walla şu an bende arayış içerisindeyim. şu an dövme çapraz kısa pala iğnelerle atıyorum bakalım balık yakalanıyor
20.11.2011 de balık avı yarışması yapılmış olup bilin bakalım şampiyon kim mrsparkle http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?p=876442#post876442
arkadaşlar herkese tekrar tekrar selamlar.dün eniştemle sabah saat 5 te kaçtık.. önce almina civarında denemeler yaptım. yem olarak sardalya,zargana,sübye ve karides denedim. 3 saat tek tık yoktu.. aynı saatlerde eniştemde çevlik karakolunun karşısında attı. kendisi kefalci oldugu için ekmek dışında hiçbir şey atmıyor. derken ben toparlanıp onun yanına gittim. bişey aldın mı dedim. 1 adet kefal almış. 300-400 gr civvarı orta halli bişeydi. daha sonra hava bozdu.. saat sabah 8 civarıydı.dönelim mi dedim. yok dedi. limana gitmeden rahatlamayacam dedi. ok dedim. limana gittik. kendi liman içi ekmek atışlarına devam etti. bense limanın arka tarafına yani açık denize attım. takılacağını biliyordum. ama herzaman favori yerim orasıdır. ilk atışımdı. olta suya düşer düşmez yere yetişmeden gömdü. hemen sardım. yakışıklı bir çupra geldi. ikinci oltayı attığım anda yine vurunca tamam dedim. bugün kısmet açık . yine çektim. hemen enişteyi aradım. acele gel dedim. burda her atmaya anında vuruyor dedim. o bana asıl sen hemen gel dedi. burda balık coşmuş dedi. 2 - 3 defa takılınca sıkıldım hemen eniştenin yanına kurduk oltaları.. atışlar başladı ardı ardına çekmeye başladık. yüzeyde vuruyor balıklar. limanda bir sürü kişi kefale yem atmış. 3-4 kişi dışında çeken yok. ama tabiki bizim çektigimiz kadar hiçkimse çekemedi. en fazla 4 adet alan gördük. biz ortalama olarak 9 kilo çektik. ve akşama dogru havanın kararmasıyla geri döndük.. eve gelir gelmez hemen bir operasyonla balıkları pişirip afiyetle yedik. herkese rastgele
abi gördümm yorumladımm sen bunu çoktan hakketmişdin zatenn... hediyelerde güzelmiş güle güle kullan... göstermiş olduğun duyarlılık örneği içinde birkez daha teşşekür ederimm... BİRİNİCİ BİZİM SAYFAMIZDAN ÇIKTI
Av yapan: Alişan ISKARMOZ / Mehmet Bülent LÜFER (KOFANA) Tarih : 19.11.2011 Cumartesi Saat : 05.30-09.00 Yer : Hatay Dörtyol Balıkçı Barınağı Hava Şrt.: Kayalar ıslak, yağış yok. 6 gündür hiç açmayan güneş 2-3 saatliğine açmak üzere (arkası sağanak-öğleyin iyi yağacak) Suni Yem: Daiwa Sea Bass Hunter 13S23G (13cm-23gr) Renk:Black Shiner (23) Misina : 0,30 Angel Kiss Soft Leader : 0,35 SUPER DB XTREME FC Kamış : Okuma Alumina 2.10m Makina : Daiwa Crossfire 3000X 5BB -Cumartesi saat 5.30 gibi dörtyol barınağına geldim. -Karanlıkta düğüm atmakla filan uğraşıp 5.50'de oltamı suyla buluşturdum. -Av çantası kullanmam. Yanıma poşet almadım. Çünkü poşet alırsam balık tutamıyorum, uğursuz geliyor Hazırlıksız gidersem tutuyorum. Denenmiştir. -İlk atışımda kısa olan ıskarmoz geldi. -Yanımda bıçak da yoktu, ama tırnak makası vardı. Her balıkçıda olmalı Dudaklarını kesebiliyorum. -Bir sonraki atışı yapabilmek için balığın ölümünü beklemek zorunda kaldım. Yoksa ben kadar kayaların arasından denize plop diye düşmeyi başarması an meselesi. Bu balık, ruhunu teslim ederken titriyor. Öldüğünü anlıyorum. Dörtyol barınağı, beni Iskarmoz canavarı/uzmanı etti 10 dakikada öldü. İçim parçalanıyor diyemiycem fakat üzülüyorum bu hayvanın böyle ölmesine. Yerine kendimi koyuyorum. Hiç işime gelmiyor, hemen başka şeyler düşünüp kafamı dağıtıyorum. -06.30 gibi de büyük olan merhaba dedi. Onun ölümü de 15 dakika sürdü. Halbuki onları hemen çıkarabilse idim, 5 tane daha alacaktım çünkü sürü ya bunlar sonuçta nasipten öte yol yok. Güneş doğduktan sonra ıskarmoz açığa gidiyor. Yemlenmesi bitiyor. Öğleye kadar kesin yoklar. Öğleden sonra da garantisi yok. -Başka balığa, barınak içine at-çek yapayım diyorum. Teknelerin arasından. (Her teknenin arası ortalama 25 metre ve o kadar da tekne yok ve barınağın iç kısmının yarısı boş aslına bakarsan.) -Poşetim olmadığından, balıkları temizlersem üstüm başım kokacağından ve de saat 7.30 olacağından, 30 cm lik bir misinayı balıkların ağızlarından sokup taşıma düğümü ile elimde 500 metre taşıdım. Herkesten 4-5 mt yukarıdan yürüdüğüm için gösterişli oldu. Geçit resmi oldu. Cin Kazım Dayı, Tuurnaaaa, Tuuurnaaaaa ! diye laf attı. Yine sabahlamıştı ve birşey alamadığı belliydi. Oralı olmadım. Kıvrılıp mecburen yanına gelince beni tebrik etti. Yalnız dedi, akşam bi Antakyalı geldi burada sabahladı az evel gitti dedi. Antakyalı buna birkaç kofana göstermiş Kazım dayının aklı gitmiş. Bir çuval herhalde anlatışına göre belki 10 tane trofe görmüş ki heyecanlı idi. Yılların avcısı olmasına rağmen şaşkın ve üzüntülü idi. Levrek de göstermiş adam. Kazım Dayı dedim, benimle dalga geçiyordun dedim önceleri. Oltamın ucundaki sahteyle dalga geçiyordu. Ciddiye almıyordu. Antakyalının kullandığı sahte her ne ise sanırım barınakta işe yaramış. Bu tam da benim özlemle beklediğim haberdi. Aynı seninki gibiydi sahtesi dedi. Cin Kazım, Antakyalı giderken, sahteni sat bana demiş, adam olmaz demiş. sana benden elli kağıt demiş, adam tekrar hayır deyince bir kat daha ezilmiş. Elin adamı gelmiş, kendinin bir ayda yakaladığını bir gecede almış kilometrelerce ötedeki evine gidiyordu. Evet, bu anlı şanlı Cin Kazım'ın teknolojiye yenik düştüğü andı -Ben de heveslendim at-çek yaptım fakat, ıh ıh. Allah bana ıskarmozdan başka birşey yazmamış demek ki. Benim barınakta tuttuğum kaç balık varsa hepsi ıskarmoz -Neden biliyor musun, bu mübarek hayvan, suda hareket eden herşeye vuruyor. Tutmak herhangi bir maharet gerektirmiyor da ondan. Çok seçici bi hayvan değil. Kaşığa da geliyor. Alabalık mapsi atsan ona da gelir mi gelir. Misinan FC de olsa gelir. WTD yapsan da gelir. Yapmasan da gelir. Popper'a da gelir, batarlıya da gelir. GES'e de. Gelir de gelir -Sıkıysa bi lüfer bi levrek bi çıplak (çatalkuyruk-yaladerma) yakala da göreyim. ispendeğe de razıyım fakat yok işte. Hayırlısı -Saat 09 olmadan avıma son verdim. Çünkü rastladığım bir genç kısa künyemi ve kısa raporumu aldıktan sonra, eve git abi, bu saatten sonra tutamazsın dedi. Otuz yaşında bir arkadaş. Bir kırmızı motor ve üzerinde kask görürsen bu o. adın ne dedim, Turgay deyince tamam dedim. Sen osun. Kefal yüzdürme uzmanısın. He dedi. Senin methini geçen seneden beri dinliyorum Dörtyol çarşısında ve nasip bugüneymiş dedim. Ortak tanıdığımız kişileri söyleyiverdik. Hatta hafta içi bir lüfer tuttuğunu ve onu balıkçıya 30 tl'ye sattığını söyleyince istikbaratın kuvvetliymiş dedi. Daha fazla ederdi fakat, kilosu daha pahalı fakat, al hadi otuz olsun dedim dedi. Müşteri çekmek için balıkçının ipine asıyorlar dedi. Mesleği balıkçılık değil, sanırım işçi ve maddi durumu çok mükemmel bir arkadaşımız değil. Ama yüreği pırıl pırıl bu delikanlının kefal yüzdürme sanatına-ustalığına, zekasına, balık tutma heyecanına saygı duydum. Adam için balık bir hobi hatta bilim dalı gibi. Gider ayak dedim ki, lüfer nasıl bir hayvan? Hızlı çek dedi sahte yemi, lüfere sahteni inceleme fırsatı verme. son derece hızlı çek, lüfer dedi, kendinden daha hızlı koşan/yüzen olursa gurur yapar, karizması çizilir, inadına gider senin sahteye balıklama dalar dedi. Ayrıca turna zurna olan yerde kesinlikle lüfer olur dedi. Belki de aslı olmayan bu iki hususu bilinçaltıma ekti ve gitti. Ben de gittim. (Ne kadar sanatkar olsa da, ne bilir zarganayı baraküdayı, ne bilir sahte kullanmasını, bu adam canlı yem uzmanı. Ayrıca, benim angel kiss soft misinayı küçümsedi, bu kafa darbelerine dayanmaz bak söyleyeyim dedi. Dedim bu soft misina, dedi sof mof hikaye. Bir de ucunda 35 lik florocarbon misina var falan deseydim, Albright düğümü atılı deseydim olacakları düşünün Demedim tabi Tarih : 20.11.2011 Pazar Saat : 05.00 Hava Şrt.: Kapalı. Güneş hiç görünmüyor. Kayalar ıslak, yağış yok. -Pazar herşey aynıydı. Dünkü aynı yerden atçek yaptım. Kısa bir ıskarmoz geldi. Düştü. Allah razı olsun, elimi ve sahtemi kokutmadı, beni uğraştırmadı. Yediye kadar attım bi nane gelmedi tam iki saat. Hızlı da çektim gelmedi, yavaş da çektim gelmedi. -Saat 6.30'da baktım ıskarmoz yok, barınak içine yöneldim -Kefal Yüzdürme Uzmanı orda. Beni yanına çağırdı. Dünden tuttuğu çupraları kayaların arasından çıkardı capcanlı. Dün gece tuttuğu canlı tekeleri de çıkardı. Ben ve benim gibilerin, yakalamaktan büyük zevk ve gurur duyacağı bir çuprayı canlı yem olarak kullanmaya kalktı. Ne yapıyorsun dedim. Merak etme, deli değilim dedi. Sana şaka gelir fakat, yemin ediyom bak dedi, kefaldense çupra daha iyi lüfer yapar dedi. Seyretmeye başladım. benim için dedi, buradan canlı tekeyle 400-600 gr arası çupra almak dedi çok basit bir olay. hedefim çupra olsa dedi, bir saatin içinde seninle 3-4 kilo çupra tutarız dedi yemin etti, sabah dağ yeli geçer geçmez yan yana 5 takımı atarız dedi. Bir onu çekeriz bir onu dedi. (Dörtyollular yerini videoda zaten göreceksiniz.) Yani şu videoda: http://www.youtube.com/watch?v=Cduaw1izjYs Az otur dedi, (benden altı yaş küçük olmasına rağmen, abi demekte nedense zorlanıyordu. ben böyle adamı fazla sevmem. Dikkat ederim böyle şeylere. Gururuma dokunur. Neredeyse adımla çağıracaktı beni. zoruma gitmekle beraber sesimi çıkarmadım. ama bundan sonra çıkaracağım. çünkü lüfer tutmak için canlı yüzdürme devri sona ermişti. Dün namını duyduğum Antakyalılar meğer hemen yanıbaşımızdaki adamlar çıkmasın mı. Turgay dedi ki, dünküler bunlar. Der demez her şeyi bıraktım, bu adamın sahtesinin marka modelini tespite çalıştım. Olmadı. Çevresinde gezdiğimi görünce konuşmaya başladık. mobilet şu bu tamam da, bir arabanın barınağın içine en uzak noktaya kadar, açıklarına kadar getirildiğini burda gördüm. 31 FD 924 plakalı beyaz bir şahindi. Evet onlardı, adamın atışında o güveni hissediyordum. Makinası hakikaten büyüktü. Benimki kıl gibiydi onun makina sanki çıkrıktan bozma idi. Az sonra dedim ki, sahtenin modeli ne acaba. Cevap vermek istemedi duymazdan geldi fakat sinek gibi yapışmam ve saf ayağına yatmam sonucu sitdirk bro deyiverdi. Ben güvenmedim. İlla modeli resimlemeliydim. izumi mizumi belki kimsenin bilmediği bişe çıkar atıyorum. Çektim. Bakalım doğru mu söylüyor bugün anlayacaktım. Tabi bu rapor işi olmayaydı... İki saattir raporum bitmedi ki ayol -Cuma gece sabaha kadar yarım çuval lüfer ve trofe levro tutan siz misiniz? dedim. Hayır dedi, güldüler, 2 tane dediler. Cin Kazım dayı yalan söylüyor olamazdı. Bu adamlar fazla deşifre olmak istemiyorlardı. Sahtesini resimlemeyi başardım. Tam gidiyorlardı. Dedi ki, bunu çekeceğine aha bunu çek. Bagajdan bir koyun uyluğu çıkardılar. Baktım bir koyun bacağı değil, bu bir lüfer imiş. 2,5 kilo sanırım. Bu balık Brezilyadan komşumuzun getirdiği çocukken oynadığımız mumyalanmış piranha ile birbirlerine gerçekten çok benziyordu. Hadi amca oğluydular Poz verin dedim, internette yayınlayacam dedim. Youtube a girmeyi biliyor musunuz dedim, aval aval yüzüme baktılar. Fakat arabalarına binerlerken kendi aralarında konuşurlarken duydum, aynen "Mehmet Bülent lüfer" yazınca biz çıkacakmışız dediler. Çocuk gibi sevinçli idiler. Ama helal olsun, acayip sır tutuyorlardı. Kendilerine burdan selam gönderiyorum. Ha unuttum. Lafı olmaz ama amcası, bunlar da benim inceler
düşündümde neden gelmedin diye gelsen herhalde ben birinci olamayacakmışım alişan tebrikler Kazım dayı geçen hafta banada anlattı o antakyalıyı . bende mustafa abinin orda lüfer oltası yapıyordum şu istanbul boğazında kullanılan hırsızlı iğneyi bağladığım çelik tele mantar takıp etrafını jelatinle kapladım. Cin kazım geldi o ara ne yakalayacaksın o oltayla dedi. bende lüfer deneyeceğim deyince hışımla vede sinirle girdi konuya. yakalayamazsın deyeceğim ama korkuyorum arkadaş diye :laughing: Antakyalının kullandığı albastarın kaşığıymış bana dediğine göre. Adam bir kasa bulsam bu sahteden alırım demiş. çuvalla gelmiş. sahteyi göstermiş kazım dayıya bizim cin kazımda adamla dalga geçmiş bunlamı yakalayacaksın diye adam antakyadan geldim bu çuvalı doldurmam lazım deyince kazım dayı bi ..... :laughing: tutamazsın demiş. adamı sabah gene gördüm dedi adama alaylı sormuş yine hani tuttuğun balıklar deyince adam çuvalı bir göstermiş levrek lüfer dolu. Söylenip duruyordu arkadaş biz canlı ile alamıyoruz elin adamı demir parçası ile yakalıyor diye.
Ben gelseydim tutamazdım inan. Adamların kullandığı sahteyi ben gördüm, resimledim. Ancak, balıklar gece boyu o sahteyi nasıl gördü onu bilemiyorum. Adamın makinasının çapı genişti. Mesela Hakan Şükür bir adım atıyo da sen iki adım atıyon anca yetişiyon ya, onun gibiydi o makina.
ali abi bu antakyalı grup,sahteylemi avlanıyorlardı,,Balıklar lüfer olmaktan çıkmış sırtı kara (kofana) olmuşlar... kullandıkları sahte marka model varmı nasıl bişeymiş bak bende merak ettim şimdi . El yapımı birşey olmasın... Merada zargana varmı dikkatinizi çektimi?? Ali abi yüreğine sağlık çok güzel ve içten raporun için...
Olurmu ya abi ne yaptın bizlerde senin gibi amatörüz bu konuda ne eksik ne fazla.. Sen bizlerden de iyisin bu konuda... Allah başarılarını daim kılar umarım.. ali abinin eklediği resimlerini görünce yakında atçek işinede gönül verirsin gibi geliyor. Saygılarımla ...
yüreğine sağlık yakup. Bu meralar seni bekliyor, gelip boşaltmanı toplamanı balıkları... senin avatarda kocca bir zargana var bu arada zargana sadece silikona geliyor. Nerden mi biliyom. 6-7 çeşit yem denedim. yanımdakiler aldı ben hiç zargana almadım. İyi ki de almadım. Ne o öyle. Vatos ve/veya bit balığı neyse, o da o benim için. Temizlerken tiksinti geldi Allahın gücüne gitmesin. Ha belki minik minik zarganalar satılıyor real de karfurda. Caniler satıyo. Ben balık yemem zaten. Yedir rim. Değil Gültekin bey, Cin Kazım bey dahi atçeke heves etti bu hafta Gültekin bey ustalaştıkça mütevazileşen bir arkadaş. Bizlere de örnek oldu. Bereketli avlarının devamını ben de diliyorum. Yakup, tozu buldum aldım bir kimya şirketinden. aynı marka değil fakat naparsın, aynı vazifeyi görse yeter di mi. çok sağol ilgin için. Av raporuma yutub linki ekliyorum. az kaldı. bakarsın. sonra av raporları sayfasına da atarım kısmetse
Slm Gültekin Sizlerle beraber böyle bir yarışmada bulunup o havayı, o adraneli yaşamayı çok isterdim, Bu yarışmayı en iyi dereceyle bitirdiğin için senin adına çok sevindim, seni cani gönülden tebrik eder başarıların daim olmasını dilerim. Rasgele arkadaşım. Kal Sağlıcakla...
(metallurgist´isimli üyeden Alıntı) Antakyalının kullandığı albastarın kaşığıymış bana dediğine göre. Adam bir kasa bulsam bu sahteden alırım demiş. çuvalla gelmiş. sahteyi göstermiş kazım dayıya bizim cin kazımda adamla dalga geçmiş bunlamı yakalayacaksın diye adam antakyadan geldim bu çuvalı doldurmam lazım deyince kazım dayı bi ..... :laughing: tutamazsın demiş. adamı sabah gene gördüm dedi adama alaylı sormuş yine hani tuttuğun balıklar deyince adam çuvalı bir göstermiş levrek lüfer dolu. Söylenip duruyordu arkadaş biz canlı ile alamıyoruz elin adamı demir parçası ile yakalıyor diye. Slm Arkadaşlar Dörtyol barınağımızda lüfer çıktığını siz dostlardan duymak sevindirici bir durum olsa gerek, çünkü kısmetse bende Şubatta 10 gün bi izne geleceğim. Madem lüfer çıkıyor ozaman arkadaşlar şu belirtilen alba starın kaşığı aşağıda belirttiğim linkteki kaşıktır. bu kaşık dörtyol barınağından tarafımdan bizzat denenmiş tir ve mükemmel sonuçlar alınmıştır lüfer varsa bu kaşığa kesinlikle yok demeyeceklerdir hem ucuz hemde uzağa çok rahat atılır normal sahtelere göre ağır bir kaşıktır deniz içerisinden yaldır, yaldır - parlaya parlaya gelerek lüferi cezbetmektedir, bu kaşığı kullanırken 35 lik esnek misina kullanmanızı, makinanızın ise 5000 veya 6000 lik olmasını kamışınızın ise 30 ile 80 atarlı arası 3 metrelik bir kamış olmasını ayrıca sarımlarınızın normalden biraz daha hızlı sararak çekmenizi tavsiye ederim AT ÇEK çi arkadaşlar kesinlikle kullanın bakın sonuç alacaksınız Rastgele, kalın sağlıcakla... http://www.avmarketi.com/asp/product/134514/602-ALBA-TOBY-KASIK-NO-1 Not: Arkadaşlar bu kaşığın 3 ve 4 numaralarını kullanmanız tavsiye olunur.
Güzel dileklerin için canı gönülden teşekkür ederim Mahmut. İnşallah şubatta bir aksilik olmazsa hep beraber bir organizasyon yaparız.
Gültekin resim yükleme işini ressim.net ten yap arkadaşım. Neden dersen albümü çok güzel, sonra ikinciyi seç, yani (forum clickable url) sini seç ondan sonra resim çözünürlüğünü bile ayarlayabiliyorsun. gerçekten ressim.net tek geçerim. ressim.net ressim.net medyadaki gözünüz Bir reklam dinlediniz
Cin Kazım yaşlandı galiba. Anlattığı hikaye bu Cuma gecesine aitti. Çuval hikayesi. Kaşık demedi. Aha senin bu sahteden dedi. Daha küçüürek dedi. Belki aynı boy da olabilir dedi. Bana kaşık demediğine yemin edebilirim. Bence Alzheimer falan olmasın adamcaz.
o adam Alzheimer haliyle hepimizi cebinden çıkarır valla yaşlı kurt, seninde dediğin gibi teknolojiye yenik düştü bir gittiğimde bir spin takımı hediye ediyimde gör ali abi sonra beğenmediğin ıskarmozlar rüyanda görürsün sonra :laughing: :laughing: Babamla dün akşam konuştuk bana deniz hava raporlarını sordu açığa oltaya gitcez dedi , tekne gidip gelirken sırtı çekicem dedi sahtelerini kullanabilirmiyim diye izin istedi babama bak oğlundan izin alıyorr :thumb: bende dedim istediğini kullan bir kaç öneride bulunduk akşamm babamın raporunu sizlerle paylaşırımm...hooked hooked
Babamın raporu (oğlu yazıyor) Babamı öğlen aradım 3 defa açamdı dedim balık kuvvetli düşündüğüm gibide olmuş 5kg civarı Cerbit,Mercan,Türkan Şoray namı diğer İsrail cerbiti , sırtı çekmişler gidiş gelişde benim geçen sene şubat ayında aldığım ceylanı tutan RIVER2SEA SEABASS MINNOW 115F ürün kodu HC13R ile bir adet palamut almış bu sahteye bayılıyorumm yine kendini kendini ispatladı " Ali abi kesinlikle bu sahteden edin" Yem bitirmiş 5kg tutmuş, yem bitmeseydi diyo rahat 10kg yapardım diyodu..reeling Yarın yine gidiyolarmış zaten kudurdum burda skoru duyunca,,, banghead banghead Bu dediğim sahte herkesin takım çantasında bulunması gereken bir sahte stokları tükenmeden ben bir kaçtane daha alıyımm,,, Yozuri tobimarulara kıyıpta babama kullan diyemedim evlada bak sen Saygılarımla....
S.A Hemşerim Memleketten böyle güzel raporları duymak gercekten sevindirici ve aynı zamanda üzücü, sevindirici yanı,balık potansiyelinin bugünlerde artmış olduğu, üzücü yanı ise balık potansiyelinin fazla çıktığı bu zamanlarda güzelim memleketimizden uzakta olup bu heyecandan bu yaşam tarzından bu hobiden ne diyersek diyelim uzak kalmak gercekten üzücü bir durum olarak görmekteyim, Yakup şubatta inşalla izinler denk gelir de sen, ben, Gültekin Alişan ile güzel bir organizasyon yapma fırsatı bulur hemde yüz yüze tanışmış oluruz. Kal sağlıcakla...
