kasa dişlileri tam birbirine geçecek şekilde bastıramıyorsa, o dişli sıyırır. Genel olarak yanlış bir algı, Türkiye'deki durumu, sanki dünya çapında imiş gibi görmek. türkiye'de Shimano bir şekilde iyi bir satış sistemi oturttu. Daiwa ise, bu piyasada aranana ucuz mal kategorisi pek bir ürüne sahip değil. Bu yüzden de bunu oturtmak pek olası olmadı. Böyle olunca, sanki Shimano almış başını gitmiş gibi görünüyor. Bannerlere filan bakarsanız, hemen hiç Daiwa neonu göremezsiniz. Tamam, Shimano düny amarkası mı, evet, dünya markası, ama o kadar başa güreşen bir şey değil. Örneğin, hani dedik ya Cabelas. İşte o Cabelas'ta, Okuma'nın satışı Shimano'dan fazla. Böyle de bir şey var.
Açıkçası rekorlarla pek ilgilenmiyorum(tatlı su için) Neden derseniz en son yakalanan pullu sazan rekoru 42 kg ve yaklayan kişi yanlış hatırlamıyorsam esp markasının sahibi. Yakalanan balık zaten ufacık gölde yaşatılıyor. Yılda 15-20 kez yakalanan balık adı bile var Mary, internette araştırırsanız karşınıza çıkacaktır. Daiwa ülkemizde neden yok bence bunun sebebi alt modellerinin olamyışından vs.. değil bilakis çok var. Aradığı özelliklerde Bir yetkili satıcı bulamadığı için olabilir.Hani şartlar da anlaşamıyorlar belli ki. Cabelas a gelince amerka pazarı garip adamlar, yayın ve sazanı değersiz gören adamlar zaten Her işte olduğu gibi bu işin kaliteli yapanlar avrupalı balıkçılardır. Buradan dediğiniz şeylere karşı çıktığım anlaşılmasın. Sadece amerikalı balıkçıların zihniyetine kendi bakış açım. Adamlar spin avında usta ve o alanda uzmanlaşıyorlar.
Bu anlattığınız avı sanırım daha önce ki raporlar da okumuştum vedat abi. Tekrar burada da paylaşırsanız gözümüz şenlenir
Öcelikle şunun altını çizmek isterim, Mehmet kardeşim, Temsilci & Kullanıcı Burada hiç kimse, ne o markanın, ne de bu markanın temsilcisi değil, sadece kullanıcısıdırlar. Bunu memnun kullanıcı, hoşnutsuz kullanıcı diye ayırabiliriz. Temsilciler, satıcılar, distiribütörler, zaten gerekli bilgilerle, yukarılarda sayfaların üstlerinde linklerini vermişlerdir. Temsilci, temsilcinin, kullanıcılara karşı yasal yükümlülük ve sorumluluklarını aşikar şekilde yazmaz, fazlaca bilinmesini de istemez. Amma velakin, bir kullanıcı, diğer bir kullanıcıya, temsilcinin bu sorumluluklarını rahat şekilde yazar, hatırlatır ve temsilci de bundan rahatsızlık duyar kısmen. Fazlaca ifşaasından memnun olmazlar.
Amerika'da ava gittin mi? Amerikan pazarı gerçekten ilginç. Fakat bu kadar basite alınacak bir pazar değil. Ama asıl önemlisi, IGFA rekorları, ABD'yi değil, tüm dünyayı baz alıyor. Fakat şöyle bir şey var. Büyük balık, büyük denizde olur. Okyanus ve deniz imkanları kısıtlı olan Avrupa'nın bilhassa deniz balıkları ki 300-500 kg çeken balıklar konusunda rekor sahibi olabilmesi pek olası değil. Amerika'da göllerde çoğu zaman canlı yem kullanımı bizdeki gibi yasak. Dahası, oralarda yemle tutulacak balıklar önemsenmiyor. Teknik olarak balıkçılık bir "game" olduğu gibi, en iyi müsabaka zevki veren balıklar olan "BASS" nesline dadanıyorlar. Bu bizim levrek benzeri türler. Fakat bu, denizden uzak kalan iç bölgeler için geçerli. Ama kıyılara giderseniz, hangi kıyıya gitseniz bir okyanusa ulaşıyorsunuz ki, işte orada yemlisi, sürütmesi, jigi, sahtesi her türlüsü var. Fakat orada acayip bir kurumsallaşma var. yem aramazsınız, size satan bir yer vardır. Herşeyin kursunu bulabilirsiniz, uzak atış kursu, jig kursu, makina kullanma eğitimi vs. vs. Olay tam bir endüstri olmuş halde. Bizde ise bu bir türlü olamıyor. Sonuç olarakta ne bulursak onunla idare ediyoruz. Basitçe, boğaz koşulları için düşünülmüş bir kamış yok. Aynı koşullar için bir makine de yok. Ama mesela ne var bakın: Saltiga® Inshore Gulf Coast Rods Gulf Coast, Amerika'da bir yer. Daiwa gitmiş buranın koşullarına göre kamış üretmiş. Oysa oradaki avcı sayısı, boğazın yarısı bile olamaz. Bu noktada gereken, olayın bu şekilde bir endüstri olması. İşte o zaman bu tartışmalar daha düzgün bir zemine oturabilir. Bizde bu bir kafasına göre takılanlar vaziyeti var ve ABD'deki piyasa bize çok garip geliyor.
Abi 50 kg balıktan ne olur ki? Şuradan biraz adam gibi bir Okuma alsan, RAW 2, Salina, v-system filan gibi o da o balığın hakkını bin kere verir. Ama TwinPower, ki fiyatıda zaten stella'dan geri kalmaz, 1000 TL ve üzeri iken, Okuma 500 TL'nin baya bir altında olur. İşte mesele de burada. 50 kg balık, öyle abartılacak bir boy değil. Dünya çapında düşünürsen sıradan öylesine bir balık ve sıradan öylesine makinelerde bu balıklarla gayet iyi iş görecektir.
Bozulur Serdar bozulur,makinaya hadinden fazla yük bindirirsen vede sırf makinayla çekmeye çalışırsan,balansıda bozarsın diğer parçalarınıda,makinelerin kalitesinden çok,kulanım hatası daha çok öne çıkar.. Ne demiştin sen,daiwa emblem pro jig için değil,Eee ben şimdi onu jig de kulanırsam ve iri bir balıkla mücadeleye girsem ne olur,belki bir iki defa makina dayanır ama her seferinde durum aynı olursa ne olur,işte burda kulanım alanı ve hatası ortaya çıkar,bu şu veya bu marka farketmez,her marka makinede olabilir...
Bizde başka bir şey demedik abi Emblem pro'nun, takım sudayken, makarasının altına kaçan kur yaprağı çıkarmak için ayakta makarasını söktüm. O cırcır eden yeride nasıl olduysa sen düş, denize gitti. Alet abes sarmaya başladı, makara yerine oturmayınca. Şimdi bunda kabahati Daiwa'nın. Benzer şeyler çok. Ama şu var, daiwa exceler sen büyük balığa yüklenmişsin diye pek dert çıkarmaz, zira kalaması buna pek müsaade etmez. Ama başka tür bir kullanım sorunu olabilir elbette. Ha, belki sorun bile yok, bilmiyoruz orasını. Açıkca davet yazdık, yollasın arkadaş bir görelim, hep birlikte teşhisi koyarız. Zira "balans ayarı bozulması" gibi bir sorunu shimano bile yapmaz, olası değil pek.
Sn.Vedat bey, Şu Biomasterınızı bir çıkartın da herkes bir görsün artık. Allah kısmet ederse de, hafta sonu öyle bir makinayı, bende envanterime koyayım, daha sonra elimde ve tezgahın üstünde sizin adınıza ithafen de konuluyayım. Tabii ki hedefim, o makinayla şu balığı yakalamak. Gerçi rekor falan değil ama, 4 m. 400 kilo seviyelerindeymiş oltayla yakalanmış. Ama mutlak ki dayanır. http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1042904&CategoryID=77 Siz hiç böyle bir balık yakaladınız mı ? Küçük nüktelerimi ve mizansenlerimi lütfen hoş görün. Saygılarımla.
Sevgili Tevfik Abi kendi adıma bu tip balıklar kg bazında mümkün olduğunca benim oltalarıma gelmesinler bu adamı denize alır hep merak içinde videoları ve resimleri izlemişimdir bu kg bazında balıkları sudan nasıl çıkarıyorlar geçen gün sizin bir video paylaşımında kılıç balığı adamın elinden kamışı almıştı ama birgün kısmet olsunda sizinle jig yapalım böyle bir balık gelirse kamışı hemen size devrederim
Biomaster ile o balığı yakalaman zor, olası değil hatta. 13 kg drag, 270m misina ile 400 kg balığı çekemezsin kolay kolay. Kaldı ki malum shimano, drag'ına güvenme pek. Shimano drag doğrudan kuvvetini yazmaz. Makara boşkenki değerini yazar. Dolu makarada bu düşer 9-10kg'ya. Bu 400 kg'luk şeyde, hiç takmadan asağar misinayı gider. Makara da ısınır 3 dk sonra, diskler şişer tutmaz. Uğraşır kalırsın abi, hiç deneme biomaster ile bundan tutmayı.
Gelsinler Mert kardeşim, gelsinler. Gelsinler ki, zevkin doruklarına çıkartsınlar sizi. hihi Yoksa ne yapacaksın ki, 40-50 kiloluk, 60 kiloluk balıkcıklarla oyuncak gibi oynaşmayı. Ha, bu 400 kilocuk balık, 4 m.lik '' Ay Işığı '' adlı bir tekne ile yakalanmıştı. Yani bir kamyon kasacığına, ancacık sığardı. Birde düşün TIR dorsesine sığacak, 8-9 m.lik bir Köpek balığını. İşte o zaman, 2 tane Stella SW 20000 falan alıp, Marşandiz gibi arka arkaya bağlamalıyız artık.hihi hihi Scain Krone dorse benden. Düşünme orasını.hihi hihi Kamışı, takımları falan bana bırakıpda kaçma sakın. Emanetçiliği oldum olası sevmem, aldığımı da geri vermem. Gözün kesmediyse at denize, yenisini alırız.hihi hihi
Elindek makine düzgün bir şey, takımında ağır takımsa hiç bir şey olmaz. Tamam uğraştırır ama hepsi o. Heleki bunlar, kütük gibi balıktır, çekerde çekersin durursun, kaba kuvvet yeter.
Bok atmayalım lütfen; bir adet pul eksik o makidana; ya kafayı yerine takarken düşürmüş vatandaş veya imalat sırasında bir tane eksik koymuşlar; içinde en az üç adet pul var birini alır korsunuz olur biter; daha evvel de yazdım Orhancılar ile Ferdiciler boyutuna girdi olay; şimdi kulağı kırık Saltigaları bulup çıkarttırmayın bana google amcadan... Ben size bakım gerektirmiyor dediğiniz Daiwa'lardan tahminen 1979 yılında aldığım orjinal GS-9'u fotoğraflarım bir ara; dişlilerine bakım yaptım arasıra; ancak klavuzu yağlamadım ve kaynadı; sökerken de kırıldı; bilya da yoktur ondan bir plastik burç ve onu tutan basit bir pim; bu iki materyal kaynadı birbirine... Her makina bakım gerektirir öyle ya da böyle; dilerseniz Daiwa pulu sökelim bir tane o da aynısını yapacaktır haliyle...
Denenmemiş bir makina değil Emblem Pro; 120 kasar; hadi onu bırakalım Türkiye fiyatı kasar; 600 TL. civarı fiyatı var ve yurtdışının 2 misli pahalı...
Valla Haluk abi, neden bunları gidip exceler boklu çıktı, sakın aklınızdan daiwa geçirmeyin diyene söylemediğin iyi bir merak konusu. Ve dikkat et, ben demiyorum, adam almış makineyi, kutudan böyle çıkmış. Adam mekanik mühendisi mi olacak, yoksa balık mı tutacak, pul mul neymiş bilecek? Neymiş, demekki oluyormuş, her makinede böyle şeyler. Doğru mu? Ha, işleyen demir ışıldar. Daiwa alıp vitrine konsun diye değilde, kullanılacak bu diye makine yaptığı için, düşünmemiş olabilir, kullanılmazsa kaynayacağını. Düşünse de becerememişte olabilir, olmayacak değil ya?
Vedat abicim, senin kadar olamasakta atıyoruz işte, teşekkürler önümüzdeki yaza doğru geleceğim yanına abi, avada çıkarız, atışta yarışırız, bilek güreşide yaparız yeni Biomaster'ı test etmek isterim ama hangi marka olursa olsun eski sağlamlıkları yok zaten Vedat abi.
Haluk abi, 120 kasmaz, emin ol. Bugün elimdekinin başına bir şey gelse, gene tren alıp gitse filan, gene gider borç harç bulur 600 verir gene o makineden alırım, veya dışardan getirtmenin bir yoluna bakarım. Ki bu elimdeki dışardan geldi zaten. Hatta adamlar "Türkiye'ye satmıyoruz, dolandırıcı çıkıyorsunuz" diye posta koydulardı da, forumlarından yazarken filan zor ikna ettiydim elemanları.
Su emblem pro A yi bende merak ediyorum. Emblem x ve yeni emblem proyu denedim. Yeni pro, entoh kadar konforlu degil ama is yapabilecek bir makina. Gerçi entoh 4.1devir. emblem x hiç begenmedim. Fiyatina kiyasla güven vermedi materyel ve sarim olarak. zayif sanki biraz. Stratos çik aklimdan, hep onun etkileri bunlar, halbuki bana quiver kamisa çift kaloma 50lik makine lazim
